Mealler

Hem senin Rabbin, göklerde ve yerde olan kim varsa hepsini pek iyi bilir. Biz nebilerden bazısını bazısına üstün kıldık, nitekim Davud'a da Zebur'u verdik.

Rabbin, göklerde ve yerde olan kimseleri daha iyi bilir (O, peygamber olmağa kimi layık görürse onu seçer). Andolsun ki biz, peygamberlerin kimini kimine üstün kıldık, Davud'a da Zebur'u verdik.

Rabbin, göklerdeki ve yerdeki kimseleri de daha iyi bilir. Yemin olsun biz, peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kılmışızdır. Davud'a da Zebur'u verdik.

Zira, göklerde ve yerde bulunan her varlığı Rabbin çok iyi bilmektedir; dahası Rabbin peygamberlerden her birine diğerinden farklı olarak üstün nitelikler vermiştir: Nitekim, Davud'a (hükümdarlıkla birlikte) hikmet yüklü sayfalar verdiğimizi (hatırlayın).

Your Lord is the best knower of everyone in the heavens and the earth. In accordance with this knowledge, we preferred some prophets over others. For example, we gave David the Psalms.

And your Lord is fully aware of who is in the heavens and the earth. And We have preferred some prophets over others, and We gave David the Psalms.

Your Lord is fully aware of who is in the heavens and the earth. We have preferred some prophets over others, and We gave David the Psalms.

Efendin, göklerde ve yeryüzünde kim varsa bilir. Gerçek şu ki, peygamberlerin bir bölümünü, diğerlerine üstün yaptık; Davut'a da Zebur'u verdik.

Göklerde ve yerdeki kimseleri en iyi Rabbin bilir. Biz, nebilerin kimini kiminden üstün kıldık ve Davud'a da Zebur'u verdik.

Efendin göklerdekileri ve yerdekileri en iyi bilendir. Peygamberlerden bir kısmını diğerlerine üstün kıldık. Örneğin; Davud'a Zebur'u verdik.[1]