Mealler
Tahrim Suresi - Mealler
Takip | Sure Ayetler | Meal |
---|---|---|
Tahrim 1. Ayet
1. Ayet
Ahmed Hulusi
Ey Nebi! Allah'ın sana helal kıldığı şeyi, hanımlarının gönlü olsun diye niçin (kendine) haramlaştırıyorsun? Allah Ğafur'dur, Rahıym'dir.
|
Ahmed Hulusi
Ey Nebi! Allah'ın sana helal kıldığı şeyi, hanımlarının gönlü olsun diye niçin (kendine) haramlaştırıyorsun? Allah Ğafur'dur, Rahıym'dir. |
|
Tahrim 1. Ayet
1. Ayet
Ali Bulaç
Ey Peygamber, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek, Allah'ın sana helal kıldıklarını niçin haram kılıyorsun? Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
|
Ali Bulaç
Ey Peygamber, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek, Allah'ın sana helal kıldıklarını niçin haram kılıyorsun? Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. |
|
Tahrim 1. Ayet
1. Ayet
Bayraktar Bayraklı
"Ey Peygamber! Niçin Allah'ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerinin hatırı için haram kılıyorsun? Allah affedendir; merhamet sahibidir."
|
Bayraktar Bayraklı
"Ey Peygamber! Niçin Allah'ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerinin hatırı için haram kılıyorsun? Allah affedendir; merhamet sahibidir." |
|
Tahrim 1. Ayet
1. Ayet
Diyanet İşleri
Ey peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak, Allah'ın sana helal kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
|
Diyanet İşleri
Ey peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak, Allah'ın sana helal kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. |
|
Tahrim 1. Ayet
1. Ayet
Elmalılı Hamdi Yazır
Ey o Peygamber! Sana Allahın halal kıldığını niçin haram edersin, zevcelerinin hoşnudluğunu ararsın? Maamafih Allah gafurdur, rahimdir.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
Ey o Peygamber! Sana Allahın halal kıldığını niçin haram edersin, zevcelerinin hoşnudluğunu ararsın? Maamafih Allah gafurdur, rahimdir. |
|
Tahrim 1. Ayet
1. Ayet
Gültekin Onan
Ey Peygamber, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek, Tanrı'nın sana helal kıldıklarını niçin haram kılıyorsun? Tanrı, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
|
Gültekin Onan
Ey Peygamber, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek, Tanrı'nın sana helal kıldıklarını niçin haram kılıyorsun? Tanrı, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. |
|
Tahrim 1. Ayet
1. Ayet
Hasan Basri Çantay
Ey peygamber, Allahın sana halal kıldığı şey'i zevcelerinin hoşnudluğunu arayarak, niçin (kendine) haram ediyorsun? (Bununla beraber üzülme) Allah çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir.
|
Hasan Basri Çantay
Ey peygamber, Allahın sana halal kıldığı şey'i zevcelerinin hoşnudluğunu arayarak, niçin (kendine) haram ediyorsun? (Bununla beraber üzülme) Allah çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir. |
|
Tahrim 1. Ayet
1. Ayet
İbni Kesir
Ey Peygamber; eşlerinin hoşnudluğunu gözeterek Allah'ın sana helal kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun? Allah; Gafur'dur, Rahim'dir.
|
İbni Kesir
Ey Peygamber; eşlerinin hoşnudluğunu gözeterek Allah'ın sana helal kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun? Allah; Gafur'dur, Rahim'dir. |
|
Tahrim 1. Ayet
1. Ayet
Muhammed Esed
Ey Peygamber! Eşlerin(den herhangi biri)ni memnun etmek için, neden Allah'ın sana helal kıldığı bazı şeyleri (kendine) haram kılıyorsun? Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır.
|
Muhammed Esed
Ey Peygamber! Eşlerin(den herhangi biri)ni memnun etmek için, neden Allah'ın sana helal kıldığı bazı şeyleri (kendine) haram kılıyorsun? Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır. |
|
Tahrim 1. Ayet
1. Ayet
Şaban Piriş
-Ey Peygamber! Ne diye eşlerinin gönlünü hoş etmek için Allah'ın helal kıldığını kendine haram ediyorsun? Allah, bağışlayıcıdır, merhametlidir.
|
Şaban Piriş
-Ey Peygamber! Ne diye eşlerinin gönlünü hoş etmek için Allah'ın helal kıldığını kendine haram ediyorsun? Allah, bağışlayıcıdır, merhametlidir. |
|
Tahrim 1. Ayet
1. Ayet
Suat Yıldırım
Ey Peygamber! Niçin eşlerini memnun etmek için sen kendini sıkıntıya sokup Allah'ın sana helal kıldığı şeyleri nefsine adeta haram kılıyor, kendini onlardan mahrum bırakıyorsun? Bilirsin ki Allah gafurdur, rahimdir (senin bu zelleni de bağışlar. Sana olan bu tarizi, senin yüce makamını titizlikle korumasındandır).
|
Suat Yıldırım
Ey Peygamber! Niçin eşlerini memnun etmek için sen kendini sıkıntıya sokup Allah'ın sana helal kıldığı şeyleri nefsine adeta haram kılıyor, kendini onlardan mahrum bırakıyorsun? Bilirsin ki Allah gafurdur, rahimdir (senin bu zelleni de bağışlar. Sana olan bu tarizi, senin yüce makamını titizlikle korumasındandır). |
|
Tahrim 1. Ayet
1. Ayet
Süleyman Ateş
Ey peygamber! Niçin, Allah'ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerinin, hatırı için haram kılıyorsun? Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
|
Süleyman Ateş
Ey peygamber! Niçin, Allah'ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerinin, hatırı için haram kılıyorsun? Allah bağışlayandır, esirgeyendir. |
|
Tahrim 1. Ayet
1. Ayet
Yaşar Nuri Öztürk
Ey Peygamber! Allah'ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek neden haramlaştırıyorsun? Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
|
Yaşar Nuri Öztürk
Ey Peygamber! Allah'ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek neden haramlaştırıyorsun? Allah Gafur'dur, Rahim'dir. |
|
Tahrim 1. Ayet
1. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Sen ey peygamber! Eşlerin(den bir kısmının) rızasını kazanmak için, neden Allah'ın helal kıldığı şeyi kendine haram ediyorsun? Yine de Allah çok bağışlayıcıdır, sınırsız bir merhamet kaynağıdır.
|
Mustafa İslamoğlu
Sen ey peygamber! Eşlerin(den bir kısmının) rızasını kazanmak için, neden Allah'ın helal kıldığı şeyi kendine haram ediyorsun? Yine de Allah çok bağışlayıcıdır, sınırsız bir merhamet kaynağıdır. |
|
Tahrim 1. Ayet
1. Ayet
Rashad Khalifa
O you prophet, why do you prohibit what GOD has made lawful for you, just to please your wives? GOD is Forgiver, Merciful.,
|
Rashad Khalifa
O you prophet, why do you prohibit what GOD has made lawful for you, just to please your wives? GOD is Forgiver, Merciful., |
|
Tahrim 1. Ayet
1. Ayet
The Monotheist Group
O prophet, why do you make unlawful what God has made lawful for you, seeking to please your wives? God is Forgiver, Merciful.
|
The Monotheist Group
O prophet, why do you make unlawful what God has made lawful for you, seeking to please your wives? God is Forgiver, Merciful. |
|
Tahrim 1. Ayet
1. Ayet
Edip-Layth
O you prophet, why do you prohibit what God has made lawful for you, seeking to please your wives? God is Forgiver, Compassionate.
|
Edip-Layth
O you prophet, why do you prohibit what God has made lawful for you, seeking to please your wives? God is Forgiver, Compassionate. |
|
Tahrim 1. Ayet
1. Ayet
Ali Rıza Safa
Ey peygamber! Allah'ın sana helal yaptığına, eşlerin hoşnut olsun diye neden Yasaklama getiriyorsun? Oysa Allah, Sınırsız Bağışlayandır; Merhametlidir.
|
Ali Rıza Safa
Ey peygamber! Allah'ın sana helal yaptığına, eşlerin hoşnut olsun diye neden Yasaklama getiriyorsun? Oysa Allah, Sınırsız Bağışlayandır; Merhametlidir. |
|
Tahrim 1. Ayet
1. Ayet
Süleymaniye Vakfı
Ey Nebi! Allah'ın özel olarak sana helal kıldığını, neden kendine haram kılıyorsun? Eşlerinin gönlünü etmeye çalışıyorsun. Neyse ki Allah bağışlar, ikramı boldur.
|
Süleymaniye Vakfı
Ey Nebi! Allah'ın özel olarak sana helal kıldığını, neden kendine haram kılıyorsun? Eşlerinin gönlünü etmeye çalışıyorsun. Neyse ki Allah bağışlar, ikramı boldur. |
|
Tahrim 1. Ayet
1. Ayet
Edip Yüksel
Ey peygamber, sırf eşlerini memnun etmek amacıyla, ALLAH'ın sana helal (yasal) kıldığını kendine yasaklıyorsun. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.
|
Edip Yüksel
Ey peygamber, sırf eşlerini memnun etmek amacıyla, ALLAH'ın sana helal (yasal) kıldığını kendine yasaklıyorsun. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir. |
|
Tahrim 1. Ayet
1. Ayet
Erhan Aktaş
Ey nebi! Eşlerinin hoşnutluğunu gözeterek, Allah'ın helal kıldığı şeyi niçin kendine haram kılıyorsun?[1] Allah, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir.
|
Erhan Aktaş
Ey nebi! Eşlerinin hoşnutluğunu gözeterek, Allah'ın helal kıldığı şeyi niçin kendine haram kılıyorsun?[1] Allah, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir. |
|
Tahrim 1. Ayet
1. Ayet
Mehmet Okuyan
Ey Peygamber! Allah'ın sana helal kıldığı şeyi eşlerini memnun etmek uğruna niçin kendine haram kılıyorsun?[1] Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir.
|
Mehmet Okuyan
Ey Peygamber! Allah'ın sana helal kıldığı şeyi eşlerini memnun etmek uğruna niçin kendine haram kılıyorsun?[1] Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir. |
|
Tahrim 2. Ayet
2. Ayet
Ahmed Hulusi
Allah size, ettiğiniz yeminleri (kefaretini ödeyerek) çözmeyi farz kılmıştır! Allah sizin Mevla'nızdır. O, Aliym'dir, Hakiym'dir.
|
Ahmed Hulusi
Allah size, ettiğiniz yeminleri (kefaretini ödeyerek) çözmeyi farz kılmıştır! Allah sizin Mevla'nızdır. O, Aliym'dir, Hakiym'dir. |
|
Tahrim 2. Ayet
2. Ayet
Ali Bulaç
Allah, yeminlerinizin (keffaretle) çözülmesini size farz (veya meşru) kıldı. Allah, sizin mevlanız (sahibiniz, yardımcınız)dır. O, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
|
Ali Bulaç
Allah, yeminlerinizin (keffaretle) çözülmesini size farz (veya meşru) kıldı. Allah, sizin mevlanız (sahibiniz, yardımcınız)dır. O, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
|
Tahrim 2. Ayet
2. Ayet
Bayraktar Bayraklı
Allah, yeminlerinizi nasıl bozabileceğinizi size açıklamıştır. Allah sizin mevlanızdır. O her şeyi bilendir; hikmet sahibidir.
|
Bayraktar Bayraklı
Allah, yeminlerinizi nasıl bozabileceğinizi size açıklamıştır. Allah sizin mevlanızdır. O her şeyi bilendir; hikmet sahibidir. |
|
Tahrim 2. Ayet
2. Ayet
Diyanet İşleri
Allah (gerektiğinde) yeminlerinizi bozmayı (ve kefaret ödemeyi) size meşru kılmıştır. Allah, sizin yardımcınızdır. O, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
|
Diyanet İşleri
Allah (gerektiğinde) yeminlerinizi bozmayı (ve kefaret ödemeyi) size meşru kılmıştır. Allah, sizin yardımcınızdır. O, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
|
Tahrim 2. Ayet
2. Ayet
Elmalılı Hamdi Yazır
Allah sizin için yeminlerinizin çözümlüğünü farz kılmıştır ve Allah sizin mevlanızdır, hem de alim hakim odur
|
Elmalılı Hamdi Yazır
Allah sizin için yeminlerinizin çözümlüğünü farz kılmıştır ve Allah sizin mevlanızdır, hem de alim hakim odur |
|
Tahrim 2. Ayet
2. Ayet
Gültekin Onan
Tanrı, yeminlerinizin (keffaretle) çözülmesini size farz (veya meşru) kıldı. Tanrı, sizin mevlanız (sahibiniz, yardımcınız)dır. O bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
|
Gültekin Onan
Tanrı, yeminlerinizin (keffaretle) çözülmesini size farz (veya meşru) kıldı. Tanrı, sizin mevlanız (sahibiniz, yardımcınız)dır. O bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
|
Tahrim 2. Ayet
2. Ayet
Hasan Basri Çantay
Allah, yeminlerinizin (keffaretle) çözülmesini size farz kılmışdır. Allah, sizin yardımcınızdır ve O, hakkıyle bilendir, tam hukum ve hikmet saahibidir.
|
Hasan Basri Çantay
Allah, yeminlerinizin (keffaretle) çözülmesini size farz kılmışdır. Allah, sizin yardımcınızdır ve O, hakkıyle bilendir, tam hukum ve hikmet saahibidir. |
|
Tahrim 2. Ayet
2. Ayet
İbni Kesir
Allah; yeminlerinizin çözülmesini size meşru kılmıştır. Allah sizin mevlanızdır. Ve O; Alim'dir, Hakim'dir.
|
İbni Kesir
Allah; yeminlerinizin çözülmesini size meşru kılmıştır. Allah sizin mevlanızdır. Ve O; Alim'dir, Hakim'dir. |
|
Tahrim 2. Ayet
2. Ayet
Muhammed Esed
(Ey müminler!) Allah, (doğru ve haklı bir gerekçesi olmayan) yeminlerinizi bozmayı ve keffaretini vermeyi (size) emretmiştir. Allah, sizin Yüce Efendinizdir ve yalnız O'dur her şeyi bilen, gerçek hikmet sahibi.
|
Muhammed Esed
(Ey müminler!) Allah, (doğru ve haklı bir gerekçesi olmayan) yeminlerinizi bozmayı ve keffaretini vermeyi (size) emretmiştir. Allah, sizin Yüce Efendinizdir ve yalnız O'dur her şeyi bilen, gerçek hikmet sahibi. |
|
Tahrim 2. Ayet
2. Ayet
Şaban Piriş
Allah yeminlerinizi keffaretle çözmeyi size farz kılmıştır. Allah, sizin mevlanızdır. O, alimdir, hakimdir.
|
Şaban Piriş
Allah yeminlerinizi keffaretle çözmeyi size farz kılmıştır. Allah, sizin mevlanızdır. O, alimdir, hakimdir. |
|
Tahrim 2. Ayet
2. Ayet
Suat Yıldırım
Allah gerektiğinde yeminlerinizi çözmek için keffaret yolunu göstermiştir. Allah sizin yardımcınızdır, sahibinizdir. O her şeyi mükemmelen bilen, tam hüküm ve hikmet sahibidir.
|
Suat Yıldırım
Allah gerektiğinde yeminlerinizi çözmek için keffaret yolunu göstermiştir. Allah sizin yardımcınızdır, sahibinizdir. O her şeyi mükemmelen bilen, tam hüküm ve hikmet sahibidir. |
|
Tahrim 2. Ayet
2. Ayet
Süleyman Ateş
Allah size, yeminlerinizi (keffaretle) çözmeyi meşru' kılmıştır. Allah sizin sahibinizdir. O bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
|
Süleyman Ateş
Allah size, yeminlerinizi (keffaretle) çözmeyi meşru' kılmıştır. Allah sizin sahibinizdir. O bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
|
Tahrim 2. Ayet
2. Ayet
Yaşar Nuri Öztürk
Allah size, yeminlerinizi çözmeyi farz kılmıştır. Ve Allah, sizin Mevla'nızdır. Alim'dir O, her şeyi bilir; Hakim'dir O, hikmetleri sonsuzdur.
|
Yaşar Nuri Öztürk
Allah size, yeminlerinizi çözmeyi farz kılmıştır. Ve Allah, sizin Mevla'nızdır. Alim'dir O, her şeyi bilir; Hakim'dir O, hikmetleri sonsuzdur. |
|
Tahrim 2. Ayet
2. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Doğrusu Allah, (kendinizi gereksiz yere bağladığınız) yeminlerinizi bozup keffaretini verebileceğinizi size bildirir; zira Allah sizin efendinizdir: Ve O her şeyi bilendir, her hükmünde tam isabet edendir.
|
Mustafa İslamoğlu
Doğrusu Allah, (kendinizi gereksiz yere bağladığınız) yeminlerinizi bozup keffaretini verebileceğinizi size bildirir; zira Allah sizin efendinizdir: Ve O her şeyi bilendir, her hükmünde tam isabet edendir. |
|
Tahrim 2. Ayet
2. Ayet
Rashad Khalifa
GOD has decreed for you the laws dealing with your oaths. GOD is your Lord, and He is the Omniscient, Most Wise.
|
Rashad Khalifa
GOD has decreed for you the laws dealing with your oaths. GOD is your Lord, and He is the Omniscient, Most Wise. |
|
Tahrim 2. Ayet
2. Ayet
The Monotheist Group
God has already given the law, regarding the cancellation of oaths. And God is your Lord, and He is the Knowledgeable, the Wise.
|
The Monotheist Group
God has already given the law, regarding the cancellation of oaths. And God is your Lord, and He is the Knowledgeable, the Wise. |
|
Tahrim 2. Ayet
2. Ayet
Edip-Layth
God has already given the law, regarding the cancellation of oaths. God is your Lord, and He is the Knowledgeable, the Wise.
|
Edip-Layth
God has already given the law, regarding the cancellation of oaths. God is your Lord, and He is the Knowledgeable, the Wise. |
|
Tahrim 2. Ayet
2. Ayet
Ali Rıza Safa
Allah, yeminlerinizi çözmenin yolunu açmıştır. Çünkü Sahibiniz Allah'tır. Ve O, Bilendir; Bilgelik ve Adaletle Yönetendir.
|
Ali Rıza Safa
Allah, yeminlerinizi çözmenin yolunu açmıştır. Çünkü Sahibiniz Allah'tır. Ve O, Bilendir; Bilgelik ve Adaletle Yönetendir. |
|
Tahrim 2. Ayet
2. Ayet
Süleymaniye Vakfı
Allah, bu tür yeminlerinizi bozmayı size farz kılmıştır[1]. Allah sizin en yakınınızdır. Her şeyi bilen ve kararları doğru olan O'dur.
|
Süleymaniye Vakfı
Allah, bu tür yeminlerinizi bozmayı size farz kılmıştır[1]. Allah sizin en yakınınızdır. Her şeyi bilen ve kararları doğru olan O'dur. |
|
Tahrim 2. Ayet
2. Ayet
Edip Yüksel
ALLAH, yeminlerinizi helalleştirmenin yolunu bildirmiştir. Mevlanız (efendiniz) ALLAH'tır. O Bilendir, Bilgedir.[1]
|
Edip Yüksel
ALLAH, yeminlerinizi helalleştirmenin yolunu bildirmiştir. Mevlanız (efendiniz) ALLAH'tır. O Bilendir, Bilgedir.[1] |
|
Tahrim 2. Ayet
2. Ayet
Erhan Aktaş
Allah, yeminlerinizi, kefaretini ödeyerek çözmeyi size farz[1] kılmıştır. Allah, sizin mevlanızdır.[2] O; Her Şeyi Bilen'dir, En İyi Hüküm Veren'dir.
|
Erhan Aktaş
Allah, yeminlerinizi, kefaretini ödeyerek çözmeyi size farz[1] kılmıştır. Allah, sizin mevlanızdır.[2] O; Her Şeyi Bilen'dir, En İyi Hüküm Veren'dir. |
|
Tahrim 2. Ayet
2. Ayet
Mehmet Okuyan
Allah (gerektiğinde) yeminlerinizi bozmanızı elbette size farz kılmıştır.[1] Sizin yardımcınız Allah'tır. O bilendir, doğru hüküm verendir.
|
Mehmet Okuyan
Allah (gerektiğinde) yeminlerinizi bozmanızı elbette size farz kılmıştır.[1] Sizin yardımcınız Allah'tır. O bilendir, doğru hüküm verendir. |
|
Tahrim 3. Ayet
3. Ayet
Ahmed Hulusi
Hani O Nebi (Hatemün Nebi), eşlerinden birine (Hafsa'ya) sır olarak bir söz söylemişti. Ne zaman ki (Hafsa) onu (Ayşe'ye) haber verip, Allah da onu O'na (Hz. Rasulullah'a) izhar edince; (Hz. Rasulullah) o sözünün bir kısmını açıklamış ve bir kısmından vazgeçmişti. Nihayet (Hz. Rasulullah) o sözü Ona (Hafsa'ya) haber verince (Hafsa) dedi ki: "Bunu sana kim haber verdi?" (Rasulullah da) dedi ki: "Aliym, Habiyr (olan) bana haber verdi. "
|
Ahmed Hulusi
Hani O Nebi (Hatemün Nebi), eşlerinden birine (Hafsa'ya) sır olarak bir söz söylemişti. Ne zaman ki (Hafsa) onu (Ayşe'ye) haber verip, Allah da onu O'na (Hz. Rasulullah'a) izhar edince; (Hz. Rasulullah) o sözünün bir kısmını açıklamış ve bir kısmından vazgeçmişti. Nihayet (Hz. Rasulullah) o sözü Ona (Hafsa'ya) haber verince (Hafsa) dedi ki: "Bunu sana kim haber verdi?" (Rasulullah da) dedi ki: "Aliym, Habiyr (olan) bana haber verdi. " |
|
Tahrim 3. Ayet
3. Ayet
Ali Bulaç
Hani Peygamber, eşlerinden bazılarına gizli bir söz söylemişti. Derken o (eşlerinden biri), bunu haber verip Allah da ona bunu açığa vurunca, o da (Peygamber) bir kısmını açıklamış bir kısmını (söylemekten) vazgeçmişti. Sonunda haberi verince (eşi) demişti ki: "Bunu sana kim haber verdi?" O da: "Bana bilen, (herşeyden) haberdar olan (Allah) haber verdi" demişti.
|
Ali Bulaç
Hani Peygamber, eşlerinden bazılarına gizli bir söz söylemişti. Derken o (eşlerinden biri), bunu haber verip Allah da ona bunu açığa vurunca, o da (Peygamber) bir kısmını açıklamış bir kısmını (söylemekten) vazgeçmişti. Sonunda haberi verince (eşi) demişti ki: "Bunu sana kim haber verdi?" O da: "Bana bilen, (herşeyden) haberdar olan (Allah) haber verdi" demişti. |
|
Tahrim 3. Ayet
3. Ayet
Bayraktar Bayraklı
Bir gün Peygamber, eşlerinden birine bir sır vermişti. Ama sırdaşı hanım, bunu kumasına anlatınca Allah, Peygamberini durumdan haberdar etmişti. Peygamber de ayrıntıya girmeden, durumu sırdaşı hanımına bildirmişti. Peygamber durumu bu şekilde anlatınca, sırdaşı, "Bunu sana kim söyledi?" diye sormuş, Peygamber de, "Her şeyi bilen, her şeyden haberdar olan Allah" demişti.
|
Bayraktar Bayraklı
Bir gün Peygamber, eşlerinden birine bir sır vermişti. Ama sırdaşı hanım, bunu kumasına anlatınca Allah, Peygamberini durumdan haberdar etmişti. Peygamber de ayrıntıya girmeden, durumu sırdaşı hanımına bildirmişti. Peygamber durumu bu şekilde anlatınca, sırdaşı, "Bunu sana kim söyledi?" diye sormuş, Peygamber de, "Her şeyi bilen, her şeyden haberdar olan Allah" demişti. |
|
Tahrim 3. Ayet
3. Ayet
Diyanet İşleri
Hani peygamber eşlerinden birine, gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi o sözü (başkasına) haber verip Allah da bunu peygambere bildirince, peygamber bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber, bunu ona (sırrı açıklayan eşine) haber verince o, "Bunu sana kim bildirdi?" dedi. Peygamber, "Bunu bana, hakkıyla bilen ve hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi" dedi.
|
Diyanet İşleri
Hani peygamber eşlerinden birine, gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi o sözü (başkasına) haber verip Allah da bunu peygambere bildirince, peygamber bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber, bunu ona (sırrı açıklayan eşine) haber verince o, "Bunu sana kim bildirdi?" dedi. Peygamber, "Bunu bana, hakkıyla bilen ve hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi" dedi. |
|
Tahrim 3. Ayet
3. Ayet
Elmalılı Hamdi Yazır
Ve hani Peygamber zevcelerinin ba'zısına sir olarak bir söz söylemişti, vaktaki o onu haber verdi, Allah da Peygambere onu açtı, açınca Peygamber -o zevcesine- birazını tanıttı, birazından da sarfı nazar etti, ona bu suretle anlatıverince bunu sana kim haber verdi dedi, bana dedi, o alim, habir nübüvvetle haber verdi.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
Ve hani Peygamber zevcelerinin ba'zısına sir olarak bir söz söylemişti, vaktaki o onu haber verdi, Allah da Peygambere onu açtı, açınca Peygamber -o zevcesine- birazını tanıttı, birazından da sarfı nazar etti, ona bu suretle anlatıverince bunu sana kim haber verdi dedi, bana dedi, o alim, habir nübüvvetle haber verdi. |
|
Tahrim 3. Ayet
3. Ayet
Gültekin Onan
Hani Peygamber, eşlerinden bazılarına gizli bir söz söylemişti. Derken o (eşlerinden biri), bunu haber verip Tanrı da ona bunu açığa vurunca, o da (Peygamber) bir kısmını açıklamış bir kısmını (söylemekten) vazgeçmişti. Sonunda haberi verince (eşi) demişti ki: "Bunu sana kim haber verdi?" O da: "Bana bilen, (herşeyden) haberdar olan (Tanrı) haber verdi" demişti.
|
Gültekin Onan
Hani Peygamber, eşlerinden bazılarına gizli bir söz söylemişti. Derken o (eşlerinden biri), bunu haber verip Tanrı da ona bunu açığa vurunca, o da (Peygamber) bir kısmını açıklamış bir kısmını (söylemekten) vazgeçmişti. Sonunda haberi verince (eşi) demişti ki: "Bunu sana kim haber verdi?" O da: "Bana bilen, (herşeyden) haberdar olan (Tanrı) haber verdi" demişti. |
|
Tahrim 3. Ayet
3. Ayet
Hasan Basri Çantay
Hani peygamber, zevcelerinden birine gizli bir söz söylemişdi. Bunun üzerine o (zevce) bunu haber verib de Allah da ona bunu açıklayınca (peygamber) bunun (ancak) bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vaz geçmişdi. Artık bunu kendisine söyleyince o (zevce) "Bunu sana kim haber verdi?" dedi. (Peyğamber de) "Bana herşey'i bilen, her şeyden haberdar olan (Allah) haber verdi" dedi.
|
Hasan Basri Çantay
Hani peygamber, zevcelerinden birine gizli bir söz söylemişdi. Bunun üzerine o (zevce) bunu haber verib de Allah da ona bunu açıklayınca (peygamber) bunun (ancak) bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vaz geçmişdi. Artık bunu kendisine söyleyince o (zevce) "Bunu sana kim haber verdi?" dedi. (Peyğamber de) "Bana herşey'i bilen, her şeyden haberdar olan (Allah) haber verdi" dedi. |
|
Tahrim 3. Ayet
3. Ayet
İbni Kesir
Hani Peygamber; eşlerinden birine, gizlice bir söz söylemişti. O, bunu haber verdi de Allah da bunu ona açıklayınca; bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Artık bunu kendisine söyleyince; eşi: Bunu sana kim bildirdi? demişti. Bana her şeyi bilen, her şeyden haberdar olan Allah haber verdi, demişti.
|
İbni Kesir
Hani Peygamber; eşlerinden birine, gizlice bir söz söylemişti. O, bunu haber verdi de Allah da bunu ona açıklayınca; bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Artık bunu kendisine söyleyince; eşi: Bunu sana kim bildirdi? demişti. Bana her şeyi bilen, her şeyden haberdar olan Allah haber verdi, demişti. |
|
Tahrim 3. Ayet
3. Ayet
Muhammed Esed
Hani, (bir gün) Peygamber, eşlerinden birine gizli bir şeyler söylemişti; eşi bunu ifşa edip Allah da Peygamber'e bildirince, Peygamber (söylediklerinin) bir kısmını (diğerlerine de) anlatmış, bir kısmına ise hiç değinmemişti. Peygamber durumu eşine anlatınca, kadın: "Bunu sana kim söyledi?" diye sordu. (Peygamber de,) "Her şeyi Bilen, Her şeyden Haberdar Olan, bana söyledi" diye cevap verdi.
|
Muhammed Esed
Hani, (bir gün) Peygamber, eşlerinden birine gizli bir şeyler söylemişti; eşi bunu ifşa edip Allah da Peygamber'e bildirince, Peygamber (söylediklerinin) bir kısmını (diğerlerine de) anlatmış, bir kısmına ise hiç değinmemişti. Peygamber durumu eşine anlatınca, kadın: "Bunu sana kim söyledi?" diye sordu. (Peygamber de,) "Her şeyi Bilen, Her şeyden Haberdar Olan, bana söyledi" diye cevap verdi. |
|
Tahrim 3. Ayet
3. Ayet
Şaban Piriş
Peygamber eşlerinden birine gizli bir söz söylemişti. O da bunu başkasına söyleyince Allah bunu peygambere açıkladı. Bir kısmını bildirmiş, bir kısmını bırakmıştı. Peygamber bunu eşine haber verince o: -Bunu sana kim haber verdi? dedi. -Bana, alim ve haberdar olan (Allah) haber verdi, dedi.
|
Şaban Piriş
Peygamber eşlerinden birine gizli bir söz söylemişti. O da bunu başkasına söyleyince Allah bunu peygambere açıkladı. Bir kısmını bildirmiş, bir kısmını bırakmıştı. Peygamber bunu eşine haber verince o: -Bunu sana kim haber verdi? dedi. -Bana, alim ve haberdar olan (Allah) haber verdi, dedi. |
|
Tahrim 3. Ayet
3. Ayet
Suat Yıldırım
Hani bir ara Peygamber, eşlerinden birine sır olarak bir söz söylemişti. Fakat o, bunu kumalarından birine haber verince, Allah da bu durumu Peygamberine bildirdi. O da eşine söylediğinin bir kısmını bildirip, bir kısmından ise vazgeçmişti. Peygamber, o eşine bu durumu anlatınca o hayret ederek: "Bunu sana kim bildirdi?" dedi. Peygamber de: "Her şeyi bilen, her şeyden haberdar olan Allah, bana haber verdi." diye cevap verdi.
|
Suat Yıldırım
Hani bir ara Peygamber, eşlerinden birine sır olarak bir söz söylemişti. Fakat o, bunu kumalarından birine haber verince, Allah da bu durumu Peygamberine bildirdi. O da eşine söylediğinin bir kısmını bildirip, bir kısmından ise vazgeçmişti. Peygamber, o eşine bu durumu anlatınca o hayret ederek: "Bunu sana kim bildirdi?" dedi. Peygamber de: "Her şeyi bilen, her şeyden haberdar olan Allah, bana haber verdi." diye cevap verdi. |
|
Tahrim 3. Ayet
3. Ayet
Süleyman Ateş
Peygamber, eşlerinden birine gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi, o sözü (başkasına) haber verip, Allah da peygamberi, eşinin bu davranışına muttali kılınca (Peygamber, eşine) o(söylediği)nin bir kısmını bildirmiş (şunları şunları filana söyledin demiş), bir kısmından da vazgeçmişti. (Peygamber) Bunu eşine haber verince eşi: "Bunu sana kim söyledi?" dedi (Peygamber): "(Herşeyi) Bilen, haber alan (Allah) bana söyledi" dedi.
|
Süleyman Ateş
Peygamber, eşlerinden birine gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi, o sözü (başkasına) haber verip, Allah da peygamberi, eşinin bu davranışına muttali kılınca (Peygamber, eşine) o(söylediği)nin bir kısmını bildirmiş (şunları şunları filana söyledin demiş), bir kısmından da vazgeçmişti. (Peygamber) Bunu eşine haber verince eşi: "Bunu sana kim söyledi?" dedi (Peygamber): "(Herşeyi) Bilen, haber alan (Allah) bana söyledi" dedi. |
|
Tahrim 3. Ayet
3. Ayet
Yaşar Nuri Öztürk
Hani, Peygamber, eşlerinden birine bir sözü gizlice söylemişti. Sonra eşi bu sözü duyurup Allah da onu Peygamber'e bildirince, Peygamber sözün bir kısmını açıklamış, bir kısmından vazgeçmişti. Peygamber, sözü eşine bildirdiğinde o: "Bunu sana kim haber verdi?" demişti. Peygamber de: "O her şeyi bilen, her şeyden haberi olan bana bildirdi." diye cevaplamıştı.
|
Yaşar Nuri Öztürk
Hani, Peygamber, eşlerinden birine bir sözü gizlice söylemişti. Sonra eşi bu sözü duyurup Allah da onu Peygamber'e bildirince, Peygamber sözün bir kısmını açıklamış, bir kısmından vazgeçmişti. Peygamber, sözü eşine bildirdiğinde o: "Bunu sana kim haber verdi?" demişti. Peygamber de: "O her şeyi bilen, her şeyden haberi olan bana bildirdi." diye cevaplamıştı. |
|
Tahrim 3. Ayet
3. Ayet
Mustafa İslamoğlu
Hani, bir gün Peygamber eşlerinden birini bir hadiseden (dolayı) sırrına ortak etmişti; fakat eşi bu sırrı ifşa edip Allah da onu (Peygamber'e) bildirince, (Peygamber) o hadisenin bir kısımını (diğer eşine) de anlatmış, ama bir kısmından hiç söz etmemişti. Nihayet (Peygamber sır tutmayan) eşine yaptığı (yanlışı) bildirince, "Bunu sana kim haber verdi?" demişti. (Peygamber de), "Her şeyi bilen, her şeyden haberdar olan haber verdi" diye cevap vermişti.
|
Mustafa İslamoğlu
Hani, bir gün Peygamber eşlerinden birini bir hadiseden (dolayı) sırrına ortak etmişti; fakat eşi bu sırrı ifşa edip Allah da onu (Peygamber'e) bildirince, (Peygamber) o hadisenin bir kısımını (diğer eşine) de anlatmış, ama bir kısmından hiç söz etmemişti. Nihayet (Peygamber sır tutmayan) eşine yaptığı (yanlışı) bildirince, "Bunu sana kim haber verdi?" demişti. (Peygamber de), "Her şeyi bilen, her şeyden haberdar olan haber verdi" diye cevap vermişti. |
|
Tahrim 3. Ayet
3. Ayet
Rashad Khalifa
The prophet had trusted some of his wives with a certain statement, then one of them spread it, and GOD let him know about it. He then informed his wife of part of the issue, and disregarded part. She asked him, "Who informed you of this?" He said, "I was informed by the Omniscient, Most Cognizant."
|
Rashad Khalifa
The prophet had trusted some of his wives with a certain statement, then one of them spread it, and GOD let him know about it. He then informed his wife of part of the issue, and disregarded part. She asked him, "Who informed you of this?" He said, "I was informed by the Omniscient, Most Cognizant." |
|
Tahrim 3. Ayet
3. Ayet
The Monotheist Group
And when the prophet confided a narrative to some of his wives, then one of them spread it, and God revealed it to him, he recognized part of it and denied part. So when he informed her, she said: "Who informed you of this?" He said: "I was informed by the Knowledgeable, the Expert."
|
The Monotheist Group
And when the prophet confided a narrative to some of his wives, then one of them spread it, and God revealed it to him, he recognized part of it and denied part. So when he informed her, she said: "Who informed you of this?" He said: "I was informed by the Knowledgeable, the Expert." |
|
Tahrim 3. Ayet
3. Ayet
Edip-Layth
When the prophet disclosed a hadith to some of his wives, then one of them spread it, and God revealed it to him, he recognized part of it and denied part. So when he informed her, she said, "Who informed you of this?" He said, "I was informed by the Knowledgeable, the Ever-aware."
|
Edip-Layth
When the prophet disclosed a hadith to some of his wives, then one of them spread it, and God revealed it to him, he recognized part of it and denied part. So when he informed her, she said, "Who informed you of this?" He said, "I was informed by the Knowledgeable, the Ever-aware." |
|
Tahrim 3. Ayet
3. Ayet
Ali Rıza Safa
Peygamber, eşlerinden birisine gizli bir söz söylemişti. Allah, bunu başkasına açıkladığını Ona bildirmiş, bunun üzerine, bir bölümünü anlatmış, bir bölümüne de değinmemişti. Eşine söylediği zaman; "Sana, kim haber verdi?" dedi. Dedi ki: "Bilen; Haberli Olan, bana haber verdi!"
|
Ali Rıza Safa
Peygamber, eşlerinden birisine gizli bir söz söylemişti. Allah, bunu başkasına açıkladığını Ona bildirmiş, bunun üzerine, bir bölümünü anlatmış, bir bölümüne de değinmemişti. Eşine söylediği zaman; "Sana, kim haber verdi?" dedi. Dedi ki: "Bilen; Haberli Olan, bana haber verdi!" |
|
Tahrim 3. Ayet
3. Ayet
Süleymaniye Vakfı
Bir gün Nebi, eşlerinden birine gizli bir söz söylemişti. Eşi onu, diğer eşine bildirince Allah, Nebisini o konuda bilgilendirdi. O da onun birazını eşine anlattı, birazını da anlatmaktan vazgeçti. Eşine bildirdiğinde o: "Bunu sana kim bildirdi?" dedi. Nebi de "Bana, her şeyi bilen; her şeyin iç yüzünü bilen bildirdi." diye cevap verdi.
|
Süleymaniye Vakfı
Bir gün Nebi, eşlerinden birine gizli bir söz söylemişti. Eşi onu, diğer eşine bildirince Allah, Nebisini o konuda bilgilendirdi. O da onun birazını eşine anlattı, birazını da anlatmaktan vazgeçti. Eşine bildirdiğinde o: "Bunu sana kim bildirdi?" dedi. Nebi de "Bana, her şeyi bilen; her şeyin iç yüzünü bilen bildirdi." diye cevap verdi. |
|
Tahrim 3. Ayet
3. Ayet
Edip Yüksel
Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir hadis söylemişti. Eşi bunu yayınca, ALLAH onu bundan haberdar kıldı. Ona durumun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından ise vazgeçmişti. Peygamber konuyu eşine açınca eşi, "Bunu sana kim haber verdi?" diye sordu. "Her şeyi Bilen ve her şeyden Haberdar olan bana bildirdi" diye cevapladı.[1]
|
Edip Yüksel
Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir hadis söylemişti. Eşi bunu yayınca, ALLAH onu bundan haberdar kıldı. Ona durumun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından ise vazgeçmişti. Peygamber konuyu eşine açınca eşi, "Bunu sana kim haber verdi?" diye sordu. "Her şeyi Bilen ve her şeyden Haberdar olan bana bildirdi" diye cevapladı.[1] |
|
Tahrim 3. Ayet
3. Ayet
Erhan Aktaş
Hani Nebi, eşlerinden birine aralarında kalmak üzere bir hadis[1] söylemişti. Fakat o eşi, söylenen şeyi başkasına söyleyince, Allah Nebi'ye bunu izhar[1] etti. Nebi de bir kısmını açıklamış ve bir kısmından da vazgeçmişti. Eşine, bundan haberdar olduğunu söyleyince, eşi: "Bunu sana kim haber verdi?" deyince, Nebi: "Bana, Her Şeyi Bilen, Her Şeyden Haberdar Olan bildirdi." demişti.
|
Erhan Aktaş
Hani Nebi, eşlerinden birine aralarında kalmak üzere bir hadis[1] söylemişti. Fakat o eşi, söylenen şeyi başkasına söyleyince, Allah Nebi'ye bunu izhar[1] etti. Nebi de bir kısmını açıklamış ve bir kısmından da vazgeçmişti. Eşine, bundan haberdar olduğunu söyleyince, eşi: "Bunu sana kim haber verdi?" deyince, Nebi: "Bana, Her Şeyi Bilen, Her Şeyden Haberdar Olan bildirdi." demişti. |
|
Tahrim 3. Ayet
3. Ayet
Mehmet Okuyan
Hani Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir söz söylemişti. (Fakat eşi) o sözü (başkasına) bildirip Allah da bunu (Peygamber'e) açıklayınca, o da (konunun) bir kısmını (eşine) bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. (Peygamber) bunu ona (eşine) bildirince, (eşi) "Bunu sana kim bildirdi?" diye sormuş, o da "Bilen, haberdar olan (Allah) bana bildirdi." demişti.[1]
|
Mehmet Okuyan
Hani Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir söz söylemişti. (Fakat eşi) o sözü (başkasına) bildirip Allah da bunu (Peygamber'e) açıklayınca, o da (konunun) bir kısmını (eşine) bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. (Peygamber) bunu ona (eşine) bildirince, (eşi) "Bunu sana kim bildirdi?" diye sormuş, o da "Bilen, haberdar olan (Allah) bana bildirdi." demişti.[1] |
|
Tahrim 4. Ayet
4. Ayet
Ahmed Hulusi
Eğer ikiniz (Ayşe ve Hafsa) Allah'a tövbe ederseniz (ne ala); (yoksa) gerçekten kalpleriniz (Hak'tan) kaymış bulunuyor... Eğer O'nun aleyhine olarak birbirinize destek olursanız, muhakkak ki Allah, O'nun Mevla'sıdır; Cibril de, iman edenlerin salihi de (Ayşe'nin babası Hz. Ebu Bekir; Hafsa'nın babası Hz. Ömer). Ondan sonra melaike de yardımcı olandır.
|
Ahmed Hulusi
Eğer ikiniz (Ayşe ve Hafsa) Allah'a tövbe ederseniz (ne ala); (yoksa) gerçekten kalpleriniz (Hak'tan) kaymış bulunuyor... Eğer O'nun aleyhine olarak birbirinize destek olursanız, muhakkak ki Allah, O'nun Mevla'sıdır; Cibril de, iman edenlerin salihi de (Ayşe'nin babası Hz. Ebu Bekir; Hafsa'nın babası Hz. Ömer). Ondan sonra melaike de yardımcı olandır. |
|
Tahrim 4. Ayet
4. Ayet
Ali Bulaç
Eğer sizler (Peygamberin iki eşi) Allah'a tevbe ederseniz (ne güzel); çünkü kalbleriniz eğrilik gösterdi. Yok eğer ona karşı birbirinize destekçi olmaya kalkışırsanız, artık Allah, onun mevlasıdır; Cibril ve mü'minlerin salih olan(lar)ı da. Bunların arkasından melekler de onun destekçisidirler.
|
Ali Bulaç
Eğer sizler (Peygamberin iki eşi) Allah'a tevbe ederseniz (ne güzel); çünkü kalbleriniz eğrilik gösterdi. Yok eğer ona karşı birbirinize destekçi olmaya kalkışırsanız, artık Allah, onun mevlasıdır; Cibril ve mü'minlerin salih olan(lar)ı da. Bunların arkasından melekler de onun destekçisidirler. |
|
Tahrim 4. Ayet
4. Ayet
Bayraktar Bayraklı
"Ey hanımlar! İkiniz de Allah'a tövbe etmelisiniz. Çünkü kalbinizi bozdunuz. Eğer Peygambere karşı işbirliği yaparsanız, Allah onun koruyucusudur. Cibril, duyarlı müminler ve melekler, ona sahip çıkacaktır."
|
Bayraktar Bayraklı
"Ey hanımlar! İkiniz de Allah'a tövbe etmelisiniz. Çünkü kalbinizi bozdunuz. Eğer Peygambere karşı işbirliği yaparsanız, Allah onun koruyucusudur. Cibril, duyarlı müminler ve melekler, ona sahip çıkacaktır." |
|
Tahrim 4. Ayet
4. Ayet
Diyanet İşleri
(Ey peygamber'in eşleri!) Eğer siz ikiniz Allah'a tövbe ederseniz, ne iyi. Çünkü kalpleriniz kaydı. Eğer Peygamber'e karşı birbirinize arka çıkarsanız bilin ki Allah onun yardımcısıdır, Cebrail de, salih mü'minler de. Bunlardan sonra melekler de ona arka çıkarlar.
|
Diyanet İşleri
(Ey peygamber'in eşleri!) Eğer siz ikiniz Allah'a tövbe ederseniz, ne iyi. Çünkü kalpleriniz kaydı. Eğer Peygamber'e karşı birbirinize arka çıkarsanız bilin ki Allah onun yardımcısıdır, Cebrail de, salih mü'minler de. Bunlardan sonra melekler de ona arka çıkarlar. |
|
Tahrim 4. Ayet
4. Ayet
Elmalılı Hamdi Yazır
Eğer Allaha tevbe ederseniz ne iyi, çünkü ikinizin de kalbleriniz eğildi, yok eğer ona karşı tezahüre kalkışırsanız haberiniz olsunki Allah onun mevlası, hem Cibril ve mü'minlerin salihi, onun arkasından da melaike zahirdir
|
Elmalılı Hamdi Yazır
Eğer Allaha tevbe ederseniz ne iyi, çünkü ikinizin de kalbleriniz eğildi, yok eğer ona karşı tezahüre kalkışırsanız haberiniz olsunki Allah onun mevlası, hem Cibril ve mü'minlerin salihi, onun arkasından da melaike zahirdir |
|
Tahrim 4. Ayet
4. Ayet
Gültekin Onan
Eğer sizler (Peygamberin iki eşi) Tanrı'ya tevbe ederseniz (ne güzel); çünkü kalpleriniz eğrilik gösterdi. Yok eğer ona karşı birbirinize destekçi olmaya kalkışırsanız, artık Tanrı onun mevlasıdır; Cibril ve inançlıların salih olan(lar)ı da. Bunların arkasından melekler de onun destekçisidirler.
|
Gültekin Onan
Eğer sizler (Peygamberin iki eşi) Tanrı'ya tevbe ederseniz (ne güzel); çünkü kalpleriniz eğrilik gösterdi. Yok eğer ona karşı birbirinize destekçi olmaya kalkışırsanız, artık Tanrı onun mevlasıdır; Cibril ve inançlıların salih olan(lar)ı da. Bunların arkasından melekler de onun destekçisidirler. |
|
Tahrim 4. Ayet
4. Ayet
Hasan Basri Çantay
Eğer her ikiniz de Allaha tevbe ederseniz (ne'ala, çünkü) hakıykaten sizin kalbleriniz kaymışdır, (yok), onun aleyhinde birbirinize arka verirseniz hiç şübhesiz Allah bizzat onun yardımcısıdır. Cebrail de, mü'minlerin saalih olanları da. Bunların ardından melekler de (ona) yardımcıdır.
|
Hasan Basri Çantay
Eğer her ikiniz de Allaha tevbe ederseniz (ne'ala, çünkü) hakıykaten sizin kalbleriniz kaymışdır, (yok), onun aleyhinde birbirinize arka verirseniz hiç şübhesiz Allah bizzat onun yardımcısıdır. Cebrail de, mü'minlerin saalih olanları da. Bunların ardından melekler de (ona) yardımcıdır. |
|
Tahrim 4. Ayet
4. Ayet
İbni Kesir
Eğer her ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz; gerçekten kaymış olan kalbleriniz düzelmiş olur. Şayet ona karşı birbirinize destek olmaya kalkışırsanız; hiç şüphesiz Allah, onun mevlasıdır. Cebrail de, mü'minlerin salih olanı da, bunun ardından bütün melekler de ona yardımcıdırlar.
|
İbni Kesir
Eğer her ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz; gerçekten kaymış olan kalbleriniz düzelmiş olur. Şayet ona karşı birbirinize destek olmaya kalkışırsanız; hiç şüphesiz Allah, onun mevlasıdır. Cebrail de, mü'minlerin salih olanı da, bunun ardından bütün melekler de ona yardımcıdırlar. |
|
Tahrim 4. Ayet
4. Ayet
Muhammed Esed
(Onlara de ki, ey Peygamber:) "İkiniz tevbe ederek Allah'a yönelin, çünkü ikinizin de kalbi (haktan) ayrılmıştı! Ve (Allah'ın elçisi olan) Peygamber'e karşı birbirinizi desteklerseniz (bilin ki) Allah, o'nun Koruyucusudur ve (bilin ki) bundan dolayı, Cebrail, müminler arasındaki bütün dürüst ve erdemliler ve (öteki) bütün melekler, o'nun yardımına koşacaktır.
|
Muhammed Esed
(Onlara de ki, ey Peygamber:) "İkiniz tevbe ederek Allah'a yönelin, çünkü ikinizin de kalbi (haktan) ayrılmıştı! Ve (Allah'ın elçisi olan) Peygamber'e karşı birbirinizi desteklerseniz (bilin ki) Allah, o'nun Koruyucusudur ve (bilin ki) bundan dolayı, Cebrail, müminler arasındaki bütün dürüst ve erdemliler ve (öteki) bütün melekler, o'nun yardımına koşacaktır. |
|
Tahrim 4. Ayet
4. Ayet
Şaban Piriş
-(Ey Peygamber eşleri) İkiniz de Allah'a tevbe ederseniz, kalpleriniz hayra yönelmiş olur. Eğer ona karşı birbirinize arka çıkarsanız, kuşkusuz onun velisi Allah'tır, Cebrail, salih müminler ve melekler de bundan sonra ona arka çıkarlar.
|
Şaban Piriş
-(Ey Peygamber eşleri) İkiniz de Allah'a tevbe ederseniz, kalpleriniz hayra yönelmiş olur. Eğer ona karşı birbirinize arka çıkarsanız, kuşkusuz onun velisi Allah'tır, Cebrail, salih müminler ve melekler de bundan sonra ona arka çıkarlar. |
|
Tahrim 4. Ayet
4. Ayet
Suat Yıldırım
Şimdi ikiniz de ey Peygamber eşleri, eğer kalplerinizin matlup olan durumdan kayması sebebiyle Allah'a tövbe ederseniz ne ala! Yok eğer hislerinize mağlub olup Peygambere karşı birbirinize arka çıkarsanız bilin ki Allah da onun yardımcısıdır. Cebrail de, salih müminler ve melaikeler de ayrıca onun yardımcılarıdır.
|
Suat Yıldırım
Şimdi ikiniz de ey Peygamber eşleri, eğer kalplerinizin matlup olan durumdan kayması sebebiyle Allah'a tövbe ederseniz ne ala! Yok eğer hislerinize mağlub olup Peygambere karşı birbirinize arka çıkarsanız bilin ki Allah da onun yardımcısıdır. Cebrail de, salih müminler ve melaikeler de ayrıca onun yardımcılarıdır. |
|
Tahrim 4. Ayet
4. Ayet
Süleyman Ateş
Eğer ikiniz, kalblerinizin sapmış olmasından dolayı Allah'a tevbe ederseniz (ne a'la). Ve eğer peygambere karşı birbirinize arka olursanız (bilin ki) onun koruyucusu ve yardımcısı Allah, Cibril ve mü'minlerin iyileridir. Ayrıca melekler de ona arkadır.
|
Süleyman Ateş
Eğer ikiniz, kalblerinizin sapmış olmasından dolayı Allah'a tevbe ederseniz (ne a'la). Ve eğer peygambere karşı birbirinize arka olursanız (bilin ki) onun koruyucusu ve yardımcısı Allah, Cibril ve mü'minlerin iyileridir. Ayrıca melekler de ona arkadır. |
|
Tahrim 4. Ayet
4. Ayet
Yaşar Nuri Öztürk
Eğer ikiniz, ey hanımlar, Allah'a tövbe ederseniz ne iyi, çünkü kalpleriniz kaydı; yok eğer Peygamber'e karşı dayanışmaya girerseniz hiç kuşkusuz bizzat Allah, onun destekçisidir. Cebrail'le iman sahiplerinin barışçıları da. Bütün bunlardan sonra melekler de ona arka çıkarlar.
|
Yaşar Nuri Öztürk
Eğer ikiniz, ey hanımlar, Allah'a tövbe ederseniz ne iyi, çünkü kalpleriniz kaydı; yok eğer Peygamber'e karşı dayanışmaya girerseniz hiç kuşkusuz bizzat Allah, onun destekçisidir. Cebrail'le iman sahiplerinin barışçıları da. Bütün bunlardan sonra melekler de ona arka çıkarlar. |
|
Tahrim 4. Ayet
4. Ayet
Mustafa İslamoğlu
(Onlara de ki): "Eğer siz ikiniz Allah'a tevbe ederseniz (iyi olur); doğrusu her ikinizinde kalpleri kaymıştır! Siz ikiniz eğer ona karşı dayanışma içine girerseniz, unutmayın ki Allah, evet onun dostu O'dur; buna ilaveten Cebrail, mü'minlerin en seçkin olanları ve melekler de (onun) destekçileridir.
|
Mustafa İslamoğlu
(Onlara de ki): "Eğer siz ikiniz Allah'a tevbe ederseniz (iyi olur); doğrusu her ikinizinde kalpleri kaymıştır! Siz ikiniz eğer ona karşı dayanışma içine girerseniz, unutmayın ki Allah, evet onun dostu O'dur; buna ilaveten Cebrail, mü'minlerin en seçkin olanları ve melekler de (onun) destekçileridir. |
|
Tahrim 4. Ayet
4. Ayet
Rashad Khalifa
If the two of you repent to GOD, then your hearts have listened. But if you band together against him, then GOD is his ally, and so is Gabriel and the righteous believers. Also, the angels are his helpers.
|
Rashad Khalifa
If the two of you repent to GOD, then your hearts have listened. But if you band together against him, then GOD is his ally, and so is Gabriel and the righteous believers. Also, the angels are his helpers. |
|
Tahrim 4. Ayet
4. Ayet
The Monotheist Group
If the two of you repent to God, then your hearts have listened. But if you band together against him, then God is his ally, and so are Gabriel and the righteous believers. Also, the angels are his helpers.
|
The Monotheist Group
If the two of you repent to God, then your hearts have listened. But if you band together against him, then God is his ally, and so are Gabriel and the righteous believers. Also, the angels are his helpers. |
|
Tahrim 4. Ayet
4. Ayet
Edip-Layth
If the two of you repent to God, then your hearts have listened. But if you band together against him, then God is his master. Gabriel, the righteous of those who acknowledge, and the controllers are his supporters.
|
Edip-Layth
If the two of you repent to God, then your hearts have listened. But if you band together against him, then God is his master. Gabriel, the righteous of those who acknowledge, and the controllers are his supporters. |
|
Tahrim 4. Ayet
4. Ayet
Ali Rıza Safa
İkiniz de Allah'a pişmanlığınızı göstermelisiniz! Çünkü yürekleriniz kaymıştır. Ona karşı yardımlaşırsanız, kuşkusuz, Onun sahibi Allah'tır. Hem Cibril hem erdemli inananlar hem de bunun arkasından melekler, Onun yardımcısıdır.[519]
|
Ali Rıza Safa
İkiniz de Allah'a pişmanlığınızı göstermelisiniz! Çünkü yürekleriniz kaymıştır. Ona karşı yardımlaşırsanız, kuşkusuz, Onun sahibi Allah'tır. Hem Cibril hem erdemli inananlar hem de bunun arkasından melekler, Onun yardımcısıdır.[519] |
|
Tahrim 4. Ayet
4. Ayet
Süleymaniye Vakfı
(Ey Nebi'nin iki eşi!) Allah'a yönelip tevbe ederseniz iyi olur. Çünkü ikinizin de gönlü kaydı. Eğer birlikte ona karşı harekete geçerseniz bilin ki Allah, Cebrail ve iyi müminler onun yakın dostlarıdır. Bundan sonra melekler de ona destek olurlar.
|
Süleymaniye Vakfı
(Ey Nebi'nin iki eşi!) Allah'a yönelip tevbe ederseniz iyi olur. Çünkü ikinizin de gönlü kaydı. Eğer birlikte ona karşı harekete geçerseniz bilin ki Allah, Cebrail ve iyi müminler onun yakın dostlarıdır. Bundan sonra melekler de ona destek olurlar. |
|
Tahrim 4. Ayet
4. Ayet
Edip Yüksel
İkiniz ALLAH'a tövbe ederseniz kalbiniz yönelmiş olur. Ona (elçiye) karşıt olarak birbirinizi desteklerseniz, onun Mevlası (koruyucusu/efendisi) ALLAH'tır; Cibril, erdemli iman edenler ve melekler de onu destekler.[1]
|
Edip Yüksel
İkiniz ALLAH'a tövbe ederseniz kalbiniz yönelmiş olur. Ona (elçiye) karşıt olarak birbirinizi desteklerseniz, onun Mevlası (koruyucusu/efendisi) ALLAH'tır; Cibril, erdemli iman edenler ve melekler de onu destekler.[1] |
|
Tahrim 4. Ayet
4. Ayet
Erhan Aktaş
Siz ikiniz Allah'a tevbe etmelisiniz. Çünkü ikinizin de kalbi yanlış düşüncelere yöneldi. Eğer ona karşı dayanışmaya girerseniz hiç kuşkusuz Allah ona mevladır.[1] Cibril[2] ve iman edenlerin salihleri[3] ve bunlardan başka melekler de onun yanındadırlar.
|
Erhan Aktaş
Siz ikiniz Allah'a tevbe etmelisiniz. Çünkü ikinizin de kalbi yanlış düşüncelere yöneldi. Eğer ona karşı dayanışmaya girerseniz hiç kuşkusuz Allah ona mevladır.[1] Cibril[2] ve iman edenlerin salihleri[3] ve bunlardan başka melekler de onun yanındadırlar. |
|
Tahrim 4. Ayet
4. Ayet
Mehmet Okuyan
İkiniz[1] de Allah'a tevbe ederseniz, (doğrusu budur. Çünkü) elbette kalpleriniz kaymıştı. Ona (Peygamber'e) karşı birbirinize arka çıkarsanız, onun dostu Allah, Cebrail ve müminlerin iyi(ler)idir. Bunların ardından melekler de (ona) destekçidir.
|
Mehmet Okuyan
İkiniz[1] de Allah'a tevbe ederseniz, (doğrusu budur. Çünkü) elbette kalpleriniz kaymıştı. Ona (Peygamber'e) karşı birbirinize arka çıkarsanız, onun dostu Allah, Cebrail ve müminlerin iyi(ler)idir. Bunların ardından melekler de (ona) destekçidir. |
|
Tahrim 5. Ayet
5. Ayet
Ahmed Hulusi
Eğer sizi boşarsa, Rabbinin O'na, sizin yerinize sizden daha hayırlı, teslim olan, iman eden, itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, dünyalığa karşı oruçlu olan, dul ve bakire eşleri vermesi umulur.
|
Ahmed Hulusi
Eğer sizi boşarsa, Rabbinin O'na, sizin yerinize sizden daha hayırlı, teslim olan, iman eden, itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, dünyalığa karşı oruçlu olan, dul ve bakire eşleri vermesi umulur. |
|
Tahrim 5. Ayet
5. Ayet
Ali Bulaç
Belki onun Rabbi, -eğer o sizi boşayacak olursa- ona yerinize sizlerden daha hayırlı müslüman, mü'min, gönülden itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan dul ve bakire eşler verir.
|
Ali Bulaç
Belki onun Rabbi, -eğer o sizi boşayacak olursa- ona yerinize sizlerden daha hayırlı müslüman, mü'min, gönülden itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan dul ve bakire eşler verir. |
|
Tahrim 5. Ayet
5. Ayet
Bayraktar Bayraklı
"Peygamber sizi boşayacak olursa, belki de, Rabbi ona sizden daha hayırlı, kendisini Allah'a teslim eden, inanan, gönülden itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verir."
|
Bayraktar Bayraklı
"Peygamber sizi boşayacak olursa, belki de, Rabbi ona sizden daha hayırlı, kendisini Allah'a teslim eden, inanan, gönülden itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verir." |
|
Tahrim 5. Ayet
5. Ayet
Diyanet İşleri
Eğer o sizi boşarsa, Rabbi ona, sizden daha hayırlı, müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir.
|
Diyanet İşleri
Eğer o sizi boşarsa, Rabbi ona, sizden daha hayırlı, müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir. |
|
Tahrim 5. Ayet
5. Ayet
Elmalılı Hamdi Yazır
Gerek ki rabbi, şayed o sizi boşarsa, yerinize ona sizlerden daha hayırlı zevceler verir öyleki müslimeler, mü'mineler, kaniteler, taibeler, abideler, saimeler, seyyibeler ve bakireler.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
Gerek ki rabbi, şayed o sizi boşarsa, yerinize ona sizlerden daha hayırlı zevceler verir öyleki müslimeler, mü'mineler, kaniteler, taibeler, abideler, saimeler, seyyibeler ve bakireler. |
|
Tahrim 5. Ayet
5. Ayet
Gültekin Onan
Belki onun rabbi, -eğer o sizi boşayacak olursa- ona yerinize sizlerden daha hayırlı müslüman, inançlı, gönülden itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verir.
|
Gültekin Onan
Belki onun rabbi, -eğer o sizi boşayacak olursa- ona yerinize sizlerden daha hayırlı müslüman, inançlı, gönülden itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verir. |
|
Tahrim 5. Ayet
5. Ayet
Hasan Basri Çantay
Eğer o, sizi boşarsa yerinize — Allaha itaatle teslim olan, Allahın birliğini tasdıyk eden, namaz kılan (taatte sebat gösteren), Günahlardan tevbe ile vaz geçen, ibadet eyleyen, oruç tutan kadınlar, dullar ve kız oğlan kızlar olmak üzere — Rabbinin ona sizden hayırlılarını vermesi me'müldür.
|
Hasan Basri Çantay
Eğer o, sizi boşarsa yerinize — Allaha itaatle teslim olan, Allahın birliğini tasdıyk eden, namaz kılan (taatte sebat gösteren), Günahlardan tevbe ile vaz geçen, ibadet eyleyen, oruç tutan kadınlar, dullar ve kız oğlan kızlar olmak üzere — Rabbinin ona sizden hayırlılarını vermesi me'müldür. |
|
Tahrim 5. Ayet
5. Ayet
İbni Kesir
Şayet o, sizi boşarsa; Rabbı ona sizden daha hayırlı, kendini Allah'a veren, inanan, boyun eğen, tevbe eden, kulluk eden, oruç tutan dul ve bakire eşler verir.
|
İbni Kesir
Şayet o, sizi boşarsa; Rabbı ona sizden daha hayırlı, kendini Allah'a veren, inanan, boyun eğen, tevbe eden, kulluk eden, oruç tutan dul ve bakire eşler verir. |
|
Tahrim 5. Ayet
5. Ayet
Muhammed Esed
(Ey Peygamber eşleri!) Eğer o siz(den biriniz)i boşasaydı, Allah yerinize o'na sizden daha iyi eşler verebilirdi. Allah'a teslim olan, gerçekten inanan, O'nun iradesine gönülden itaat eden, (günah işledikleri zaman) tevbe ederek (O'na) yönelen, (yalnız O'na) kulluk eden ve (O'nun rızasını aramak için) yola koyulan, daha önce evlenmiş veya bakire kadınlar.
|
Muhammed Esed
(Ey Peygamber eşleri!) Eğer o siz(den biriniz)i boşasaydı, Allah yerinize o'na sizden daha iyi eşler verebilirdi. Allah'a teslim olan, gerçekten inanan, O'nun iradesine gönülden itaat eden, (günah işledikleri zaman) tevbe ederek (O'na) yönelen, (yalnız O'na) kulluk eden ve (O'nun rızasını aramak için) yola koyulan, daha önce evlenmiş veya bakire kadınlar. |
|
Tahrim 5. Ayet
5. Ayet
Şaban Piriş
Eğer sizi boşayacak olursa, Allah onun için, sizden daha hayırlı müslüman, mümin, itaatkar, tevbekar, ibadet eden, oruç tutan dul ve bekar kadınlar verebilir.
|
Şaban Piriş
Eğer sizi boşayacak olursa, Allah onun için, sizden daha hayırlı müslüman, mümin, itaatkar, tevbekar, ibadet eden, oruç tutan dul ve bekar kadınlar verebilir. |
|
Tahrim 5. Ayet
5. Ayet
Suat Yıldırım
Eğer o sizi boşayacak olursa Rabbi ona, sizden daha hayırlı, Allah'a teslimiyet gösteren, mümin, gönülden itaat eden, tövbe eden, ibadete düşkün, oruca düşkün dul veya bakireler olarak başka eşler nasib edebilir.
|
Suat Yıldırım
Eğer o sizi boşayacak olursa Rabbi ona, sizden daha hayırlı, Allah'a teslimiyet gösteren, mümin, gönülden itaat eden, tövbe eden, ibadete düşkün, oruca düşkün dul veya bakireler olarak başka eşler nasib edebilir. |
|
Tahrim 5. Ayet
5. Ayet
Süleyman Ateş
O sizi boşarsa belki de Rabbi ona, sizden daha hayırlı, kendisini Allah'a teslim eden, inanan, gönülden ita'at eden, tevbe eden, ibadet eden seyahat eden dul ve bakire eşler verir.
|
Süleyman Ateş
O sizi boşarsa belki de Rabbi ona, sizden daha hayırlı, kendisini Allah'a teslim eden, inanan, gönülden ita'at eden, tevbe eden, ibadet eden seyahat eden dul ve bakire eşler verir. |
İletişime Geçin
Yardıma mı ihtiyacınız var? Hızlı bir şekilde yardım için destek ekibimizle iletişime geçin.
Henüz Üye Değil misiniz?
Kaydolun! Kendinize özel takip ve favori listeleri oluşturabilirsiniz.