Mealler
Muhammed Esed - Tevbe Suresi - Mealler
Takip | Sure Ayetler | Meal |
---|---|---|
Tevbe 36. Ayet
36. Ayet
Muhammed Esed
Bilin ki, Allahın nazarında ayların sayısı, Allahın gökleri ve yeri yarattığı gün koyduğu ölçü uyarınca on ikidir; (ve) bunlardan dördü haram aylardır; işte (Allahın) her zaman geçerli sapasağlam yasa(sı) budur. O halde, bu (aylar) konusunda artık kendinize yazık etmeyin. Ve onlar sizinle nasıl topyekün savaşıyorlarsa, siz de Allahtan başkalarına tanrılık yakıştıranlarla öyle topyekün savaşın; ve bilin ki, Allah kendisine karşı sorumluluk bilincine sahip olanlarla beraberdir.
|
Muhammed Esed
Bilin ki, Allahın nazarında ayların sayısı, Allahın gökleri ve yeri yarattığı gün koyduğu ölçü uyarınca on ikidir; (ve) bunlardan dördü haram aylardır; işte (Allahın) her zaman geçerli sapasağlam yasa(sı) budur. O halde, bu (aylar) konusunda artık kendinize yazık etmeyin. Ve onlar sizinle nasıl topyekün savaşıyorlarsa, siz de Allahtan başkalarına tanrılık yakıştıranlarla öyle topyekün savaşın; ve bilin ki, Allah kendisine karşı sorumluluk bilincine sahip olanlarla beraberdir. |
|
Tevbe 37. Ayet
37. Ayet
Muhammed Esed
(Aylara) ilave yapmak, (onların) hakkı tanımaktan kaçınma tavırları içinde olsa olsa fazladan bir örnek, hakkı inkara yeltenenleri (daha da) saptıran bir (vesile)dir. Bu (ilaveyi), ayların sayısını Allahın yasak kıldığı takvime uyarlamak amacıyla bir yıl olumlayıp bir yıl yasak sayıyor ve böylece Allahın yasak kıldığı şeyi (kendilerince) meşrulaştırmaya kalkışıyorlar. Kendi yaptıkları (bu) kötülük güzel görünüyor onlara. Zaten Allah hakkı tanımaktan kaçınan insanları doğru yola yöneltmez.
|
Muhammed Esed
(Aylara) ilave yapmak, (onların) hakkı tanımaktan kaçınma tavırları içinde olsa olsa fazladan bir örnek, hakkı inkara yeltenenleri (daha da) saptıran bir (vesile)dir. Bu (ilaveyi), ayların sayısını Allahın yasak kıldığı takvime uyarlamak amacıyla bir yıl olumlayıp bir yıl yasak sayıyor ve böylece Allahın yasak kıldığı şeyi (kendilerince) meşrulaştırmaya kalkışıyorlar. Kendi yaptıkları (bu) kötülük güzel görünüyor onlara. Zaten Allah hakkı tanımaktan kaçınan insanları doğru yola yöneltmez. |
|
Tevbe 38. Ayet
38. Ayet
Muhammed Esed
Siz ey imana erişenler! Size ne oldu ki, "Allah yolunda savaşa çıkın" diye çağrıldığınız zaman yere çakılıp kalıyorsunuz? Sonraki hayatı(n iyiliklerini) gözden çıkarıp bu dünyadaki hayat(ın rahatlıklarıy)la mı kendinize doyum sağlama peşindesiniz? Fakat bu dünyadaki hayatın verdiği haz ve doyum sonraki hayatın vereceği yanında değersiz bir şeyden başka nedir ki!
|
Muhammed Esed
Siz ey imana erişenler! Size ne oldu ki, "Allah yolunda savaşa çıkın" diye çağrıldığınız zaman yere çakılıp kalıyorsunuz? Sonraki hayatı(n iyiliklerini) gözden çıkarıp bu dünyadaki hayat(ın rahatlıklarıy)la mı kendinize doyum sağlama peşindesiniz? Fakat bu dünyadaki hayatın verdiği haz ve doyum sonraki hayatın vereceği yanında değersiz bir şeyden başka nedir ki! |
|
Tevbe 39. Ayet
39. Ayet
Muhammed Esed
(Bakın) eğer (Allah yolunda) savaşa çıkmazsanız, sizi çok çetin bir azapla cezalandırıp yerinize başka bir topluluk getirir; ki böyle yapmasında Ona hiçbir şekilde engel olamazsınız: çünkü Allahın, her şeyi irade ve takdir etmeye gücü yeter.
|
Muhammed Esed
(Bakın) eğer (Allah yolunda) savaşa çıkmazsanız, sizi çok çetin bir azapla cezalandırıp yerinize başka bir topluluk getirir; ki böyle yapmasında Ona hiçbir şekilde engel olamazsınız: çünkü Allahın, her şeyi irade ve takdir etmeye gücü yeter. |
|
Tevbe 40. Ayet
40. Ayet
Muhammed Esed
Eğer siz Elçiye yardım etmezseniz, o zaman (bilin ki) ona (yine) Allah (yardım edecektir, tıpkı,) o hakkı inkara şartlanmış olan kimseler onu yurdundan sürüp çıkardıkları zaman yardım etti(ği gibi); (ki o gün) (o yalnızca) iki kişiden biriydi: ve bu iki kişi (saklandıkları) mağaradayken Elçi arkadaşına: "Üzülme" dedi, "Allah bizimle beraberdir". Ve derken Allah ona katından bir sükunet/bir güven duygusu bahşetti, onu sizin göremeyeceğiniz güçlerle destekledi ve (böylece,) hakkı inkara şartlanmış olanların davasını bütünüyle yere düşürdü, Allahın davası ise (böylece her zamanki gibi) üstün ve yüce kaldı: çünkü Allah, kudretçe en üstün, hüküm ve hikmetçe en uludur.
|
Muhammed Esed
Eğer siz Elçiye yardım etmezseniz, o zaman (bilin ki) ona (yine) Allah (yardım edecektir, tıpkı,) o hakkı inkara şartlanmış olan kimseler onu yurdundan sürüp çıkardıkları zaman yardım etti(ği gibi); (ki o gün) (o yalnızca) iki kişiden biriydi: ve bu iki kişi (saklandıkları) mağaradayken Elçi arkadaşına: "Üzülme" dedi, "Allah bizimle beraberdir". Ve derken Allah ona katından bir sükunet/bir güven duygusu bahşetti, onu sizin göremeyeceğiniz güçlerle destekledi ve (böylece,) hakkı inkara şartlanmış olanların davasını bütünüyle yere düşürdü, Allahın davası ise (böylece her zamanki gibi) üstün ve yüce kaldı: çünkü Allah, kudretçe en üstün, hüküm ve hikmetçe en uludur. |
İletişime Geçin
Yardıma mı ihtiyacınız var? Hızlı bir şekilde yardım için destek ekibimizle iletişime geçin.
Henüz Üye Değil misiniz?
Kaydolun! Kendinize özel takip ve favori listeleri oluşturabilirsiniz.