Mealler
Ahmed Hulusi - Bakara Suresi - Mealler
Takip | Sure Ayetler | Meal |
---|---|---|
Bakara 251. Ayet
251. Ayet
Ahmed Hulusi
Derken (biiznillah) nefslerinin hakikati olan Allah Esma'sının elvermesiyle, onları hezimete uğrattılar. Davud, Calut'u öldürdü. Allah (Davud'a) mülkü ve Hikmeti verdi ve dilediğini ona talim etti (programladı Esma'sıyla özünden gelen bir yolla). Eğer Allah insanların (eliyle) diğer bir kısmını saf dışı etmeseydi, elbette arz bozulurdu (yaşanmaz olurdu). Fakat Allah'ın fazlı alemler üzerinedir.
|
Ahmed Hulusi
Derken (biiznillah) nefslerinin hakikati olan Allah Esma'sının elvermesiyle, onları hezimete uğrattılar. Davud, Calut'u öldürdü. Allah (Davud'a) mülkü ve Hikmeti verdi ve dilediğini ona talim etti (programladı Esma'sıyla özünden gelen bir yolla). Eğer Allah insanların (eliyle) diğer bir kısmını saf dışı etmeseydi, elbette arz bozulurdu (yaşanmaz olurdu). Fakat Allah'ın fazlı alemler üzerinedir. |
|
Bakara 252. Ayet
252. Ayet
Ahmed Hulusi
Bunlar Allah işaretleri... Onları sana Hak olarak anlatıyoruz... Sen irsal olan Rasullerdensin.
|
Ahmed Hulusi
Bunlar Allah işaretleri... Onları sana Hak olarak anlatıyoruz... Sen irsal olan Rasullerdensin. |
|
Bakara 253. Ayet
253. Ayet
Ahmed Hulusi
İşte o Rasullerden bazısını bazısından daha üst özellikli kıldık. Onlardan kimi Allah kelamına muhatap oldu, kimini de derecelerle daha yükseltti. Meryemoğlu İsa'ya da açık deliller verdik, varlığında açığa çıkan Ruh-ül Kuds (kutsal kuvveler) ile teyit ettik... Eğer Allah dileseydi, onlardan sonraki toplumlar kendilerine açık deliller ulaştığı halde birbirlerini öldürmezdi. Fakat fikir ayrılığına düştüler, kimi iman etti kimi de inkar etti. Eğer Allah dilemiş olsaydı birbirlerini öldürmezlerdi... Ne var ki Allah dilediğini yapar.
|
Ahmed Hulusi
İşte o Rasullerden bazısını bazısından daha üst özellikli kıldık. Onlardan kimi Allah kelamına muhatap oldu, kimini de derecelerle daha yükseltti. Meryemoğlu İsa'ya da açık deliller verdik, varlığında açığa çıkan Ruh-ül Kuds (kutsal kuvveler) ile teyit ettik... Eğer Allah dileseydi, onlardan sonraki toplumlar kendilerine açık deliller ulaştığı halde birbirlerini öldürmezdi. Fakat fikir ayrılığına düştüler, kimi iman etti kimi de inkar etti. Eğer Allah dilemiş olsaydı birbirlerini öldürmezlerdi... Ne var ki Allah dilediğini yapar. |
|
Bakara 254. Ayet
254. Ayet
Ahmed Hulusi
Ey iman edenler, ne alışverişin, ne dostluğun, ne de şefaatin olmadığı günden önce, sizi rızıklandırdıklarımızda infak edin (imanınız dolayısıyla karşılıksız bağışlayın)... Kafirler (Hakikati inkar edenler), zalimlerin (kendi nefsine zarar verenlerin) ta kendileridir.
|
Ahmed Hulusi
Ey iman edenler, ne alışverişin, ne dostluğun, ne de şefaatin olmadığı günden önce, sizi rızıklandırdıklarımızda infak edin (imanınız dolayısıyla karşılıksız bağışlayın)... Kafirler (Hakikati inkar edenler), zalimlerin (kendi nefsine zarar verenlerin) ta kendileridir. |
|
Bakara 255. Ayet
255. Ayet
Ahmed Hulusi
Allah O, tanrı yoktur sadece HU! Hayy ve Kayyum (yegane hayat olan ve her şeyi kendi isimlerinin anlamı ile ilminde oluşturan - devam ettiren); O'nda ne uyuklama (alemlerden bir an için olsun ayrılık), ne de uyku (yaratılmışları kendi haline bırakıp kendi Zati dünyasına çekilme) söz konusudur. Semalarda ve arzda (alemlerdeki tümel ilim ve fiiller boyutunda) ne varsa hepsi O'nundur. Nefsinin hakikati olan Esma mertebesinden açığa çıkan kuvve olmaksızın (biiznihi) O'nun indinde kim şefaat edebilir... Bilir onların yaşadıkları boyutu ve algılayamadıkları alemleri... O'nun dilemesi (elvermiş olması) olmadıkça ilminden bir şey ihata edilemez. Kürsüsü (hükümranlık ve tasarrufu {rububiyeti}) semaları ve arzı kapsamıştır. Onları muhafaza etmek O'na ağır gelmez. O Aliy (sınırsız yüce) ve Aziym'dir (sonsuz azamet sahibi).
|
Ahmed Hulusi
Allah O, tanrı yoktur sadece HU! Hayy ve Kayyum (yegane hayat olan ve her şeyi kendi isimlerinin anlamı ile ilminde oluşturan - devam ettiren); O'nda ne uyuklama (alemlerden bir an için olsun ayrılık), ne de uyku (yaratılmışları kendi haline bırakıp kendi Zati dünyasına çekilme) söz konusudur. Semalarda ve arzda (alemlerdeki tümel ilim ve fiiller boyutunda) ne varsa hepsi O'nundur. Nefsinin hakikati olan Esma mertebesinden açığa çıkan kuvve olmaksızın (biiznihi) O'nun indinde kim şefaat edebilir... Bilir onların yaşadıkları boyutu ve algılayamadıkları alemleri... O'nun dilemesi (elvermiş olması) olmadıkça ilminden bir şey ihata edilemez. Kürsüsü (hükümranlık ve tasarrufu {rububiyeti}) semaları ve arzı kapsamıştır. Onları muhafaza etmek O'na ağır gelmez. O Aliy (sınırsız yüce) ve Aziym'dir (sonsuz azamet sahibi). |
İletişime Geçin
Yardıma mı ihtiyacınız var? Hızlı bir şekilde yardım için destek ekibimizle iletişime geçin.
Henüz Üye Değil misiniz?
Kaydolun! Kendinize özel takip ve favori listeleri oluşturabilirsiniz.