Mealler

/ Mealler / Liste

Suat Yıldırım - Bakara Suresi - Mealler

Takip Sure Ayetler Meal
Bakara 256. Ayet 256. Ayet Suat Yıldırım Dinde zorlama yoktur. Doğru yol, sapıklıktan, hak batıldan ayrılıp belli olmuştur. Artık kim tağutu reddedip Allah'a iman ederse, işte o, kopması mümkün olmayan en sağlam tutamağa yapışmıştır. Allah her şeyi işitir, bilir.
Suat Yıldırım

Dinde zorlama yoktur. Doğru yol, sapıklıktan, hak batıldan ayrılıp belli olmuştur. Artık kim tağutu reddedip Allah'a iman ederse, işte o, kopması mümkün olmayan en sağlam tutamağa yapışmıştır. Allah her şeyi işitir, bilir.

Bakara 257. Ayet 257. Ayet Suat Yıldırım Allah iman edenlerin yardımcısıdır, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkar edenlerin dostları ise tağutlar olup onları aydınlıktan karanlıklara götürürler. İşte onlar cehennemlik kimselerdir ki orada ebedi kalacaklardır.
Suat Yıldırım

Allah iman edenlerin yardımcısıdır, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkar edenlerin dostları ise tağutlar olup onları aydınlıktan karanlıklara götürürler. İşte onlar cehennemlik kimselerdir ki orada ebedi kalacaklardır.

Bakara 258. Ayet 258. Ayet Suat Yıldırım Allah kendisine hükümdarlık verdiği için şımararak Rabbi hakkında İbrahim ile tartışan kişinin haline bir baksana! İbrahim ona: "Benim Rabbim hayatı veren ve hayatı alandır." deyince O: "Ben de yaşatır ve öldürürüm." dedi. Bunun üzerine İbrahim: "İşte Allah güneşi doğudan doğduruyor, haydi sen de batıdan doğdur bakalım!"der demez kafir donakaldı. Zaten Allah zalimleri hidayet etmez, emellerine kavuşturmaz.
Suat Yıldırım

Allah kendisine hükümdarlık verdiği için şımararak Rabbi hakkında İbrahim ile tartışan kişinin haline bir baksana! İbrahim ona: "Benim Rabbim hayatı veren ve hayatı alandır." deyince O: "Ben de yaşatır ve öldürürüm." dedi. Bunun üzerine İbrahim: "İşte Allah güneşi doğudan doğduruyor, haydi sen de batıdan doğdur bakalım!"der demez kafir donakaldı. Zaten Allah zalimleri hidayet etmez, emellerine kavuşturmaz.

Bakara 259. Ayet 259. Ayet Suat Yıldırım Yahut şu kimsenin hali gibi ki o bir şehre uğramıştı. Şehrin altı üstüne gelmiş, ıpıssız yatıyordu. "Allah burayı bu ölümünden sonra nasıl diriltecek?" dedi. Bunun üzerine Allah onu yüz yıl boyunca öldürüp sonra diriltti. "Ölü vaziyette ne kadar kaldın?" diye sorunca o: "Bir gün veya daha az" diye cevap verdi. Allah ona: "Hayır! yüz sene kaldın. İşte yiyeceğine ve içeceğine bak henüz bozulmamış. Bir de merkebine bak! (Kemikleri nasıl birbirinden ayrılmış). Seni de insanlara canlı bir delil yapmak için öldürüp dirilttik. Hele o kemiklere dikkat et, onları nasıl birleştirip yerli yerine koyuyoruz, sonra da onlara et giydiriyoruz!" Böylece işin gerçeği kendisine tam manasıyla belli olunca: "Artık pek iyi biliyorum ki Allah her şeye kadirdir." dedi.
Suat Yıldırım

Yahut şu kimsenin hali gibi ki o bir şehre uğramıştı. Şehrin altı üstüne gelmiş, ıpıssız yatıyordu. "Allah burayı bu ölümünden sonra nasıl diriltecek?" dedi. Bunun üzerine Allah onu yüz yıl boyunca öldürüp sonra diriltti. "Ölü vaziyette ne kadar kaldın?" diye sorunca o: "Bir gün veya daha az" diye cevap verdi. Allah ona: "Hayır! yüz sene kaldın. İşte yiyeceğine ve içeceğine bak henüz bozulmamış. Bir de merkebine bak! (Kemikleri nasıl birbirinden ayrılmış). Seni de insanlara canlı bir delil yapmak için öldürüp dirilttik. Hele o kemiklere dikkat et, onları nasıl birleştirip yerli yerine koyuyoruz, sonra da onlara et giydiriyoruz!" Böylece işin gerçeği kendisine tam manasıyla belli olunca: "Artık pek iyi biliyorum ki Allah her şeye kadirdir." dedi.

Bakara 260. Ayet 260. Ayet Suat Yıldırım Bir vakit de İbrahim: "Ya Rabbi, ölüleri nasıl dirilteceğini bana gösterir misin?" demişti. Allah: "Ne o, yoksa buna inanmadın mı?" dedi. İbrahim şöyle cevap verdi: "Elbette inandım, lakin sırf kalbim tatmin olsun diye bunu istedim." Allah ona: "Dört kuş tut, onları kendine alıştır. Sonra kesip her dağın başına onlardan birer parça koy. Sonra da onları çağır! Koşa koşa sana geleceklerdir. İyi bil ki Allah azizdir, hakimdir (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir).
Suat Yıldırım

Bir vakit de İbrahim: "Ya Rabbi, ölüleri nasıl dirilteceğini bana gösterir misin?" demişti. Allah: "Ne o, yoksa buna inanmadın mı?" dedi. İbrahim şöyle cevap verdi: "Elbette inandım, lakin sırf kalbim tatmin olsun diye bunu istedim." Allah ona: "Dört kuş tut, onları kendine alıştır. Sonra kesip her dağın başına onlardan birer parça koy. Sonra da onları çağır! Koşa koşa sana geleceklerdir. İyi bil ki Allah azizdir, hakimdir (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir).

İletişime Geçin

Yardıma mı ihtiyacınız var? Hızlı bir şekilde yardım için destek ekibimizle iletişime geçin.

image image

Henüz Üye Değil misiniz?

Kaydolun! Kendinize özel takip ve favori listeleri oluşturabilirsiniz.

image image