Mealler

/ Mealler / Liste

Suat Yıldırım - Araf Suresi - Mealler

Takip Sure Ayetler Meal
Araf 161. Ayet 161. Ayet Suat Yıldırım O vakit onlara denildi ki: "Şu şehre (Kudüs'e) yerleşin, oranın ürünlerinden dilediğiniz şekilde yiyin, yararlanın, "Affet bizi ya Rebbena! (hıtta)" deyin ve şehrin kapısından tevazu ile eğilerek girin ki suçlarınızı bağışlayalım. İyi ve güzel davrananlara, ayrıca daha fazla mükafatlar vereceğiz."
Suat Yıldırım

O vakit onlara denildi ki: "Şu şehre (Kudüs'e) yerleşin, oranın ürünlerinden dilediğiniz şekilde yiyin, yararlanın, "Affet bizi ya Rebbena! (hıtta)" deyin ve şehrin kapısından tevazu ile eğilerek girin ki suçlarınızı bağışlayalım. İyi ve güzel davrananlara, ayrıca daha fazla mükafatlar vereceğiz."

Araf 162. Ayet 162. Ayet Suat Yıldırım Ama aralarındaki zalimler, sözü kasden değiştirdiler, başka bir şekle soktular. Biz de zulmü adet haline getirdikleri için üzerlerine gökten azap salıverdik.
Suat Yıldırım

Ama aralarındaki zalimler, sözü kasden değiştirdiler, başka bir şekle soktular. Biz de zulmü adet haline getirdikleri için üzerlerine gökten azap salıverdik.

Araf 163. Ayet 163. Ayet Suat Yıldırım Bir de onlara o deniz kıyısında bulunan şehir halkının başına gelenleri sor. Hani onlar sebt (cumartesi) gününün hükmüne saygısızlık edip Allah'ın koyduğu sınırı çiğniyorlardı. Şöyle ki: Sebt gününün hükmünü gözettiklerinde balıklar yanlarına akın akın geliyordu;Sebt gününün hükmüne riayet etmedikleri gün ise gelmiyordu. İşte fasıklıkları, yoldan çıkmaları sebebiyle onları böyle imtihan ediyorduk.
Suat Yıldırım

Bir de onlara o deniz kıyısında bulunan şehir halkının başına gelenleri sor. Hani onlar sebt (cumartesi) gününün hükmüne saygısızlık edip Allah'ın koyduğu sınırı çiğniyorlardı. Şöyle ki: Sebt gününün hükmünü gözettiklerinde balıklar yanlarına akın akın geliyordu;Sebt gününün hükmüne riayet etmedikleri gün ise gelmiyordu. İşte fasıklıkları, yoldan çıkmaları sebebiyle onları böyle imtihan ediyorduk.

Araf 164. Ayet 164. Ayet Suat Yıldırım Hani onlardan bir cemaat: "Allah'ın yerle bir edeceği veya şiddetli bir felaket göndereceği şu güruha ne diye boşuna öğüt verip duruyorsunuz?" demişti. O salih kişiler de: "Rabbinize mazeret arz edebilmek için! Bir de ne bilirsiniz, olur ki Allah'a karşı gelmekten nihayet sakınırlar ümidiyle öğüt veriyoruz." diye cevap verdiler.
Suat Yıldırım

Hani onlardan bir cemaat: "Allah'ın yerle bir edeceği veya şiddetli bir felaket göndereceği şu güruha ne diye boşuna öğüt verip duruyorsunuz?" demişti. O salih kişiler de: "Rabbinize mazeret arz edebilmek için! Bir de ne bilirsiniz, olur ki Allah'a karşı gelmekten nihayet sakınırlar ümidiyle öğüt veriyoruz." diye cevap verdiler.

Araf 165. Ayet 165. Ayet Suat Yıldırım (165-166) Kendilerine verilen öğütleri ve uyarıları kulak ardı edip onları bir tarafa bırakınca, içlerinden kötülükleri önlemeye çalışanları kurtarıp o zalimleri fasıklıkları yüzünden şiddetli bir azaba uğrattık. Şöyle ki: Onlar serkeşlik edip yasakları çiğnemekte ısrar edince onlara: "Hor ve hakir maymunlar haline gelin!" diye emrettik.
Suat Yıldırım

(165-166) Kendilerine verilen öğütleri ve uyarıları kulak ardı edip onları bir tarafa bırakınca, içlerinden kötülükleri önlemeye çalışanları kurtarıp o zalimleri fasıklıkları yüzünden şiddetli bir azaba uğrattık. Şöyle ki: Onlar serkeşlik edip yasakları çiğnemekte ısrar edince onlara: "Hor ve hakir maymunlar haline gelin!" diye emrettik.

Araf 166. Ayet 166. Ayet Suat Yıldırım (165-166) Kendilerine verilen öğütleri ve uyarıları kulak ardı edip onları bir tarafa bırakınca, içlerinden kötülükleri önlemeye çalışanları kurtarıp o zalimleri fasıklıkları yüzünden şiddetli bir azaba uğrattık. Şöyle ki: Onlar serkeşlik edip yasakları çiğnemekte ısrar edince onlara: "Hor ve hakir maymunlar haline gelin!" diye emrettik.
Suat Yıldırım

(165-166) Kendilerine verilen öğütleri ve uyarıları kulak ardı edip onları bir tarafa bırakınca, içlerinden kötülükleri önlemeye çalışanları kurtarıp o zalimleri fasıklıkları yüzünden şiddetli bir azaba uğrattık. Şöyle ki: Onlar serkeşlik edip yasakları çiğnemekte ısrar edince onlara: "Hor ve hakir maymunlar haline gelin!" diye emrettik.

Araf 167. Ayet 167. Ayet Suat Yıldırım O vakit Rabbin, kıyamet gününe kadar onları kötü azaba uğratacak kimseler ortaya çıkaracağını bildirdi. Muhakkak ki Rabbin, dilediğinde cezayı çabucak verir, ama aslında gafurdur, rahimdir (affı ve merhameti boldur).
Suat Yıldırım

O vakit Rabbin, kıyamet gününe kadar onları kötü azaba uğratacak kimseler ortaya çıkaracağını bildirdi. Muhakkak ki Rabbin, dilediğinde cezayı çabucak verir, ama aslında gafurdur, rahimdir (affı ve merhameti boldur).

Araf 168. Ayet 168. Ayet Suat Yıldırım Onları parça parça topluluklar halinde dünyanın her yerine dağıttık. Aralarında iyi kimseler de vardı, iyi olmayanlar da. Kötülüklerden dönüş yaparlar diye onları gah nimetler, gah musibetlerle imtihan ettik.
Suat Yıldırım

Onları parça parça topluluklar halinde dünyanın her yerine dağıttık. Aralarında iyi kimseler de vardı, iyi olmayanlar da. Kötülüklerden dönüş yaparlar diye onları gah nimetler, gah musibetlerle imtihan ettik.

Araf 169. Ayet 169. Ayet Suat Yıldırım Onlardan sonra hayırsız bir nesil geldi ki bunlar kitaba (Tevrat'a) varis oldular, ama ayetleri tahrif etme karşılığında şu değersiz dünya metaını alıp "Nasılsa affa nail oluruz!" düşüncesiyle hareket ettiler. Af umarken bile, öbür yandan yine gayr-ı meşru bir meta, bir rüşvet zuhur etse, onu da alırlar. Peki onlardan, Allah hakkında gerçek olandan başka bir şey söylemeyeceklerine dair kitapta mevcut hükümler uyarınca söz alınmamış mıydı? Ve kitabın içindekileri ders edinip okumamışlar mıydı? Halbuki ebedi ahiret yurdu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için elbette daha hayırlıdır. Hala aklınızı başınıza almayacak mısınız?
Suat Yıldırım

Onlardan sonra hayırsız bir nesil geldi ki bunlar kitaba (Tevrat'a) varis oldular, ama ayetleri tahrif etme karşılığında şu değersiz dünya metaını alıp "Nasılsa affa nail oluruz!" düşüncesiyle hareket ettiler. Af umarken bile, öbür yandan yine gayr-ı meşru bir meta, bir rüşvet zuhur etse, onu da alırlar. Peki onlardan, Allah hakkında gerçek olandan başka bir şey söylemeyeceklerine dair kitapta mevcut hükümler uyarınca söz alınmamış mıydı? Ve kitabın içindekileri ders edinip okumamışlar mıydı? Halbuki ebedi ahiret yurdu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için elbette daha hayırlıdır. Hala aklınızı başınıza almayacak mısınız?

Araf 170. Ayet 170. Ayet Suat Yıldırım Kitaba sarılanlar ve namazı gerektiği şekilde yerine getirenler bilsinler ki,Biz iyilik için çalışanların mükafatlarını asla zayi etmeyiz.
Suat Yıldırım

Kitaba sarılanlar ve namazı gerektiği şekilde yerine getirenler bilsinler ki,Biz iyilik için çalışanların mükafatlarını asla zayi etmeyiz.

İletişime Geçin

Yardıma mı ihtiyacınız var? Hızlı bir şekilde yardım için destek ekibimizle iletişime geçin.

image image

Henüz Üye Değil misiniz?

Kaydolun! Kendinize özel takip ve favori listeleri oluşturabilirsiniz.

image image