Mealler
Mustafa İslamoğlu - Ali İmran Suresi - Mealler
Takip | Sure Ayetler | Meal |
---|---|---|
Ali İmran 101. Ayet
101. Ayet
Mustafa İslamoğlu
(Onlar böyle yapabilirler), ama siz nasıl olur da Allah'ın ayetleri size okunup dururken ve O'nun elçisi aranızdayken inkara yeltenebilirsiniz? Ne var ki Allah'a sımsıkı yapışan, dosdoğru bir yola yöneltilmiş demektir.
|
Mustafa İslamoğlu
(Onlar böyle yapabilirler), ama siz nasıl olur da Allah'ın ayetleri size okunup dururken ve O'nun elçisi aranızdayken inkara yeltenebilirsiniz? Ne var ki Allah'a sımsıkı yapışan, dosdoğru bir yola yöneltilmiş demektir. |
|
Ali İmran 102. Ayet
102. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Ey (bu vahye) iman edenler! Allah'a karşı sorumluluğunuzun gereğini hakkıyla yerine getirin! Ve (Allah'a) tam teslim olmadan can verecekseniz, sakın ölmeyin!
|
Mustafa İslamoğlu
Ey (bu vahye) iman edenler! Allah'a karşı sorumluluğunuzun gereğini hakkıyla yerine getirin! Ve (Allah'a) tam teslim olmadan can verecekseniz, sakın ölmeyin! |
|
Ali İmran 103. Ayet
103. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı yapışın ve birbirinizden ayrılmayın! Ve Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman iken kalplerinizin arasını uzlaştırdı da, O'nun lutfu sayesinde kardeşler oldunuz; ve siz ateşten bir çukurun kenarındaydınız da, sizi oradan kurtardı! İşte bu şekilde Allah size mesajlarını açıklar ki doğruyu bulasınız.
|
Mustafa İslamoğlu
Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı yapışın ve birbirinizden ayrılmayın! Ve Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman iken kalplerinizin arasını uzlaştırdı da, O'nun lutfu sayesinde kardeşler oldunuz; ve siz ateşten bir çukurun kenarındaydınız da, sizi oradan kurtardı! İşte bu şekilde Allah size mesajlarını açıklar ki doğruyu bulasınız. |
|
Ali İmran 104. Ayet
104. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Öyleyse sizler hayra çağıran, meşru ve iyi olanı öneren, kötü ve yanlış olandan da sakındıran, (ümmet olmanın gereğini yapan) bir ümmet olun! İşte onlardır ebedi saadete erecek olanlar.
|
Mustafa İslamoğlu
Öyleyse sizler hayra çağıran, meşru ve iyi olanı öneren, kötü ve yanlış olandan da sakındıran, (ümmet olmanın gereğini yapan) bir ümmet olun! İşte onlardır ebedi saadete erecek olanlar. |
|
Ali İmran 105. Ayet
105. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Kendilerine hakikatin apaçık belgeleri geldikten sonra parçalanıp birbirine düşen kimseler gibi olmayın; işte bunlar için korkunç bir azap vardır;
|
Mustafa İslamoğlu
Kendilerine hakikatin apaçık belgeleri geldikten sonra parçalanıp birbirine düşen kimseler gibi olmayın; işte bunlar için korkunç bir azap vardır; |
|
Ali İmran 106. Ayet
106. Ayet
Mustafa İslamoğlu
bazı yüzlerin ağarıp bazı yüzlerin karardığı o günde, yüzü kara çıkanlara (denilecek ki): "İmana erdikten sonra inkara saptınız ha? O halde, inkarınızdan dolayı tadın azabı!"
|
Mustafa İslamoğlu
bazı yüzlerin ağarıp bazı yüzlerin karardığı o günde, yüzü kara çıkanlara (denilecek ki): "İmana erdikten sonra inkara saptınız ha? O halde, inkarınızdan dolayı tadın azabı!" |
|
Ali İmran 107. Ayet
107. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Fakat yüzü ağaranlar Allah'ın rahmetine dalacaklar; onlar o rahmette ebediyyen kalacaklar.
|
Mustafa İslamoğlu
Fakat yüzü ağaranlar Allah'ın rahmetine dalacaklar; onlar o rahmette ebediyyen kalacaklar. |
|
Ali İmran 108. Ayet
108. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Bütün bunlar Allah'ın mesajlarıdır. Bunları belli bir amaç uğruna sana bildiriyoruz; zira Allah hiçbir varlığın haksızlığa uğramasını dilemez.
|
Mustafa İslamoğlu
Bütün bunlar Allah'ın mesajlarıdır. Bunları belli bir amaç uğruna sana bildiriyoruz; zira Allah hiçbir varlığın haksızlığa uğramasını dilemez. |
|
Ali İmran 109. Ayet
109. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'a aittir; ve tüm iş ve oluş sonunda Allah'a döner.
|
Mustafa İslamoğlu
Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'a aittir; ve tüm iş ve oluş sonunda Allah'a döner. |
|
Ali İmran 110. Ayet
110. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Siz, insanlık adına çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyi ve doğru olanı teklif eder, kötü ve yanlış olandan sakındırırsınız; zira Allah'a güvenip inanırsınız. Eğer kitap ehli de güvenip inansaydı, haklarında hayırlı olurdu. Onlardan (Allah'a) güvenip inananlar varsa da, çoğunluğu yoldan çıkmıştır:
|
Mustafa İslamoğlu
Siz, insanlık adına çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyi ve doğru olanı teklif eder, kötü ve yanlış olandan sakındırırsınız; zira Allah'a güvenip inanırsınız. Eğer kitap ehli de güvenip inansaydı, haklarında hayırlı olurdu. Onlardan (Allah'a) güvenip inananlar varsa da, çoğunluğu yoldan çıkmıştır: |
|
Ali İmran 111. Ayet
111. Ayet
Mustafa İslamoğlu
onlar size, geçici eziyet vermenin dışında, kalıcı hiç bir zarar veremezler; sizinle savaşacak olsalar arkalarını dönüp kaçarlar: Sonra onlara yardım da ulaşmaz.
|
Mustafa İslamoğlu
onlar size, geçici eziyet vermenin dışında, kalıcı hiç bir zarar veremezler; sizinle savaşacak olsalar arkalarını dönüp kaçarlar: Sonra onlara yardım da ulaşmaz. |
|
Ali İmran 112. Ayet
112. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Onlar Allah'a ve insanlığa karşı taahhütlerine yapışmadıkları sürece, nerede olurlarsa olsunlar zillete mahkumdurlar. Zira Allah'ın gazabına uğramış, üzerlerine zillet ve miskinlik damgası vurulmuştur. Bütün bunların nedeni, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmeleridir. Bunlarsa, isyankar olmaları ve ısrarla taşkınlıkta bulunmaları yüzündendir.
|
Mustafa İslamoğlu
Onlar Allah'a ve insanlığa karşı taahhütlerine yapışmadıkları sürece, nerede olurlarsa olsunlar zillete mahkumdurlar. Zira Allah'ın gazabına uğramış, üzerlerine zillet ve miskinlik damgası vurulmuştur. Bütün bunların nedeni, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmeleridir. Bunlarsa, isyankar olmaları ve ısrarla taşkınlıkta bulunmaları yüzündendir. |
|
Ali İmran 113. Ayet
113. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Onların hepsi bir değildir; önceki vahyin takipçilerinden, gece boyunca Allah'ın ayetlerini okuyup secdeye kapanan onurlu bir topluluk da vardır.
|
Mustafa İslamoğlu
Onların hepsi bir değildir; önceki vahyin takipçilerinden, gece boyunca Allah'ın ayetlerini okuyup secdeye kapanan onurlu bir topluluk da vardır. |
|
Ali İmran 114. Ayet
114. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Onlar Allah'a ve ahiret gününe inanırlar, iyi ve doğru olanı teklif eder kötü ve yanlış olandan sakındırırlar; ve hayırlı işlerde birbirleriyle yarışırlar: işte bunlar aktif iyi olanlardır.
|
Mustafa İslamoğlu
Onlar Allah'a ve ahiret gününe inanırlar, iyi ve doğru olanı teklif eder kötü ve yanlış olandan sakındırırlar; ve hayırlı işlerde birbirleriyle yarışırlar: işte bunlar aktif iyi olanlardır. |
|
Ali İmran 115. Ayet
115. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Onların yaptığı hiç bir iyilik zayi olmayacaktır: çünkü Allah sorumlu davrananları çok iyi bilir.
|
Mustafa İslamoğlu
Onların yaptığı hiç bir iyilik zayi olmayacaktır: çünkü Allah sorumlu davrananları çok iyi bilir. |
|
Ali İmran 116. Ayet
116. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Küfre saplananlara gelince: Onları ne malları ne de çocukları Allah'a karşı koruyabilir. İşte onlar ateş yaranıdır; onlar orada ebedi kalıcıdır.
|
Mustafa İslamoğlu
Küfre saplananlara gelince: Onları ne malları ne de çocukları Allah'a karşı koruyabilir. İşte onlar ateş yaranıdır; onlar orada ebedi kalıcıdır. |
|
Ali İmran 117. Ayet
117. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Onların bu dünya hayatı için harcadıkları, kendi kendilerine zulmeden bir toplumun ekinlerine musallat olan ve onu mahveden dondurucu bir kasırgaya benzer: Onlara zulmeden Allah değildir, asıl onlar kendi kendilerine zulmetmektedir.
|
Mustafa İslamoğlu
Onların bu dünya hayatı için harcadıkları, kendi kendilerine zulmeden bir toplumun ekinlerine musallat olan ve onu mahveden dondurucu bir kasırgaya benzer: Onlara zulmeden Allah değildir, asıl onlar kendi kendilerine zulmetmektedir. |
|
Ali İmran 118. Ayet
118. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Siz ey iman edenler! Sizden olmayanları sırdaş edinip içinize almayınız. Onlar size zarar vermek için hiç bir çabadan geri durmazlar; dahası sizi zora sokan her şey hoşlarına gider. Kinleri ağızlarından taşmaktadır; kalplerinde sakladıkları ise daha beter. Biz (buna ilişkin) işaretleri sizin için (işte böyle) açık ve anlaşılır kıldık; tabi ki eğer aklınızı kullanırsanız.
|
Mustafa İslamoğlu
Siz ey iman edenler! Sizden olmayanları sırdaş edinip içinize almayınız. Onlar size zarar vermek için hiç bir çabadan geri durmazlar; dahası sizi zora sokan her şey hoşlarına gider. Kinleri ağızlarından taşmaktadır; kalplerinde sakladıkları ise daha beter. Biz (buna ilişkin) işaretleri sizin için (işte böyle) açık ve anlaşılır kıldık; tabi ki eğer aklınızı kullanırsanız. |
|
Ali İmran 119. Ayet
119. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Hadi siz onları sevip bağrınıza bastınız; ama onlar, (kendilerine indirilen de dahil) vahyin tümüne inandığınız halde sizi sevmezler. Ve sizinle karşılaştıklarında "Biz de inandık" derler, fakat yalnız kalınca size olan kinlerinden dolayı parmaklarına diş geçirirler. De ki: Kininizle geberin! Allah, göğüslerin en mahrem sırlarını bilendir.
|
Mustafa İslamoğlu
Hadi siz onları sevip bağrınıza bastınız; ama onlar, (kendilerine indirilen de dahil) vahyin tümüne inandığınız halde sizi sevmezler. Ve sizinle karşılaştıklarında "Biz de inandık" derler, fakat yalnız kalınca size olan kinlerinden dolayı parmaklarına diş geçirirler. De ki: Kininizle geberin! Allah, göğüslerin en mahrem sırlarını bilendir. |
|
Ali İmran 120. Ayet
120. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Eğer siz bir iyiliğe ulaşırsanız buna üzüleverirler; yok eğer başınıza bir kötülük gelirse buna da sevinirler. Ama eğer zorluklara direnir ve sorumluluk bilincini kuşanırsanız, onların tuzakları size hiç bir zarar veremez: Zira Allah, yaptıkları her şeyi çepeçevre kuşatandır.
|
Mustafa İslamoğlu
Eğer siz bir iyiliğe ulaşırsanız buna üzüleverirler; yok eğer başınıza bir kötülük gelirse buna da sevinirler. Ama eğer zorluklara direnir ve sorumluluk bilincini kuşanırsanız, onların tuzakları size hiç bir zarar veremez: Zira Allah, yaptıkları her şeyi çepeçevre kuşatandır. |
|
Ali İmran 121. Ayet
121. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Hani, sabahleyin mü'minleri savaş düzenine sokmak için evinden çıkmıştın. Allah da tarifsiz bir biçimde her şeyi duyuyordu, her şeyi biliyordu.
|
Mustafa İslamoğlu
Hani, sabahleyin mü'minleri savaş düzenine sokmak için evinden çıkmıştın. Allah da tarifsiz bir biçimde her şeyi duyuyordu, her şeyi biliyordu. |
|
Ali İmran 122. Ayet
122. Ayet
Mustafa İslamoğlu
İçinizdeki iki grubun -Allah onların velisi olduğu halde- paniğe kapıldığını da (biliyordu). Artık mü'minler yalnız Allah'a güvenmeliler.
|
Mustafa İslamoğlu
İçinizdeki iki grubun -Allah onların velisi olduğu halde- paniğe kapıldığını da (biliyordu). Artık mü'minler yalnız Allah'a güvenmeliler. |
|
Ali İmran 123. Ayet
123. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Nitekim siz oldukça zayıf bir haldeyken, Allah size Bedir'de de yardım etmişti. O halde, Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ki, şükredenlerden olasınız!
|
Mustafa İslamoğlu
Nitekim siz oldukça zayıf bir haldeyken, Allah size Bedir'de de yardım etmişti. O halde, Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ki, şükredenlerden olasınız! |
|
Ali İmran 124. Ayet
124. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Hani sen inananlara demiştin ki: "Gönderilmiş üç bin melekle Rabbinizin imdadınıza yetişecek olması sizin için yeterli değil mi?"
|
Mustafa İslamoğlu
Hani sen inananlara demiştin ki: "Gönderilmiş üç bin melekle Rabbinizin imdadınıza yetişecek olması sizin için yeterli değil mi?" |
|
Ali İmran 125. Ayet
125. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Kesinlikle evet! Ama siz zorluklara direnir ve sorumluluk bilincini kuşanırsanız, düşman ansızın size saldırdığında Rabbiniz size anlı-şanlı beş bin melekle yardım edecektir.
|
Mustafa İslamoğlu
Kesinlikle evet! Ama siz zorluklara direnir ve sorumluluk bilincini kuşanırsanız, düşman ansızın size saldırdığında Rabbiniz size anlı-şanlı beş bin melekle yardım edecektir. |
|
Ali İmran 126. Ayet
126. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Allah bunu, sadece size bir müjde olsun ve gönlünüz onunla ferahlasın diye (vaad) etti; zira (zafer garantili) yardım, yalnızca her işinde mükemmel olan, her hükmünde tam isabet kaydeden Allah katından gelir
|
Mustafa İslamoğlu
Allah bunu, sadece size bir müjde olsun ve gönlünüz onunla ferahlasın diye (vaad) etti; zira (zafer garantili) yardım, yalnızca her işinde mükemmel olan, her hükmünde tam isabet kaydeden Allah katından gelir |
|
Ali İmran 127. Ayet
127. Ayet
Mustafa İslamoğlu
ki, küfre saplanan kimselerden bir kısmını tamamen mahvetsin ya da alçaltsın; sonunda umutsuzluğa kapılarak geri çekilsinler.
|
Mustafa İslamoğlu
ki, küfre saplanan kimselerden bir kısmını tamamen mahvetsin ya da alçaltsın; sonunda umutsuzluğa kapılarak geri çekilsinler. |
|
Ali İmran 128. Ayet
128. Ayet
Mustafa İslamoğlu
İlahi emrin gerçekleşmesine dair senin elinde hiçbir yetki yoktur; dolayısıyla onların tevbelerini kabule ya da onları cezalandırmaya karar vermek de (sana düşmez); çünkü onlar zalimlerin ta kendileridir.
|
Mustafa İslamoğlu
İlahi emrin gerçekleşmesine dair senin elinde hiçbir yetki yoktur; dolayısıyla onların tevbelerini kabule ya da onları cezalandırmaya karar vermek de (sana düşmez); çünkü onlar zalimlerin ta kendileridir. |
|
Ali İmran 129. Ayet
129. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Oysa, göklerdeki ve yeryüzündeki her şey Allah'a aittir; dilediğini bağışlar, dilediğini cezalandırır; fakat Allah'ın affı da, rahmeti de tarifsizdir.
|
Mustafa İslamoğlu
Oysa, göklerdeki ve yeryüzündeki her şey Allah'a aittir; dilediğini bağışlar, dilediğini cezalandırır; fakat Allah'ın affı da, rahmeti de tarifsizdir. |
|
Ali İmran 130. Ayet
130. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Siz ey iman edenler! Faizi kat kat artırarak boğazınıza geçirmeyin; sorumluluk bilincini kuşanın ki mutluluğa erebilesiniz!
|
Mustafa İslamoğlu
Siz ey iman edenler! Faizi kat kat artırarak boğazınıza geçirmeyin; sorumluluk bilincini kuşanın ki mutluluğa erebilesiniz! |
|
Ali İmran 131. Ayet
131. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Bir de inkar edenler için hazırlanmış olan ateşten sakının!
|
Mustafa İslamoğlu
Bir de inkar edenler için hazırlanmış olan ateşten sakının! |
|
Ali İmran 132. Ayet
132. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Allah'a ve elçisine de tabi olun ki, rahmete mazhar olasınız!
|
Mustafa İslamoğlu
Allah'a ve elçisine de tabi olun ki, rahmete mazhar olasınız! |
|
Ali İmran 133. Ayet
133. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Rabbinizin mağfiretine ermek ve muttakiler için hazırlanmış gökler ve yeryüzü genişliğinde olan cenneti kazanmak için birbirinizle yarışın!
|
Mustafa İslamoğlu
Rabbinizin mağfiretine ermek ve muttakiler için hazırlanmış gökler ve yeryüzü genişliğinde olan cenneti kazanmak için birbirinizle yarışın! |
|
Ali İmran 134. Ayet
134. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Onlar ki bollukta da darlıkta da infak ederler; öfkelerini kontrol altında tutarlar ve insanların hatalarını bağışlarlar; zira Allah iyilik edenleri sever.
|
Mustafa İslamoğlu
Onlar ki bollukta da darlıkta da infak ederler; öfkelerini kontrol altında tutarlar ve insanların hatalarını bağışlarlar; zira Allah iyilik edenleri sever. |
|
Ali İmran 135. Ayet
135. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Yine onlar, utanç verici bir iş yaptıkları ya da kendi kendilerine bir kötülük ettikleri zaman, Allah'ı hatırlayıp hemen günahları için istiğfar ederler; zira Allah'tan başka günahları kim bağışlayabilir ki? Üstelik onlar, yaptıkları kötülük üzerinde bile bile ısrar da etmezler.
|
Mustafa İslamoğlu
Yine onlar, utanç verici bir iş yaptıkları ya da kendi kendilerine bir kötülük ettikleri zaman, Allah'ı hatırlayıp hemen günahları için istiğfar ederler; zira Allah'tan başka günahları kim bağışlayabilir ki? Üstelik onlar, yaptıkları kötülük üzerinde bile bile ısrar da etmezler. |
|
Ali İmran 136. Ayet
136. Ayet
Mustafa İslamoğlu
İşte bunların ödülü, Rablerinden bir mağfiret ve orada yerleşip kalacakları zemininden ırmaklar çağlayan cennet olacaktır: çalışıp çabalayanlar için ne muhteşem bir ödüldür bu.
|
Mustafa İslamoğlu
İşte bunların ödülü, Rablerinden bir mağfiret ve orada yerleşip kalacakları zemininden ırmaklar çağlayan cennet olacaktır: çalışıp çabalayanlar için ne muhteşem bir ödüldür bu. |
|
Ali İmran 137. Ayet
137. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Sizden önce de nice hayat tarzları gelip geçti. Öyleyse gezin yeryüzünü ve hakikati yalanlayanların sonunun nasıl olduğunu görün!
|
Mustafa İslamoğlu
Sizden önce de nice hayat tarzları gelip geçti. Öyleyse gezin yeryüzünü ve hakikati yalanlayanların sonunun nasıl olduğunu görün! |
|
Ali İmran 138. Ayet
138. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Bu, bütün insanlığa iletilmiş tarifsiz bir bildiridir ve sorumluluk bilincini kuşananlar için de bir rehber ve öğüttür.
|
Mustafa İslamoğlu
Bu, bütün insanlığa iletilmiş tarifsiz bir bildiridir ve sorumluluk bilincini kuşananlar için de bir rehber ve öğüttür. |
|
Ali İmran 139. Ayet
139. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Öyleyse ne yılgınlığa kapılın ne de üzülün: eğer gerçekten inanıyorsanız, insanların en üstünü mutlaka siz olursunuz.
|
Mustafa İslamoğlu
Öyleyse ne yılgınlığa kapılın ne de üzülün: eğer gerçekten inanıyorsanız, insanların en üstünü mutlaka siz olursunuz. |
|
Ali İmran 140. Ayet
140. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Eğer size bir zarar dokunduysa, elbet benzer bir zarar (başka) insanlara da dokundu. Zira o (iyi ve kötü) dönemleri biz insanlar arasında döndürür dururuz ki, Allah iman eden kimseleri seçip ayırsın ve sizden hakikate şahit olanları tesbit etsin; çünkü Allah zalimleri sevmez;
|
Mustafa İslamoğlu
Eğer size bir zarar dokunduysa, elbet benzer bir zarar (başka) insanlara da dokundu. Zira o (iyi ve kötü) dönemleri biz insanlar arasında döndürür dururuz ki, Allah iman eden kimseleri seçip ayırsın ve sizden hakikate şahit olanları tesbit etsin; çünkü Allah zalimleri sevmez; |
|
Ali İmran 141. Ayet
141. Ayet
Mustafa İslamoğlu
yine Allah, iman edenleri arındırıp üste çıkarsın ve inkarcıları da mahvetsin.
|
Mustafa İslamoğlu
yine Allah, iman edenleri arındırıp üste çıkarsın ve inkarcıları da mahvetsin. |
|
Ali İmran 142. Ayet
142. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Ya yoksa siz, Allah içinizden cihad edenleri ve (yolunda) direnenleri seçip ayırmadan cennete girebileceğinizi mi sanıyorsunuz?
|
Mustafa İslamoğlu
Ya yoksa siz, Allah içinizden cihad edenleri ve (yolunda) direnenleri seçip ayırmadan cennete girebileceğinizi mi sanıyorsunuz? |
|
Ali İmran 143. Ayet
143. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Nitekim siz, ölümle yüz yüze gelmeden önce (Allah yolunda) can vermeyi arzuluyordunuz; işte şimdi onu gösterdiğimiz halde seyirci kalan da (yine) siz oluyorsunuz.
|
Mustafa İslamoğlu
Nitekim siz, ölümle yüz yüze gelmeden önce (Allah yolunda) can vermeyi arzuluyordunuz; işte şimdi onu gösterdiğimiz halde seyirci kalan da (yine) siz oluyorsunuz. |
|
Ali İmran 144. Ayet
144. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Muhammed yalnızca bir elçidir; ondan önce de elçiler gelip geçmiştir. O halde o ölür ya da öldürülürse, topuklarınız üzerinde geriye mi döneceksiniz? Fakat kim topukları üzerinde geriye dönerse, iyi bilsin ki Allah'a hiç bir zarar veremez; halbuki Allah şükredenlerin karşılığını verecektir.
|
Mustafa İslamoğlu
Muhammed yalnızca bir elçidir; ondan önce de elçiler gelip geçmiştir. O halde o ölür ya da öldürülürse, topuklarınız üzerinde geriye mi döneceksiniz? Fakat kim topukları üzerinde geriye dönerse, iyi bilsin ki Allah'a hiç bir zarar veremez; halbuki Allah şükredenlerin karşılığını verecektir. |
|
Ali İmran 145. Ayet
145. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Hiç kimse, Allah'ın izniyle ilahi yasa ile kararlaştırılmış vade dışında ölmez. Ve kim bu dünyanın nimetlerini isterse kendisine ondan veririz, kim de ahiretin nimetlerini isterse ona da ondan veririz; ve Biz, şükredenleri ödüllendiririz.
|
Mustafa İslamoğlu
Hiç kimse, Allah'ın izniyle ilahi yasa ile kararlaştırılmış vade dışında ölmez. Ve kim bu dünyanın nimetlerini isterse kendisine ondan veririz, kim de ahiretin nimetlerini isterse ona da ondan veririz; ve Biz, şükredenleri ödüllendiririz. |
|
Ali İmran 146. Ayet
146. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Ve nice peygamber, yanındaki Rabbe adanmış bir çok insanla birlikte savaşma durumunda kaldı. Onlar Allah yolunda başlarına gelenlerden dolayı ne yılgınlığa kapıldılar, ne acziyet gösterdiler, ne de baş eğdiler: zira Allah direnenleri sever.
|
Mustafa İslamoğlu
Ve nice peygamber, yanındaki Rabbe adanmış bir çok insanla birlikte savaşma durumunda kaldı. Onlar Allah yolunda başlarına gelenlerden dolayı ne yılgınlığa kapıldılar, ne acziyet gösterdiler, ne de baş eğdiler: zira Allah direnenleri sever. |
|
Ali İmran 147. Ayet
147. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Onların söylediği yalnızca şuydu: "Rabbimiz! Günahlarımızı ve haddi aşan tavırlarımızı bağışla! Bizi sabit kadem kıl ve kafir topluma karşı bize yardım et!"
|
Mustafa İslamoğlu
Onların söylediği yalnızca şuydu: "Rabbimiz! Günahlarımızı ve haddi aşan tavırlarımızı bağışla! Bizi sabit kadem kıl ve kafir topluma karşı bize yardım et!" |
|
Ali İmran 148. Ayet
148. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Bunun ardından Allah onlara, hem bu dünya nimetlerini hem de ahiret nimetlerinin en güzelini bahşetti: Allah kendisini görüyormuş gibi kulluk edenleri sever.
|
Mustafa İslamoğlu
Bunun ardından Allah onlara, hem bu dünya nimetlerini hem de ahiret nimetlerinin en güzelini bahşetti: Allah kendisini görüyormuş gibi kulluk edenleri sever. |
|
Ali İmran 149. Ayet
149. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Siz ey iman edenler! Eğer küfre saplananlara uyarsanız, sizi ökçelerinizin üzerine gerisin geri döndürürler; asıl işte o zaman kaybedenlerden olursunuz.
|
Mustafa İslamoğlu
Siz ey iman edenler! Eğer küfre saplananlara uyarsanız, sizi ökçelerinizin üzerine gerisin geri döndürürler; asıl işte o zaman kaybedenlerden olursunuz. |
|
Ali İmran 150. Ayet
150. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Hayır! Sizin Mevlanız yalnızca Allah'tır; O'dur yardıma koşanların en hayırlısı.
|
Mustafa İslamoğlu
Hayır! Sizin Mevlanız yalnızca Allah'tır; O'dur yardıma koşanların en hayırlısı. |
İletişime Geçin
Yardıma mı ihtiyacınız var? Hızlı bir şekilde yardım için destek ekibimizle iletişime geçin.
Henüz Üye Değil misiniz?
Kaydolun! Kendinize özel takip ve favori listeleri oluşturabilirsiniz.