Mealler
Müddessir Suresi - Mealler
Takip | Sure Ayetler | Meal |
---|---|---|
|
Yaşar Nuri Öztürk
Üzerinde ondokuz vardır onun. |
|
|
Mustafa İslamoğlu
onun üzerinde on dokuz (melek/e) vardır. |
|
|
Rashad Khalifa
Over it is nineteen., |
|
|
The Monotheist Group
Upon it is nineteen. |
|
|
Edip-Layth
On it is nineteen. |
|
|
Ali Rıza Safa
Üzerinde, on dokuz vardır.[548] |
|
|
Süleymaniye Vakfı
Onun üzerinde görevli on dokuz melek vardır. |
|
|
Edip Yüksel
Üzerinde ondokuz vardır.[1] |
|
|
Erhan Aktaş
Onun üzerinedir on dokuz! |
|
|
Mehmet Okuyan
Üzerinde on dokuz vardır.[1] |
|
Müddessir 31. Ayet
31. Ayet
Ahmed Hulusi
Nar (ateş, tabiat cehennemi; enterik) Ashabı'nı ancak (on dokuz) melaike (66. Tahriym: 6) kıldık (ins ve cinn türü değil)... Onların sayısını da (sanki on dokuz sayısı önemliymiş gibi) kafir (hakikati inkar) olanlar için ancak bir fitne (sınav objesi) kıldık… Kendilerine kitap (Bilgi) verilenler yakinen bilsin (mecazların neye işaret ettiğini de görerek Hz. Rasulullah'ın vahyini tasdik etsinler) ve (Rasulullah'ın nübüvvet ve risaletine) iman edenler de iman (ilmi yakin) bakımından imanları artsın; (böylece sağlam bilgiye ulaşan) kendilerine kitap (bilgi) verilmiş olanlar ve (tahkiki imana ulaşan) müminler de kuşkuya düşmesinler diye!. . Kalplerinde hastalık (şek - şüphe) bulunanlar (sağlıklı düşünme yetisi olmayanlar) ve kafirler (perdeliler; hakikati ve hakikat bilgisini inkar edenler) de: "Mesel (ibretlik misal; temsil) itibarıyla Allah bununla neyi murat etti?" desinler diye... İşte böylece Allah, dilediğini saptırır ve dilediğini hidayet eder. Rabbinin ordularını sadece "HU" bilir! Bu (Sakar ve bu işaretler) beşer için ancak bir zikra (hatırlatma)dır.
|
Ahmed Hulusi
Nar (ateş, tabiat cehennemi; enterik) Ashabı'nı ancak (on dokuz) melaike (66. Tahriym: 6) kıldık (ins ve cinn türü değil)... Onların sayısını da (sanki on dokuz sayısı önemliymiş gibi) kafir (hakikati inkar) olanlar için ancak bir fitne (sınav objesi) kıldık… Kendilerine kitap (Bilgi) verilenler yakinen bilsin (mecazların neye işaret ettiğini de görerek Hz. Rasulullah'ın vahyini tasdik etsinler) ve (Rasulullah'ın nübüvvet ve risaletine) iman edenler de iman (ilmi yakin) bakımından imanları artsın; (böylece sağlam bilgiye ulaşan) kendilerine kitap (bilgi) verilmiş olanlar ve (tahkiki imana ulaşan) müminler de kuşkuya düşmesinler diye!. . Kalplerinde hastalık (şek - şüphe) bulunanlar (sağlıklı düşünme yetisi olmayanlar) ve kafirler (perdeliler; hakikati ve hakikat bilgisini inkar edenler) de: "Mesel (ibretlik misal; temsil) itibarıyla Allah bununla neyi murat etti?" desinler diye... İşte böylece Allah, dilediğini saptırır ve dilediğini hidayet eder. Rabbinin ordularını sadece "HU" bilir! Bu (Sakar ve bu işaretler) beşer için ancak bir zikra (hatırlatma)dır. |
|
Müddessir 31. Ayet
31. Ayet
Ali Bulaç
Biz o ateşin koruyucularını meleklerden başkasını kılmadık. Ve onların sayısını inkar edenler için yalnızca bir fitne (konusu) yaptık ki, kendilerine kitap verilenler, kesin bir bilgiyle inansın, iman edenlerin de imanları artsın; kendilerine kitap verilenler ve iman edenler (böylece) kuşkuya kapılmasın. Kalplerinde bir hastalık olanlar ile kafirler de şöyle desin: "Allah, bu örnekle neyi anlatmak istedi?" İşte Allah, dilediğini böyle şaşırtıp saptırır, dilediğini böyle hidayete erdirir. Rabbinin ordularını kendisinden başka (hiç kimse) bilmez. Bu ise, beşer (insan) için yalnızca bir öğüttür.
|
Ali Bulaç
Biz o ateşin koruyucularını meleklerden başkasını kılmadık. Ve onların sayısını inkar edenler için yalnızca bir fitne (konusu) yaptık ki, kendilerine kitap verilenler, kesin bir bilgiyle inansın, iman edenlerin de imanları artsın; kendilerine kitap verilenler ve iman edenler (böylece) kuşkuya kapılmasın. Kalplerinde bir hastalık olanlar ile kafirler de şöyle desin: "Allah, bu örnekle neyi anlatmak istedi?" İşte Allah, dilediğini böyle şaşırtıp saptırır, dilediğini böyle hidayete erdirir. Rabbinin ordularını kendisinden başka (hiç kimse) bilmez. Bu ise, beşer (insan) için yalnızca bir öğüttür. |
|
Müddessir 31. Ayet
31. Ayet
Bayraktar Bayraklı
Biz cehennemin bekçilerini sırf melekler kıldık. Sayılarını da, inkar edenlere bir imtihan yaptık ki, kendilerine kitap verilenler Kur'an vahyinin doğruluğundan emin olsunlar; inananların imanı artsın; kitap verilenler ve inananlar şüphe etmesinler; kalplerinde inanç sorunu olanlar ve inkar edenler de, "Allah bu örnekle ne demek istedi?" desinler. Allah dileyeni böyle saptırır, dileyeni de doğru yola ulaştırır. Rabbinin ordularını kendisinden başka kimse bilemez. Bunlar insana sadece bir öğüttür.
|
Bayraktar Bayraklı
Biz cehennemin bekçilerini sırf melekler kıldık. Sayılarını da, inkar edenlere bir imtihan yaptık ki, kendilerine kitap verilenler Kur'an vahyinin doğruluğundan emin olsunlar; inananların imanı artsın; kitap verilenler ve inananlar şüphe etmesinler; kalplerinde inanç sorunu olanlar ve inkar edenler de, "Allah bu örnekle ne demek istedi?" desinler. Allah dileyeni böyle saptırır, dileyeni de doğru yola ulaştırır. Rabbinin ordularını kendisinden başka kimse bilemez. Bunlar insana sadece bir öğüttür. |
|
Müddessir 31. Ayet
31. Ayet
Diyanet İşleri
Biz, cehennemin görevlilerini ancak meleklerden kıldık. Onların sayısını inkar edenler için bir imtihan vesilesi yaptık ki kendilerine kitap verilenler kesin olarak bilsinler, iman edenlerin imanı artsın, kendilerine kitap verilenler ve mü'minler şüpheye düşmesin, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ile kafirler, "Allah, örnek olarak bununla neyi anlatmak istedi" desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlar için ancak bir uyarıdır.
|
Diyanet İşleri
Biz, cehennemin görevlilerini ancak meleklerden kıldık. Onların sayısını inkar edenler için bir imtihan vesilesi yaptık ki kendilerine kitap verilenler kesin olarak bilsinler, iman edenlerin imanı artsın, kendilerine kitap verilenler ve mü'minler şüpheye düşmesin, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ile kafirler, "Allah, örnek olarak bununla neyi anlatmak istedi" desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlar için ancak bir uyarıdır. |
|
Müddessir 31. Ayet
31. Ayet
Elmalılı Hamdi Yazır
Hem biz o ateşin muhafızlarını hep Melaike yaptık, sayılarını da ancak küfr edenler için bir fitne kıldık ki kitab verilmiş olanlar yakin edinsin ve iyman edenlere iyman artırsın, kitab verilenler ve mü'minler şübhelenmesin, kalblerinde bir maraz bulunanlarla kafirler de desin: Allah bununla mesela ne murad etmiş? İşte böyle Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de yola getirir ve rabbının ordularını ancak kendisi bilir ve o ancak bir öğüttür düşünmek için beşer
|
Elmalılı Hamdi Yazır
Hem biz o ateşin muhafızlarını hep Melaike yaptık, sayılarını da ancak küfr edenler için bir fitne kıldık ki kitab verilmiş olanlar yakin edinsin ve iyman edenlere iyman artırsın, kitab verilenler ve mü'minler şübhelenmesin, kalblerinde bir maraz bulunanlarla kafirler de desin: Allah bununla mesela ne murad etmiş? İşte böyle Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de yola getirir ve rabbının ordularını ancak kendisi bilir ve o ancak bir öğüttür düşünmek için beşer |
|
Müddessir 31. Ayet
31. Ayet
Gültekin Onan
Biz o ateşin koruyucularını meleklerden başkasını kılmadık. Ve onların sayısını küfredenler için yalnızca bir fitne (konusu) yaptık ki kendilerine kitap verilenler kesin bir bilgiyle inansın, inananların da inançları artsın; kendilerine kitap verilenler ve inançlılar (böylece) kuşkuya kapılmasın. Kalplerinde bir hastalık olanlar ile kafirler de şöyle desin: "Tanrı bu örnekle neyi anlatmak istedi?" İşte Tanrı dilediğini böyle şaşırtıp saptırır, dilediğini böyle hidayete erdirir. Rabbinin ordularını kendisinden başka (hiç kimse) bilmez. Bu ise, beşer (insan) için yalnızca bir öğüttür.
|
Gültekin Onan
Biz o ateşin koruyucularını meleklerden başkasını kılmadık. Ve onların sayısını küfredenler için yalnızca bir fitne (konusu) yaptık ki kendilerine kitap verilenler kesin bir bilgiyle inansın, inananların da inançları artsın; kendilerine kitap verilenler ve inançlılar (böylece) kuşkuya kapılmasın. Kalplerinde bir hastalık olanlar ile kafirler de şöyle desin: "Tanrı bu örnekle neyi anlatmak istedi?" İşte Tanrı dilediğini böyle şaşırtıp saptırır, dilediğini böyle hidayete erdirir. Rabbinin ordularını kendisinden başka (hiç kimse) bilmez. Bu ise, beşer (insan) için yalnızca bir öğüttür. |
|
Müddessir 31. Ayet
31. Ayet
Hasan Basri Çantay
Biz o ateşin bekçi (lik) lerine meleklerden başkasını me'mur etmedik. Sayılarını da küfredenler için — başka değil — ancak bir fitne yapdık ki kendilerine kitab verilenler sağlam bilgi edinsin (ler), iman edenlerin de inanları artsın. (Hulasa) hem kendilerine kitab verilenler, hem mü'minler (bu hususda) şüpheye düşmesin (ler). Kalblerinde maraz bulunanlarla kafirler dahi "Allah bu (aded) le, misal olarak, yeni murad etmiş?" desin (ler). İşte Allah, kimi dilerse böylece şaşırtır, kimi de dilerse doğru yola getirir. Rabbinin ordularını kendisinden başkası bilmez. O, insan (lar) için öğüdden başkası değildir.
|
Hasan Basri Çantay
Biz o ateşin bekçi (lik) lerine meleklerden başkasını me'mur etmedik. Sayılarını da küfredenler için — başka değil — ancak bir fitne yapdık ki kendilerine kitab verilenler sağlam bilgi edinsin (ler), iman edenlerin de inanları artsın. (Hulasa) hem kendilerine kitab verilenler, hem mü'minler (bu hususda) şüpheye düşmesin (ler). Kalblerinde maraz bulunanlarla kafirler dahi "Allah bu (aded) le, misal olarak, yeni murad etmiş?" desin (ler). İşte Allah, kimi dilerse böylece şaşırtır, kimi de dilerse doğru yola getirir. Rabbinin ordularını kendisinden başkası bilmez. O, insan (lar) için öğüdden başkası değildir. |
|
Müddessir 31. Ayet
31. Ayet
İbni Kesir
Cehennem bekçilerini yalnız meleklerden kıldık. Onların sayılarını da ancak küfretmiş olanlar için bir fitne kıldık. Ki kendilerine kitab verilmiş olanlar, kesin bilgi sahibi olsunlar. İman edenlerin de imanları artsın. Kendilerine kitab verilmiş olanlar ve mü'minler kuşkuya düşmesinler. Bir de kalblerinde hastalık bulunanlarla kafirler: Bununla Allah neyi kasdetmiş? desinler. İşte böyle Allah, dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir. Rabbının ordularını ancak kendisi bilir. Bu, ancak insanlara bir öğüttür.
|
İbni Kesir
Cehennem bekçilerini yalnız meleklerden kıldık. Onların sayılarını da ancak küfretmiş olanlar için bir fitne kıldık. Ki kendilerine kitab verilmiş olanlar, kesin bilgi sahibi olsunlar. İman edenlerin de imanları artsın. Kendilerine kitab verilmiş olanlar ve mü'minler kuşkuya düşmesinler. Bir de kalblerinde hastalık bulunanlarla kafirler: Bununla Allah neyi kasdetmiş? desinler. İşte böyle Allah, dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir. Rabbının ordularını ancak kendisi bilir. Bu, ancak insanlara bir öğüttür. |
|
Müddessir 31. Ayet
31. Ayet
Muhammed Esed
Çünkü yalnızca meleki güçleri (cehennem) ateşinin gözcüleri kıldık; ve onların sayısını hakikati inkara şartlanmış olanlar için bir sınama (aracı) yaptık ki böylece daha önce vahye muhatab olanlar (bu ilahi kelamın doğruluğuna) kani olsunlar ve (ona) iman etmiş olanların imanları daha da güçlensin; ve geçmiş vahiylere muhatab olanlar ile (bu vahye) iman edenler bütün şüphelerden kurtulsunlar. Ve kalplerinde hastalık olanlar ile hakikati tamamen reddedenler: "(Sizin) Allah(ınız) bu temsil ile ne demek istiyor?" diye sorsunlar. Böylece Allah, (yoldan çıkmak) isteyeni saptırır, (doğruya ulaşmak) isteyeni ise doğru yola ulaştırır. Ve Rabbinin güçlerini Kendisinden başka kimse bilemez. Bütün bunlar ölümlü insan için yalnızca bir uyarıdır.
|
Muhammed Esed
Çünkü yalnızca meleki güçleri (cehennem) ateşinin gözcüleri kıldık; ve onların sayısını hakikati inkara şartlanmış olanlar için bir sınama (aracı) yaptık ki böylece daha önce vahye muhatab olanlar (bu ilahi kelamın doğruluğuna) kani olsunlar ve (ona) iman etmiş olanların imanları daha da güçlensin; ve geçmiş vahiylere muhatab olanlar ile (bu vahye) iman edenler bütün şüphelerden kurtulsunlar. Ve kalplerinde hastalık olanlar ile hakikati tamamen reddedenler: "(Sizin) Allah(ınız) bu temsil ile ne demek istiyor?" diye sorsunlar. Böylece Allah, (yoldan çıkmak) isteyeni saptırır, (doğruya ulaşmak) isteyeni ise doğru yola ulaştırır. Ve Rabbinin güçlerini Kendisinden başka kimse bilemez. Bütün bunlar ölümlü insan için yalnızca bir uyarıdır. |
|
Müddessir 31. Ayet
31. Ayet
Şaban Piriş
Ateş bekçilerini yalnızca meleklerden kıldık. Onların sayısını da ancak kafir olanları denemek, kitap ehlinin kesin bilgiye ulaşması ve iman edenlerin de imanını artırmak için verdik. Kitap ehli ve mü'minlerin şüphe etmemesi, kalplerinde hastalık olanların ve kafirlerin de: -Allah bu misalle ne demek istiyor? demesi için (verdik). Allah, dilediğini işte böyle sapıklıkta bırakır, dilediğine de yol gösterir. Rabbinin ordularını kendisinden başkası bilemez. Bu, insanlar için bir uyarıdan başka bir şey değildir.
|
Şaban Piriş
Ateş bekçilerini yalnızca meleklerden kıldık. Onların sayısını da ancak kafir olanları denemek, kitap ehlinin kesin bilgiye ulaşması ve iman edenlerin de imanını artırmak için verdik. Kitap ehli ve mü'minlerin şüphe etmemesi, kalplerinde hastalık olanların ve kafirlerin de: -Allah bu misalle ne demek istiyor? demesi için (verdik). Allah, dilediğini işte böyle sapıklıkta bırakır, dilediğine de yol gösterir. Rabbinin ordularını kendisinden başkası bilemez. Bu, insanlar için bir uyarıdan başka bir şey değildir. |
|
Müddessir 31. Ayet
31. Ayet
Suat Yıldırım
Biz cehennem görevlilerini sadece melaikelerden kıldık. Onların sayısını da kafirler için imtihan ve sıkıntı sebebi yaptık ki Ehl-i kitaptan olanlar Peygambere imanda yakin sahibi olup, daha kesin inansınlar. mü'minlerin imanlarındaki yakinleri artsın. Ehl-i kitap ve müminler tereddüde düşmesinler. Kalplerinde hastalık olan münafıklar ile kafirler de neticede: "Allah, bu misal ile ne anlatmak istemiş olabilir?" desinler. Böylece Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını Kendisinden başka kimse bilemez. Bu, (yani cehennem veya ondan bahseden ayetler) beşere bir öğüt ve uyarıdan başka bir şey değildir.
|
Suat Yıldırım
Biz cehennem görevlilerini sadece melaikelerden kıldık. Onların sayısını da kafirler için imtihan ve sıkıntı sebebi yaptık ki Ehl-i kitaptan olanlar Peygambere imanda yakin sahibi olup, daha kesin inansınlar. mü'minlerin imanlarındaki yakinleri artsın. Ehl-i kitap ve müminler tereddüde düşmesinler. Kalplerinde hastalık olan münafıklar ile kafirler de neticede: "Allah, bu misal ile ne anlatmak istemiş olabilir?" desinler. Böylece Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını Kendisinden başka kimse bilemez. Bu, (yani cehennem veya ondan bahseden ayetler) beşere bir öğüt ve uyarıdan başka bir şey değildir. |
|
Müddessir 31. Ayet
31. Ayet
Süleyman Ateş
Biz cehennemin muhafızlarını hep melekler yaptık. Onların sayısını da inkar edenler için bir sınav yaptık ki, kendilerine Kitap verilmiş olanlar iyice inansın, inananların da imanı artsın. Kitap verilmiş olanlar ve inananlar kuşkulanmasınlar. Kalblerinde hastalık bulunanlar ve kafirler de: "Allah bu misalle ne demek istedi?" desinler. Böylece Allah, dilediğini şaşırtır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlara bir uyarıdır.
|
Süleyman Ateş
Biz cehennemin muhafızlarını hep melekler yaptık. Onların sayısını da inkar edenler için bir sınav yaptık ki, kendilerine Kitap verilmiş olanlar iyice inansın, inananların da imanı artsın. Kitap verilmiş olanlar ve inananlar kuşkulanmasınlar. Kalblerinde hastalık bulunanlar ve kafirler de: "Allah bu misalle ne demek istedi?" desinler. Böylece Allah, dilediğini şaşırtır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlara bir uyarıdır. |
|
Müddessir 31. Ayet
31. Ayet
Yaşar Nuri Öztürk
Biz, cehennem yaranını hep melekler yaptık. Ve biz, onların sayılarını da küfre sapanlar için bir imtihandan başka şey yapmadık. Ta ki, kendilerine kitap verilenler iyice ve apaçık bilsinler. İman etmiş olanların imanı artsın. Kendilerine kitap verilmiş olanlarla iman sahipleri kuşkuya düşmesin. Kalplerinde hastalık olanlarla küfre sapmış bulunanlar da; "Allah bununla neyi örneklendirmek istiyor?" desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. Rabbinin ordularını ancak O bilir. Bu, insan için bir öğüt verici ve düşündürücüden başka şey değildir.
|
Yaşar Nuri Öztürk
Biz, cehennem yaranını hep melekler yaptık. Ve biz, onların sayılarını da küfre sapanlar için bir imtihandan başka şey yapmadık. Ta ki, kendilerine kitap verilenler iyice ve apaçık bilsinler. İman etmiş olanların imanı artsın. Kendilerine kitap verilmiş olanlarla iman sahipleri kuşkuya düşmesin. Kalplerinde hastalık olanlarla küfre sapmış bulunanlar da; "Allah bununla neyi örneklendirmek istiyor?" desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. Rabbinin ordularını ancak O bilir. Bu, insan için bir öğüt verici ve düşündürücüden başka şey değildir. |
|
Müddessir 31. Ayet
31. Ayet
Rashad Khalifa
We appointed angels to be guardians of Hell, and we assigned their number (19) (1) to disturb the disbelievers, (2) to convince the Christians and Jews (that this is a divine scripture), (3) to strengthen the faith of the faithful, (4) to remove all traces of doubt from the hearts of Christians, Jews, as well as the believers, and (5) to expose those who harbor doubt in their hearts, and the disbelievers; they will say, "What did GOD mean by this allegory?" GOD thus sends astray whomever He wills, and guides whomever He wills. None knows the soldiers of your Lord except He. This is a reminder for the people.
|
Rashad Khalifa
We appointed angels to be guardians of Hell, and we assigned their number (19) (1) to disturb the disbelievers, (2) to convince the Christians and Jews (that this is a divine scripture), (3) to strengthen the faith of the faithful, (4) to remove all traces of doubt from the hearts of Christians, Jews, as well as the believers, and (5) to expose those who harbor doubt in their hearts, and the disbelievers; they will say, "What did GOD mean by this allegory?" GOD thus sends astray whomever He wills, and guides whomever He wills. None knows the soldiers of your Lord except He. This is a reminder for the people. |
|
Müddessir 31. Ayet
31. Ayet
The Monotheist Group
And We have made the guardians of the Fire to be angels; and We did not make their number except as a test for those who have rejected, so that those who were given the Book would understand, and those who have faith would be increased in faith, and so that those who have been given the Book and the believers do not have doubt, and so that those who have a sickness in their hearts and the rejecters would say: "What did God mean with an example such as this?" It is such that God misguides whom He wishes, and He guides whom He wishes. And none know the soldiers of your Lord except He; and it is but a reminder for human beings.
|
The Monotheist Group
And We have made the guardians of the Fire to be angels; and We did not make their number except as a test for those who have rejected, so that those who were given the Book would understand, and those who have faith would be increased in faith, and so that those who have been given the Book and the believers do not have doubt, and so that those who have a sickness in their hearts and the rejecters would say: "What did God mean with an example such as this?" It is such that God misguides whom He wishes, and He guides whom He wishes. And none know the soldiers of your Lord except He; and it is but a reminder for human beings. |
|
Müddessir 31. Ayet
31. Ayet
Edip-Layth
We have made the guardians of the fire to be angels/controllers; and We did not make their number except as a test for those who have rejected, to convince those who were given the book, to strengthen the acknowledgment of those who have acknowledged, so that those who have been given the book and those who acknowledge do not have doubt, and so that those who have a sickness in their hearts and the ingrates would say, "What did God mean by this example?" Thus God misguides whoever/whomever He wishes, and He guides whoever/whomever He wishes. None knows your Lord's soldiers except Him. It is but a reminder for people.
|
Edip-Layth
We have made the guardians of the fire to be angels/controllers; and We did not make their number except as a test for those who have rejected, to convince those who were given the book, to strengthen the acknowledgment of those who have acknowledged, so that those who have been given the book and those who acknowledge do not have doubt, and so that those who have a sickness in their hearts and the ingrates would say, "What did God mean by this example?" Thus God misguides whoever/whomever He wishes, and He guides whoever/whomever He wishes. None knows your Lord's soldiers except Him. It is but a reminder for people. |
|
Müddessir 31. Ayet
31. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Zira yalnızca melaikeyi ateşin muhafızları kıldık; ve onların sayısını inkarda ısrar edenler için bir sınav yaptık; ki böylece önceki vahyin mensupları gönülden ikna olsun ve (ona) iman edenlerin imanları artsın; hem önceki vahyin mensupları hem de (bu vahye) iman edenler bütün kuşkulardan arınsın; ve kalplerinde hastalık olanlar ve inkara gömülenler ise, "Allah bu temsil ile ne yapmayı diledi?" diye sorsun! İşte böylece Allah (sapmayı) dileyeni saptırır, (hidayeti) dileyeni ise doğru yola yöneltir. Ve Rabbinin ordularını(n sayısını) Zatından başka kimse bilemez. Nihayet bunlar, ölümlü insan için bir uyarı ve öğütten ibarettir.
|
Mustafa İslamoğlu
Zira yalnızca melaikeyi ateşin muhafızları kıldık; ve onların sayısını inkarda ısrar edenler için bir sınav yaptık; ki böylece önceki vahyin mensupları gönülden ikna olsun ve (ona) iman edenlerin imanları artsın; hem önceki vahyin mensupları hem de (bu vahye) iman edenler bütün kuşkulardan arınsın; ve kalplerinde hastalık olanlar ve inkara gömülenler ise, "Allah bu temsil ile ne yapmayı diledi?" diye sorsun! İşte böylece Allah (sapmayı) dileyeni saptırır, (hidayeti) dileyeni ise doğru yola yöneltir. Ve Rabbinin ordularını(n sayısını) Zatından başka kimse bilemez. Nihayet bunlar, ölümlü insan için bir uyarı ve öğütten ibarettir. |
|
Müddessir 31. Ayet
31. Ayet
Ali Rıza Safa
Ateşin görevlilerini, meleklerden başkası yapmadık. Ve onların sayısını, nankörlük edenler için bir sınamadan başka bir şey yapmadık. Kitap verilenler kesin olarak bilsin ve inananların inançları artsın; kitap verilenler ve inananlar kuşkuya düşmesin diye. Yüreklerinde sayrılık olanlar ve nankörlük edenler, "Allah, bu örnekle ne demek istiyor?" desin diye. İşte böylece, Allah, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola eriştirir. Efendinin ordularını, Kendisinden başkası bilmez. Zaten O, insanoğlu için öğretiden başka bir şey değildir.
|
Ali Rıza Safa
Ateşin görevlilerini, meleklerden başkası yapmadık. Ve onların sayısını, nankörlük edenler için bir sınamadan başka bir şey yapmadık. Kitap verilenler kesin olarak bilsin ve inananların inançları artsın; kitap verilenler ve inananlar kuşkuya düşmesin diye. Yüreklerinde sayrılık olanlar ve nankörlük edenler, "Allah, bu örnekle ne demek istiyor?" desin diye. İşte böylece, Allah, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola eriştirir. Efendinin ordularını, Kendisinden başkası bilmez. Zaten O, insanoğlu için öğretiden başka bir şey değildir. |
|
Müddessir 31. Ayet
31. Ayet
Süleymaniye Vakfı
O ateşi yönetme işinde meleklerden başkasına görev vermedik. Sayılarını da sırf kafirler için bir imtihan sebebi[1] yaptık. Böylece kendilerine kitap verilenler kesin kanaate varır; müminlerin güvenleri artar, kendilerine kitap verilenler ile müminler kuşkuya düşmezler. Kalplerinde hastalık olanlarla kafirler de "Allah bu örnekle ne demek istiyor?" derler. Allah, sapıklığı tercih edenin sapıklığını onaylar, doğru yolu tercih edeni de yola getirir. Allah'ın ordularını kendi dışında kimse bilmez. O (Kur'an), tüm insanlık için doğru bilgiden başkası değildir.
|
Süleymaniye Vakfı
O ateşi yönetme işinde meleklerden başkasına görev vermedik. Sayılarını da sırf kafirler için bir imtihan sebebi[1] yaptık. Böylece kendilerine kitap verilenler kesin kanaate varır; müminlerin güvenleri artar, kendilerine kitap verilenler ile müminler kuşkuya düşmezler. Kalplerinde hastalık olanlarla kafirler de "Allah bu örnekle ne demek istiyor?" derler. Allah, sapıklığı tercih edenin sapıklığını onaylar, doğru yolu tercih edeni de yola getirir. Allah'ın ordularını kendi dışında kimse bilmez. O (Kur'an), tüm insanlık için doğru bilgiden başkası değildir. |
|
Müddessir 31. Ayet
31. Ayet
Edip Yüksel
Biz ateşe bekçi olarak sadece melekleri atadık. Onların sayısını (ondokuz'u) da, (1) inkarcılar için bir fitne (sınav/huzursuzluk kaynağı) yaptık, (2) kitap verilmiş olanları ikna etsin, (3) iman edenlerin onayını güçlendirsin, (4) kitap verilmiş olanlarla iman edenlerin kuşkularını ortadan kaldırsın ve (5) kalplerinde hastalık olanlarla inkarcılar da, "ALLAH bu örnekle ne demek istiyor?" desinler. Böylece ALLAH dilediğini/dileyeni saptırır ve dilediğini/dileyeni de doğruya iletir. Efendinin ordularını kendisinden başkası bilmez. Bu (sayı) halklara bir mesajdır.
|
Edip Yüksel
Biz ateşe bekçi olarak sadece melekleri atadık. Onların sayısını (ondokuz'u) da, (1) inkarcılar için bir fitne (sınav/huzursuzluk kaynağı) yaptık, (2) kitap verilmiş olanları ikna etsin, (3) iman edenlerin onayını güçlendirsin, (4) kitap verilmiş olanlarla iman edenlerin kuşkularını ortadan kaldırsın ve (5) kalplerinde hastalık olanlarla inkarcılar da, "ALLAH bu örnekle ne demek istiyor?" desinler. Böylece ALLAH dilediğini/dileyeni saptırır ve dilediğini/dileyeni de doğruya iletir. Efendinin ordularını kendisinden başkası bilmez. Bu (sayı) halklara bir mesajdır. |
|
Müddessir 31. Ayet
31. Ayet
Erhan Aktaş
Cehennem ashabını[1] meleklerden[2] başkasını yapmadık. Onların sayılarını, gerçeği yalanlayan nankörler için bir fitneden[3] başka bir şey yapmadık. Kendilerine kitap verilenler; gerçeği apaçık bilsinler, iman edenlerin imanları artsın. Kendilerine kitap verilmiş iman sahipleri kuşkuya düşmesinler. Kalplerinde hastalık olanlarla[4], gerçeği yalanlayan nankörler de desinler ki: "Allah, bu örnekle ne demek istiyor şimdi?" İşte böyle, Allah, dileyeni dalalette bırakır, dileyene doğru yolu gösterir.[5] Rabb'inin ordularını[6], kendisinden başkası bilmez. Bu, beşer için zikirden[7] başka bir şey değildir.
|
Erhan Aktaş
Cehennem ashabını[1] meleklerden[2] başkasını yapmadık. Onların sayılarını, gerçeği yalanlayan nankörler için bir fitneden[3] başka bir şey yapmadık. Kendilerine kitap verilenler; gerçeği apaçık bilsinler, iman edenlerin imanları artsın. Kendilerine kitap verilmiş iman sahipleri kuşkuya düşmesinler. Kalplerinde hastalık olanlarla[4], gerçeği yalanlayan nankörler de desinler ki: "Allah, bu örnekle ne demek istiyor şimdi?" İşte böyle, Allah, dileyeni dalalette bırakır, dileyene doğru yolu gösterir.[5] Rabb'inin ordularını[6], kendisinden başkası bilmez. Bu, beşer için zikirden[7] başka bir şey değildir. |
|
Müddessir 31. Ayet
31. Ayet
Mehmet Okuyan
Biz ateşin sahiplerini (muhafızlarını) ancak melekler yapmışızdır. Onların sayısını kâfir olanlar için sadece bir imtihan yaptık ki kendilerine kitap verilenler ikna olsunlar; iman edenlerin imanı artsın;[1] hem kendilerine kitap verilenler hem de müminler şüpheye düşmesinler; kalplerinde hastalık bulunanlar ve kâfirler de "Allah bu örnekle ne kastetmiştir ki?" desinler. İşte böylece Allah dileyeni (layık gördüğünü) saptırır (sapkınlığını onaylar), dileyeni (layık gördüğünü) doğru yola ulaştırır.[2] Rabbinin ordularını O'ndan başka kimse bilemez. Bunlar, insanlık için sadece (gerçeğin) hatırlat(ıl)masıdır.
|
Mehmet Okuyan
Biz ateşin sahiplerini (muhafızlarını) ancak melekler yapmışızdır. Onların sayısını kâfir olanlar için sadece bir imtihan yaptık ki kendilerine kitap verilenler ikna olsunlar; iman edenlerin imanı artsın;[1] hem kendilerine kitap verilenler hem de müminler şüpheye düşmesinler; kalplerinde hastalık bulunanlar ve kâfirler de "Allah bu örnekle ne kastetmiştir ki?" desinler. İşte böylece Allah dileyeni (layık gördüğünü) saptırır (sapkınlığını onaylar), dileyeni (layık gördüğünü) doğru yola ulaştırır.[2] Rabbinin ordularını O'ndan başka kimse bilemez. Bunlar, insanlık için sadece (gerçeğin) hatırlat(ıl)masıdır. |
|
|
Ahmed Hulusi
Hayır! Kasem ederim Ay'a, |
|
|
Ali Bulaç
Hayır; aya andolsun, |
|
Müddessir 32. Ayet
32. Ayet
Bayraktar Bayraklı
- Hayır! Öyle değil, aya, uzaklaştığında geceye ve ağardığında sabahaandolsun.
|
Bayraktar Bayraklı
- Hayır! Öyle değil, aya, uzaklaştığında geceye ve ağardığında sabahaandolsun. |
|
Müddessir 32. Ayet
32. Ayet
Diyanet İşleri
(32-37) Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir.
|
Diyanet İşleri
(32-37) Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir. |
|
|
Elmalılı Hamdi Yazır
Hayır hayır o Kamere |
|
|
Gültekin Onan
Hayır; aya andolsun, |
|
|
Hasan Basri Çantay
Fakat ne gezer! Andolsun aya, |
|
|
İbni Kesir
Hayır, andolsun aya, |
|
|
Muhammed Esed
Evet, hilali düşün! |
|
|
Şaban Piriş
Hayır, Ay'a andolsun ki, |
|
|
Suat Yıldırım
Hayır! İş kafirlerin dediği gibi değil. Ay'a, |
|
|
Süleyman Ateş
Hayır, andolsun Aya, |
|
|
Yaşar Nuri Öztürk
Hayır, sandıkları gibi değil! Yemin olsun Ay'a, |
|
|
Mustafa İslamoğlu
Evet, ay şahit olsun! |
|
|
Rashad Khalifa
Absolutely, (I swear) by the moon. |
|
|
The Monotheist Group
No, by the moon. |
|
|
Edip-Layth
No, by the moon. |
|
|
Ali Rıza Safa
Asla! Yemin olsun; aya! |
İletişime Geçin
Yardıma mı ihtiyacınız var? Hızlı bir şekilde yardım için destek ekibimizle iletişime geçin.
Henüz Üye Değil misiniz?
Kaydolun! Kendinize özel takip ve favori listeleri oluşturabilirsiniz.