Mealler
Mustafa İslamoğlu - Tevbe Suresi - Mealler
Takip | Sure Ayetler | Meal |
---|---|---|
Tevbe 1. Ayet
1. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Bu, Allah ve O'nun elçisi tarafından, müşrikler içerisinden anlaşma yaptıklarınıza yönelik bir ilişik kesme ilanıdır:
|
Mustafa İslamoğlu
Bu, Allah ve O'nun elçisi tarafından, müşrikler içerisinden anlaşma yaptıklarınıza yönelik bir ilişik kesme ilanıdır: |
|
Tevbe 2. Ayet
2. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Bundan böyle, işte size dört ay daha serbest dolaşım izni! Ama bilin ki siz, Allah'ı asla atlatamayacaksınız; yine unutmayın ki, Allah inkar ve ihanette ısrar edenleri onursuzluğa mahkum edecektir.
|
Mustafa İslamoğlu
Bundan böyle, işte size dört ay daha serbest dolaşım izni! Ama bilin ki siz, Allah'ı asla atlatamayacaksınız; yine unutmayın ki, Allah inkar ve ihanette ısrar edenleri onursuzluğa mahkum edecektir. |
|
Tevbe 3. Ayet
3. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Yine Allah ve O'nun Elçisi'nden, Büyük Hac gününde bütün insanlığa yapılmış bir duyurudur ki; Allah kendine mahsus özellikleri başkalarına yakıştıranlarla ilişiğini kesmiştir; O'nun elçisi de öyle. Bundan böyle tevbe ederseniz, işte bu sizin için daha hayırlıdır; fakat (bu davetten) yüz çevirirseniz, iyi bilin ki siz Allah'ı asla atlatamazsınız. Nitekim, inkar ve ihanette ısrar edenleri can yakıcı bir azap ile müjdele.
|
Mustafa İslamoğlu
Yine Allah ve O'nun Elçisi'nden, Büyük Hac gününde bütün insanlığa yapılmış bir duyurudur ki; Allah kendine mahsus özellikleri başkalarına yakıştıranlarla ilişiğini kesmiştir; O'nun elçisi de öyle. Bundan böyle tevbe ederseniz, işte bu sizin için daha hayırlıdır; fakat (bu davetten) yüz çevirirseniz, iyi bilin ki siz Allah'ı asla atlatamazsınız. Nitekim, inkar ve ihanette ısrar edenleri can yakıcı bir azap ile müjdele. |
|
Tevbe 4. Ayet
4. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Ne var ki, şirk koşanlar arasından kendileriyle anlaşma yapmış olduğunuz ve daha sonra bu anlaşmayı herhangi bir biçimde ihlal etmeyen ve sizin hasımlarınızdan hiç biriyle dayanışma içine girmeyen kimseler bunun dışındadır. Artık onlarla olan anlaşmanıza süresi doluncaya kadar riayet edin! Unutmayın ki Allah sorumlu davrananları sever.
|
Mustafa İslamoğlu
Ne var ki, şirk koşanlar arasından kendileriyle anlaşma yapmış olduğunuz ve daha sonra bu anlaşmayı herhangi bir biçimde ihlal etmeyen ve sizin hasımlarınızdan hiç biriyle dayanışma içine girmeyen kimseler bunun dışındadır. Artık onlarla olan anlaşmanıza süresi doluncaya kadar riayet edin! Unutmayın ki Allah sorumlu davrananları sever. |
|
Tevbe 5. Ayet
5. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Ve (bu) yasak (kapsamındaki) aylar çıktığında, artık müşrikleri tuttuğunuz yerde öldürün; yakalayın, çepeçevre kuşatın, onları her gözetim noktasına kurulup gözetleyin! Fakat eğer onlar tevbe eder, namazı istikametle eda eder ve arınıp yücelmek için ödenmesi gereken bedeli ödemeyi kabul ederlerse, işte o zaman bırakın yakalarını! Unutmayın ki Allah tarifsiz bir bağışlayıcı, eşsiz bir merhamet kaynağıdır.
|
Mustafa İslamoğlu
Ve (bu) yasak (kapsamındaki) aylar çıktığında, artık müşrikleri tuttuğunuz yerde öldürün; yakalayın, çepeçevre kuşatın, onları her gözetim noktasına kurulup gözetleyin! Fakat eğer onlar tevbe eder, namazı istikametle eda eder ve arınıp yücelmek için ödenmesi gereken bedeli ödemeyi kabul ederlerse, işte o zaman bırakın yakalarını! Unutmayın ki Allah tarifsiz bir bağışlayıcı, eşsiz bir merhamet kaynağıdır. |
|
Tevbe 6. Ayet
6. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Ve eğer müşriklerden biri senden sığınma hakkı isterse ona sığınak ol; bakarsın Allah'ın kelamına kulak verir. Sonunda onu kendini güvende hissedebileceği bir yere bırak! Böyle davran, çünkü onlar hakikati bilmeyen bir topluluktur.
|
Mustafa İslamoğlu
Ve eğer müşriklerden biri senden sığınma hakkı isterse ona sığınak ol; bakarsın Allah'ın kelamına kulak verir. Sonunda onu kendini güvende hissedebileceği bir yere bırak! Böyle davran, çünkü onlar hakikati bilmeyen bir topluluktur. |
|
Tevbe 7. Ayet
7. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Şirk koşan kimselerin Allah'la ve O'nun Elçi'siyle anlaşma yapmaları nasıl mümkün olabilir ki! Ne var ki sizin Mescid-i Haram'ın yanında kendileriyle anlaşma yaptığınız kimseler hariç; onlar size verdikleri söze sadık kaldıkları sürece siz de onlara verdiğiniz söze sadık kalın: unutmayın ki Allah sorumlu davrananları sever.
|
Mustafa İslamoğlu
Şirk koşan kimselerin Allah'la ve O'nun Elçi'siyle anlaşma yapmaları nasıl mümkün olabilir ki! Ne var ki sizin Mescid-i Haram'ın yanında kendileriyle anlaşma yaptığınız kimseler hariç; onlar size verdikleri söze sadık kaldıkları sürece siz de onlara verdiğiniz söze sadık kalın: unutmayın ki Allah sorumlu davrananları sever. |
|
Tevbe 8. Ayet
8. Ayet
Mustafa İslamoğlu
(Düşmanlarınızın) size galip gelmeleri halinde, size karşı ne bağlayıcı bir yükümlülük ne de anlaşmadan doğan bir sorumluluk üstlenmemişken, (başka) nasıl olabilirdi ki? Sözleriyle sizi hoş tutmaya çalışırken, yürekleri onları yalanlamaktadır; zira onların çoğu (fıtratın gösterdiği) yoldan çıkmış kimselerdir.
|
Mustafa İslamoğlu
(Düşmanlarınızın) size galip gelmeleri halinde, size karşı ne bağlayıcı bir yükümlülük ne de anlaşmadan doğan bir sorumluluk üstlenmemişken, (başka) nasıl olabilirdi ki? Sözleriyle sizi hoş tutmaya çalışırken, yürekleri onları yalanlamaktadır; zira onların çoğu (fıtratın gösterdiği) yoldan çıkmış kimselerdir. |
|
Tevbe 9. Ayet
9. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Allah'ın ayetlerini az bir menfaate değiştiler ve O'nun yoluna engel oldular; onlar, ne berbat şeyler yapıp duruyorlar:
|
Mustafa İslamoğlu
Allah'ın ayetlerini az bir menfaate değiştiler ve O'nun yoluna engel oldular; onlar, ne berbat şeyler yapıp duruyorlar: |
|
Tevbe 10. Ayet
10. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Bir mü'min için ne bağlayıcı bir yükümlülük, ne de anlaşma ve yakınlıktan doğan bir sorumluluk gözetiyorlar. İşte böyleleri, haddi aşanların ta kendisidirler.
|
Mustafa İslamoğlu
Bir mü'min için ne bağlayıcı bir yükümlülük, ne de anlaşma ve yakınlıktan doğan bir sorumluluk gözetiyorlar. İşte böyleleri, haddi aşanların ta kendisidirler. |
|
Tevbe 11. Ayet
11. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Ama eğer kendilerini düzeltir, namazı istikametle kılar ve zekatı gönülden gelerek verirlerse, o zaman sizin dinde kardeşiniz olmuş olurlar. Ve Biz ayetlerimizi, onların (değerini) bilen bir toplum için işte bu şekilde tüm boyutlarıyla açıklıyoruz.
|
Mustafa İslamoğlu
Ama eğer kendilerini düzeltir, namazı istikametle kılar ve zekatı gönülden gelerek verirlerse, o zaman sizin dinde kardeşiniz olmuş olurlar. Ve Biz ayetlerimizi, onların (değerini) bilen bir toplum için işte bu şekilde tüm boyutlarıyla açıklıyoruz. |
|
Tevbe 12. Ayet
12. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Fakat, anlaşma yaptıktan sonra sözlerini bozar ve inanç sisteminize hakarete yeltenirlerse, işte o zaman küfrün öncülerine karşı savaş açın; çünkü sözü-sebatı olmayan bu tipler, hainliklerine belki (bu sayede) bir son verirler.
|
Mustafa İslamoğlu
Fakat, anlaşma yaptıktan sonra sözlerini bozar ve inanç sisteminize hakarete yeltenirlerse, işte o zaman küfrün öncülerine karşı savaş açın; çünkü sözü-sebatı olmayan bu tipler, hainliklerine belki (bu sayede) bir son verirler. |
|
Tevbe 13. Ayet
13. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Hala sözlerini bozan, Elçi'yi kovuncaya kadar çabalayan ve önce kendileri saldırmış bulunan bir toplulukla savaşmayacak mısınız? Yoksa onları gözünüzde büyütüp saygınlık mı kazandırıyorsunuz? Ama, eğer gerçekten imanda ısrarlıysanız, unutmayın ki Allah kendisini tazim edip saygı duymanıza daha layıktır.
|
Mustafa İslamoğlu
Hala sözlerini bozan, Elçi'yi kovuncaya kadar çabalayan ve önce kendileri saldırmış bulunan bir toplulukla savaşmayacak mısınız? Yoksa onları gözünüzde büyütüp saygınlık mı kazandırıyorsunuz? Ama, eğer gerçekten imanda ısrarlıysanız, unutmayın ki Allah kendisini tazim edip saygı duymanıza daha layıktır. |
|
Tevbe 14. Ayet
14. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Onlarla savaşın, Allah onlara sizin ellerinizle azap edip onları rezil eder; ve onlara karşı size yardım edip inananların gönlüne ferahlık verir
|
Mustafa İslamoğlu
Onlarla savaşın, Allah onlara sizin ellerinizle azap edip onları rezil eder; ve onlara karşı size yardım edip inananların gönlüne ferahlık verir |
|
Tevbe 15. Ayet
15. Ayet
Mustafa İslamoğlu
ve kalplerindeki öfkeyi dindirir. Sonuçta Allah dilediğine affını tahsis eder; zira Allah her şeyi bilendir, her hükmünde üstün hikmet sahibidir.
|
Mustafa İslamoğlu
ve kalplerindeki öfkeyi dindirir. Sonuçta Allah dilediğine affını tahsis eder; zira Allah her şeyi bilendir, her hükmünde üstün hikmet sahibidir. |
|
Tevbe 16. Ayet
16. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Yoksa siz, Allah'ın içinizden kendi yolunda tüm çabasını seferber edenleri; Allah'tan, O'nun Elçisi'nden ve inananlardan başkasını can yoldaşı edinmeyecek kimseleri seçip ayırmadan, karma karışık bir halde bırakılacağınızı mı sandınız? Oysa ki Allah yaptığınız her şeyden haberdardır.
|
Mustafa İslamoğlu
Yoksa siz, Allah'ın içinizden kendi yolunda tüm çabasını seferber edenleri; Allah'tan, O'nun Elçisi'nden ve inananlardan başkasını can yoldaşı edinmeyecek kimseleri seçip ayırmadan, karma karışık bir halde bırakılacağınızı mı sandınız? Oysa ki Allah yaptığınız her şeyden haberdardır. |
|
Tevbe 17. Ayet
17. Ayet
Mustafa İslamoğlu
İnkarlarına yine bizzat kendileri tanıklık edip dururken, Allah'ın mescidlerini ziyaret edip onarmak Allah'a ortak koşanlara düşmez. Onlar, yaptıkları boşa gidecek olan kimselerdir; zira onlar ateşte yerleşip kalacaklardır.
|
Mustafa İslamoğlu
İnkarlarına yine bizzat kendileri tanıklık edip dururken, Allah'ın mescidlerini ziyaret edip onarmak Allah'a ortak koşanlara düşmez. Onlar, yaptıkları boşa gidecek olan kimselerdir; zira onlar ateşte yerleşip kalacaklardır. |
|
Tevbe 18. Ayet
18. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Allah'ın mescidlerini ancak Allah'a ve Ahiret Günü'ne iman eden, namazı istikametle kılan ve zekatı içinden gelerek veren; dahası Allah'tan başka hiç kimseden korkmayan kişiler ziyaret edip onarabilirler. Nitekim, yalnızca böyleleri doğru yolda olmayı umabilir.
|
Mustafa İslamoğlu
Allah'ın mescidlerini ancak Allah'a ve Ahiret Günü'ne iman eden, namazı istikametle kılan ve zekatı içinden gelerek veren; dahası Allah'tan başka hiç kimseden korkmayan kişiler ziyaret edip onarabilirler. Nitekim, yalnızca böyleleri doğru yolda olmayı umabilir. |
|
Tevbe 19. Ayet
19. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Yoksa siz, (yalnızca) hacıları suvarmayı ve Mescid-i Haram'ı ziyaret edip tamir etmeyi, Allah'a ve Ahiret Günü'ne iman etmek ve Allah yolunda elden gelen gayreti göstermekle eşdeğerde mi tutuyorsunuz? Allah'a göre bunlar birbirine eşdeğer değildirler. Ve Allah, değerleri yerinden etmiş bir toplumu doğruya yöneltmez.
|
Mustafa İslamoğlu
Yoksa siz, (yalnızca) hacıları suvarmayı ve Mescid-i Haram'ı ziyaret edip tamir etmeyi, Allah'a ve Ahiret Günü'ne iman etmek ve Allah yolunda elden gelen gayreti göstermekle eşdeğerde mi tutuyorsunuz? Allah'a göre bunlar birbirine eşdeğer değildirler. Ve Allah, değerleri yerinden etmiş bir toplumu doğruya yöneltmez. |
|
Tevbe 20. Ayet
20. Ayet
Mustafa İslamoğlu
İman eden ve hicret edenler, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla her türlü çabayı gösterenler, Allah nezdinde daha yüce bir makama sahiptirler: zira işte onlar başarının gerçek sahibidirler.
|
Mustafa İslamoğlu
İman eden ve hicret edenler, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla her türlü çabayı gösterenler, Allah nezdinde daha yüce bir makama sahiptirler: zira işte onlar başarının gerçek sahibidirler. |
|
Tevbe 21. Ayet
21. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Rableri onları yüce katından bir rahmetle, rıza-yı bari ile ve ve kendilerini içerisinde kesintisiz her tür nimetin beklediği cennetlerle müjdeler.
|
Mustafa İslamoğlu
Rableri onları yüce katından bir rahmetle, rıza-yı bari ile ve ve kendilerini içerisinde kesintisiz her tür nimetin beklediği cennetlerle müjdeler. |
|
Tevbe 22. Ayet
22. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Onlar orada ebedi kalacaklar; çünkü, katında yüce ödül(ler) bulunan yalnızca Allah'tır.
|
Mustafa İslamoğlu
Onlar orada ebedi kalacaklar; çünkü, katında yüce ödül(ler) bulunan yalnızca Allah'tır. |
|
Tevbe 23. Ayet
23. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Siz ey iman edenler! Eğer iman yerine küfrü tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi sığınılacak bir can dost olarak görmeyin. İçinizden kim onları sığınılacak bir dost olarak görürse, işte onlar tam anlamıyla zalimce davranmış olurlar.
|
Mustafa İslamoğlu
Siz ey iman edenler! Eğer iman yerine küfrü tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi sığınılacak bir can dost olarak görmeyin. İçinizden kim onları sığınılacak bir dost olarak görürse, işte onlar tam anlamıyla zalimce davranmış olurlar. |
|
Tevbe 24. Ayet
24. Ayet
Mustafa İslamoğlu
De ki: "Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, mensubu bulunduğunuz topluluk, kazandığınız mallar, kötüye gitmesinden kaygı duyduğunuz ticaret ve kendisiyle huzur bulduğunuz konaklar; Allah'tan, O'nun Elçisi'nden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevimli geliyorsa, Allah'ın buyruğu gerçekleşinceye kadar bekleyin! Ne ki Allah, sorumsuzca davranan bir toplumu doğru yola yöneltmez.
|
Mustafa İslamoğlu
De ki: "Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, mensubu bulunduğunuz topluluk, kazandığınız mallar, kötüye gitmesinden kaygı duyduğunuz ticaret ve kendisiyle huzur bulduğunuz konaklar; Allah'tan, O'nun Elçisi'nden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevimli geliyorsa, Allah'ın buyruğu gerçekleşinceye kadar bekleyin! Ne ki Allah, sorumsuzca davranan bir toplumu doğru yola yöneltmez. |
|
Tevbe 25. Ayet
25. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Doğrusu Allah, size bir çok savaş alanında yardım etmişti; özellikle de Huneyn Günü: Hani o zaman çokluğunuz sizi gururlandırmıştı, fakat hiçbir işinize yaramadı; ve olanca genişliğine rağmen yeryüzü size dar gelmişti, sonra da geri kaçmıştınız.
|
Mustafa İslamoğlu
Doğrusu Allah, size bir çok savaş alanında yardım etmişti; özellikle de Huneyn Günü: Hani o zaman çokluğunuz sizi gururlandırmıştı, fakat hiçbir işinize yaramadı; ve olanca genişliğine rağmen yeryüzü size dar gelmişti, sonra da geri kaçmıştınız. |
|
Tevbe 26. Ayet
26. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Daha sonra Allah, Rasulü'ne ve inananlara katından bir sükunet indirmiş, görmediğiniz güçlerle sizi takviye etmiş ve inkarda direnenleri azaba uğratmıştı: Bu ise, inkar edenlerin cezasıydı.
|
Mustafa İslamoğlu
Daha sonra Allah, Rasulü'ne ve inananlara katından bir sükunet indirmiş, görmediğiniz güçlerle sizi takviye etmiş ve inkarda direnenleri azaba uğratmıştı: Bu ise, inkar edenlerin cezasıydı. |
|
Tevbe 27. Ayet
27. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Fakat bütün bunlara rağmen, Allah kendine yönelmeyi dileyenin yönelişine mukabele edecektir; zira Allah tarifsiz bir bağış, eşsiz bir merhamet kaynağıdır.
|
Mustafa İslamoğlu
Fakat bütün bunlara rağmen, Allah kendine yönelmeyi dileyenin yönelişine mukabele edecektir; zira Allah tarifsiz bir bağış, eşsiz bir merhamet kaynağıdır. |
|
Tevbe 28. Ayet
28. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Siz ey iman edenler! Bilin ki şirki karakter haline getiren herkes baştan ayağa pistir. Bu nedenle, bu yıldan sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer ekonomik krizden endişe ediyorsanız, unutmayın ki gün gelir, Allah dilerse sizi lutfuyla bolluğa kavuşturur: Zira Allah her (çareyi) bilendir, onu hikmetle (icra) edendir.
|
Mustafa İslamoğlu
Siz ey iman edenler! Bilin ki şirki karakter haline getiren herkes baştan ayağa pistir. Bu nedenle, bu yıldan sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer ekonomik krizden endişe ediyorsanız, unutmayın ki gün gelir, Allah dilerse sizi lutfuyla bolluğa kavuşturur: Zira Allah her (çareyi) bilendir, onu hikmetle (icra) edendir. |
|
Tevbe 29. Ayet
29. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Kendilerine (daha) önceden kitap verilen zümreden Allah'a da ahiret gününe de (gerçek anlamda) inanmayan, Allah ve O'nun Elçisi'nin yasakladığını yasak saymayan ve hak dini tek din olarak benimsemeyen kimselerle, teslim olmuş bir halde güvenlik vergisini kendi elleriyle verinceye kadar savaşın.
|
Mustafa İslamoğlu
Kendilerine (daha) önceden kitap verilen zümreden Allah'a da ahiret gününe de (gerçek anlamda) inanmayan, Allah ve O'nun Elçisi'nin yasakladığını yasak saymayan ve hak dini tek din olarak benimsemeyen kimselerle, teslim olmuş bir halde güvenlik vergisini kendi elleriyle verinceye kadar savaşın. |
|
Tevbe 30. Ayet
30. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Yahudiler "Uzeyr Allah'ın oğludur" dediler; Hıristiyanlarsa "Mesih Allah'ın oğludur" dediler. Bunlar, geçmiş dönemlerin ısrarlı inkarcılarının uydurduğu asılsız iddialara özenerek ağızlarında geveledikleri söylentilerdir; Allah kahretsin onları: nasıl da savruluyorlar!
|
Mustafa İslamoğlu
Yahudiler "Uzeyr Allah'ın oğludur" dediler; Hıristiyanlarsa "Mesih Allah'ın oğludur" dediler. Bunlar, geçmiş dönemlerin ısrarlı inkarcılarının uydurduğu asılsız iddialara özenerek ağızlarında geveledikleri söylentilerdir; Allah kahretsin onları: nasıl da savruluyorlar! |
|
Tevbe 31. Ayet
31. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Allah'ın peşi sıra, hahamlarını ve rahiplerini -tabi ki Meryem oğlu Mesih'i de- rabler edindiler. Oysa ki tek bir ilahtan başkasına asla kulluk etmemekle emr olunmuşlardı; (O ki), O'ndan başka ilah yok; ve O onların putlaştırdıkları her şeyden beri ve yücedir.
|
Mustafa İslamoğlu
Allah'ın peşi sıra, hahamlarını ve rahiplerini -tabi ki Meryem oğlu Mesih'i de- rabler edindiler. Oysa ki tek bir ilahtan başkasına asla kulluk etmemekle emr olunmuşlardı; (O ki), O'ndan başka ilah yok; ve O onların putlaştırdıkları her şeyden beri ve yücedir. |
|
Tevbe 32. Ayet
32. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Onlar Allah'ın (hidayet) nurunu üfürükleriyle söndürmek istiyorlar; Allah ise, nurunu tamamlamak dışındaki bir seçeneğe asla izin vermeyecektir; tabi ki inkar edenler istemese de...
|
Mustafa İslamoğlu
Onlar Allah'ın (hidayet) nurunu üfürükleriyle söndürmek istiyorlar; Allah ise, nurunu tamamlamak dışındaki bir seçeneğe asla izin vermeyecektir; tabi ki inkar edenler istemese de... |
|
Tevbe 33. Ayet
33. Ayet
Mustafa İslamoğlu
O'dur dinin tümünü kendisine bildirmek için Elçisi'ni doğru yol bilgisiyle ve hak din ile gönderen; tabi ki şirke gömülüp gidenler hoşlanmasa da...
|
Mustafa İslamoğlu
O'dur dinin tümünü kendisine bildirmek için Elçisi'ni doğru yol bilgisiyle ve hak din ile gönderen; tabi ki şirke gömülüp gidenler hoşlanmasa da... |
|
Tevbe 34. Ayet
34. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Siz ey iman edenler! Bilin ki hahamlardan ve rahiplerden bir çoğu insanların mallarını, (ürettikleri) batıl inanç karşılığı boğazlarına geçiriyorlar; böylece (onları) Allah'ın yolundan çeviriyorlar. Hem altın ve gümüş toplayarak servet yapıp, hem de onu Allah yolunda sarf etmeye yanaşmayan kimseler var ya: işte onları can yakıcı bir azap ile müjdele.
|
Mustafa İslamoğlu
Siz ey iman edenler! Bilin ki hahamlardan ve rahiplerden bir çoğu insanların mallarını, (ürettikleri) batıl inanç karşılığı boğazlarına geçiriyorlar; böylece (onları) Allah'ın yolundan çeviriyorlar. Hem altın ve gümüş toplayarak servet yapıp, hem de onu Allah yolunda sarf etmeye yanaşmayan kimseler var ya: işte onları can yakıcı bir azap ile müjdele. |
|
Tevbe 35. Ayet
35. Ayet
Mustafa İslamoğlu
O servetin cehennem ateşinde kızartılıp onların alınlarının, yanlarının ve sırtlarının dağlanacağı gün onlara: "İşte sırf kendiniz için yığdığınız servetiniz! Haydi, şimdi görün bakalım yığdığınız servetin gününü!" (denilecek).
|
Mustafa İslamoğlu
O servetin cehennem ateşinde kızartılıp onların alınlarının, yanlarının ve sırtlarının dağlanacağı gün onlara: "İşte sırf kendiniz için yığdığınız servetiniz! Haydi, şimdi görün bakalım yığdığınız servetin gününü!" (denilecek). |
|
Tevbe 36. Ayet
36. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Bilin ki Allah'a göre ayların sayısı, gökleri ve yeri yarattığı gün Allah'ın koyduğu yasa gereğince on ikidir. Onlardan dördü haram aydır; Allah'ın koyduğu kozmik nizama uygun değerlendirme budur. O halde, bu konuda kendinize kötülük etmeyin! Tabii ki onların sizinle topyekün savaştığı gibi siz de onlarla topyekün savaşın: ama iyi bilin ki Allah sorumlu davrananlarla birliktedir.
|
Mustafa İslamoğlu
Bilin ki Allah'a göre ayların sayısı, gökleri ve yeri yarattığı gün Allah'ın koyduğu yasa gereğince on ikidir. Onlardan dördü haram aydır; Allah'ın koyduğu kozmik nizama uygun değerlendirme budur. O halde, bu konuda kendinize kötülük etmeyin! Tabii ki onların sizinle topyekün savaştığı gibi siz de onlarla topyekün savaşın: ama iyi bilin ki Allah sorumlu davrananlarla birliktedir. |
|
Tevbe 37. Ayet
37. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Aylara yapılan ilave, olsa olsa küfre yapılmış bir ilavedir: İnkarda direnenlerin çarpıtma yöntemidir bu; Allah'ın haram kıldığı ay sayısına denk getirmek amacıyla bu uygulamayı bir yıl serbest bir yıl yasak sayıyorlar ve işte bu şekilde Allah'ın yasakladığını meşru görüyorlar. Kötü fiilleri onlara pek cazip göründü; kaldı ki Allah inkara gömülmü bir toplumu doğru yola yöneltmez.
|
Mustafa İslamoğlu
Aylara yapılan ilave, olsa olsa küfre yapılmış bir ilavedir: İnkarda direnenlerin çarpıtma yöntemidir bu; Allah'ın haram kıldığı ay sayısına denk getirmek amacıyla bu uygulamayı bir yıl serbest bir yıl yasak sayıyorlar ve işte bu şekilde Allah'ın yasakladığını meşru görüyorlar. Kötü fiilleri onlara pek cazip göründü; kaldı ki Allah inkara gömülmü bir toplumu doğru yola yöneltmez. |
|
Tevbe 38. Ayet
38. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Siz ey iman edenler! Size ne oluyor da "Allah yolunda savaşa çıkın!" denildiğinde yere çakılıp kalıyorsunuz? Öte dünyadan vazgeçip bu dünya hayatıyla mı tatmin oldunuz? Ama unutmayın ki, bu dünya hayatının sefası öte dünyaya kıyasla pek değersizdir.
|
Mustafa İslamoğlu
Siz ey iman edenler! Size ne oluyor da "Allah yolunda savaşa çıkın!" denildiğinde yere çakılıp kalıyorsunuz? Öte dünyadan vazgeçip bu dünya hayatıyla mı tatmin oldunuz? Ama unutmayın ki, bu dünya hayatının sefası öte dünyaya kıyasla pek değersizdir. |
|
Tevbe 39. Ayet
39. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Eğer savaşa çıkamazsanız, size acı bir azap çektirir ve sizin yerinize başka bir toplum getirir de (yokluğunuzla) O'na hiçbir zarar açmış olmazsınız: Zira Allah her şeye kadirdir.
|
Mustafa İslamoğlu
Eğer savaşa çıkamazsanız, size acı bir azap çektirir ve sizin yerinize başka bir toplum getirir de (yokluğunuzla) O'na hiçbir zarar açmış olmazsınız: Zira Allah her şeye kadirdir. |
|
Tevbe 40. Ayet
40. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Eğer ona destek vermezseniz, unutmayın ki ona Allah yardım edecektir: inkarda direnenler onu sürüp çıkardıkları zaman (Muhammed sadece) iki kişiden biriydi. Hani o ikisi mağaradayken, o arkadaşına "Tasalanma, Allah bizimle beraberdir!" demişti de, bunun üzerine Allah ona katından bir sükunet indirmiş ve onu sizin göremediğiniz güçlerle takviye etmişti: böylece inkarda ısrar edenlerin davasını alçalttı, Allah'ın davasıysa en yüce olma konumunu korudu; çünkü Allah'tı her işinde mükemmel olan, her hükmünde üstün hikmetler bulunan.
|
Mustafa İslamoğlu
Eğer ona destek vermezseniz, unutmayın ki ona Allah yardım edecektir: inkarda direnenler onu sürüp çıkardıkları zaman (Muhammed sadece) iki kişiden biriydi. Hani o ikisi mağaradayken, o arkadaşına "Tasalanma, Allah bizimle beraberdir!" demişti de, bunun üzerine Allah ona katından bir sükunet indirmiş ve onu sizin göremediğiniz güçlerle takviye etmişti: böylece inkarda ısrar edenlerin davasını alçalttı, Allah'ın davasıysa en yüce olma konumunu korudu; çünkü Allah'tı her işinde mükemmel olan, her hükmünde üstün hikmetler bulunan. |
|
Tevbe 41. Ayet
41. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Kolay da gelse zor da gelse savaşa çıkın ve Allah yolunda mallarınızla, canlarınızla olanca gücünüzü sarf edin: eğer fark ederseniz, bu sizin için daha yararlıdır.
|
Mustafa İslamoğlu
Kolay da gelse zor da gelse savaşa çıkın ve Allah yolunda mallarınızla, canlarınızla olanca gücünüzü sarf edin: eğer fark ederseniz, bu sizin için daha yararlıdır. |
|
Tevbe 42. Ayet
42. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Eğer yakın bir menfaat ve kolay bir sefer olsaydı, senin ardına tereddütsüz takılırlardı. Fakat bu zorlu yolculuk onlara pek uzun geldi. Üstelik, "Eğer gücümüz olsaydı kesin sizinle çıkardık" diye Allah adına yemin ederek kişiliklerini mahvedecekler: Oysa ki, Allah onların yalancı olduğunu çok iyi biliyor.
|
Mustafa İslamoğlu
Eğer yakın bir menfaat ve kolay bir sefer olsaydı, senin ardına tereddütsüz takılırlardı. Fakat bu zorlu yolculuk onlara pek uzun geldi. Üstelik, "Eğer gücümüz olsaydı kesin sizinle çıkardık" diye Allah adına yemin ederek kişiliklerini mahvedecekler: Oysa ki, Allah onların yalancı olduğunu çok iyi biliyor. |
|
Tevbe 43. Ayet
43. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Allah seni affetsin; daha kimin doğru söylediği sana aydınlanmadan ve yalancıları iyice öğrenmeden niçin onlara (savaşa katılma) izni verdin?
|
Mustafa İslamoğlu
Allah seni affetsin; daha kimin doğru söylediği sana aydınlanmadan ve yalancıları iyice öğrenmeden niçin onlara (savaşa katılma) izni verdin? |
|
Tevbe 44. Ayet
44. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Allah'a ve Ahiret Günü'ne (yürekten) güvenip inanan kimseler mallarıyla ve canlarıyla zaten cihat etmeleri hasebiyle, senden cihada çıkmak için izin isteme gereği duymazlar. Allah sorumlu davranışta sebat edenleri çok iyi bilir.
|
Mustafa İslamoğlu
Allah'a ve Ahiret Günü'ne (yürekten) güvenip inanan kimseler mallarıyla ve canlarıyla zaten cihat etmeleri hasebiyle, senden cihada çıkmak için izin isteme gereği duymazlar. Allah sorumlu davranışta sebat edenleri çok iyi bilir. |
|
Tevbe 45. Ayet
45. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Yalnızca Allah'a ve Ahiret Günü'ne (yürekten) güvenip inanmayan kimseler senden (cihada) katılma izni isterler; zira onların kalpleri kuşkuya teslim olmuştur, bu yüzden (katılsak mı, katılmasak mı diye) derin tereddütler içerisinde bocalayıp dururlar.
|
Mustafa İslamoğlu
Yalnızca Allah'a ve Ahiret Günü'ne (yürekten) güvenip inanmayan kimseler senden (cihada) katılma izni isterler; zira onların kalpleri kuşkuya teslim olmuştur, bu yüzden (katılsak mı, katılmasak mı diye) derin tereddütler içerisinde bocalayıp dururlar. |
|
Tevbe 46. Ayet
46. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Hem, eğer (gerçekten) sefere çıkmak isteselerdi elbet bir hazırlığa girişirlerdi; fakat Allah onların kalkış biçimlerini beğenmedi, bu yüzden de onları alıkoydu. Adeta onlara, "(Sefere ehil olmayıp) oturanlarla birlikte siz de oturun!" denildi.
|
Mustafa İslamoğlu
Hem, eğer (gerçekten) sefere çıkmak isteselerdi elbet bir hazırlığa girişirlerdi; fakat Allah onların kalkış biçimlerini beğenmedi, bu yüzden de onları alıkoydu. Adeta onlara, "(Sefere ehil olmayıp) oturanlarla birlikte siz de oturun!" denildi. |
|
Tevbe 47. Ayet
47. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Eğer sizinle birlikte sefere çıkmış olsalardı, sorun çıkarmaktan başka size bir katkıları olmayacaktı. Zira içinizden kendilerini can kulağıyla dinleyecek olanları görüp aranıza daha fazla fitme sokmak amacıyla saflarınıza daha bir sokulacaklardı: ama Allah o zalimleri çok iyi bilmektedir.
|
Mustafa İslamoğlu
Eğer sizinle birlikte sefere çıkmış olsalardı, sorun çıkarmaktan başka size bir katkıları olmayacaktı. Zira içinizden kendilerini can kulağıyla dinleyecek olanları görüp aranıza daha fazla fitme sokmak amacıyla saflarınıza daha bir sokulacaklardı: ama Allah o zalimleri çok iyi bilmektedir. |
|
Tevbe 48. Ayet
48. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Zaten onlar daha önce de fitne çıkarmaya çalışmışlar ve sana karşı epey işler çevirmişlerdi; ta ki hak tecelli edinceye ve Allah'ın yasası onların hoşuna gitmeyecek bir biçimde gerçekleşinceye dek.
|
Mustafa İslamoğlu
Zaten onlar daha önce de fitne çıkarmaya çalışmışlar ve sana karşı epey işler çevirmişlerdi; ta ki hak tecelli edinceye ve Allah'ın yasası onların hoşuna gitmeyecek bir biçimde gerçekleşinceye dek. |
|
Tevbe 49. Ayet
49. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Onlardan kimileri de "İzin ver bana, beni günaha sokma!" der. Şu işe bakın ki, baştan ayağa günaha gömüldüler: Üstelik, nankörlükte ısrar edenler bir de cehennem tarafından kuşatılacaktır.
|
Mustafa İslamoğlu
Onlardan kimileri de "İzin ver bana, beni günaha sokma!" der. Şu işe bakın ki, baştan ayağa günaha gömüldüler: Üstelik, nankörlükte ısrar edenler bir de cehennem tarafından kuşatılacaktır. |
|
Tevbe 50. Ayet
50. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Eğer sana bir iyilik dokunsa onların canı sıkılır. Ama başına bir kötülük gelse; "İyi ki biz daha önceden önlemlerimizi almıştık" derler ve şen şakrak dönüp giderler.
|
Mustafa İslamoğlu
Eğer sana bir iyilik dokunsa onların canı sıkılır. Ama başına bir kötülük gelse; "İyi ki biz daha önceden önlemlerimizi almıştık" derler ve şen şakrak dönüp giderler. |
İletişime Geçin
Yardıma mı ihtiyacınız var? Hızlı bir şekilde yardım için destek ekibimizle iletişime geçin.
Henüz Üye Değil misiniz?
Kaydolun! Kendinize özel takip ve favori listeleri oluşturabilirsiniz.