Mealler

"Eğer doğru söyleyenler iseniz şu vadedilen ne zamandır?" derler.

"Eğer doğruyu söylüyor iseniz, bu vaid (edilen günün sorgu ve azabı) ne zamandır?" derler.

İnkar edenler, "Doğru söylüyorsanız bizi tehdit ettiğiniz azap ne zaman?" derler.

Bir de "Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?" diyorlar.

Bir de bu va'd ne zaman? Doğru iseniz, diyorlar

"Eğer doğruyu söylüyor iseniz, bu vaid (edilen günün sorgu ve azabı) ne zamandır?" derler.

"Eğer doğrucular iseniz, derler, bu tehdid (in tahakkuku) ne zaman"?

Doğru sözlüler iseniz bu vaad ne zaman? derler.

Ama (mesajlarımı ciddiye almayanlar:) "Eğer doğru sözlü kimselerseniz, (cevap verin, ey inananlar), (Allah'ın nihai yargısı konusunda ileri sürdüğünüz) söz ne zaman gerçekleşecek?" diye sorup duruyorlar.

-Doğru söylüyorsanız bu vaat ne zamandır? derler.

Ama yine de onlar: "Gerçeği söylüyorsanız, gösterin artık bu azabı, bu vadin gerçekleşmesini daha ne kadar bekleyeceğiz!" diye söyleniyorlar.

"Doğru söyleyenler iseniz bu (bizi) tehdid (ettiğiniz azab) ne zaman?" diyorlar.

Diyorlar ki: "Eğer doğru sözlüler iseniz bu vaat ne zaman?"

Buna rağmen onlar diyorlar ki: "Eğer sözünüze sadıksanız (cevap verin bakalım): bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?"

They challenge: "Where is that (retribution), if you are truthful?"

Andthey say: "When will this promise come to pass if you are truthful?"

They say, "When will this promise come to pass if you are truthful?"

Üstelik diyorlar ki: "Bu sözü verilen, ne zaman; eğer doğruyu söylüyorsanız?"

"Şu sözü verilen gün ne zamanmış?" derler. Doğruysanız, söyleyin.

"Doğru sözlü iseniz O verilen söz ne zaman gerçekleşecek" diye meydan okuyorlar.

"Eğer doğru söyleyenlerdenseniz bu uyarı ne zaman gerçekleşecek?" diyorlar.

"Doğruysanız o vaat (Son Saat) ne zamanmış!" derler.[1]