Mealler

They say, "When is this promise to come, if you are truthful?"

Üstelik diyorlar ki: "Bu sözü verilen, ne zaman; eğer doğruyu söylüyorsanız?"

"(Söyleyin bakalım), o tehdit ne zamanmış? Eğer doğru kimselerseniz." derler.

Aynı zamanda, "Doğru sözlü iseniz o söz ne zaman gerçekleşecek?" diye meydan okurlar.

"Madem doğru söyleyenlerseniz, bu vaat[1] ne zaman?"[2] derler.

"Doğruysanız o vaat (Son Saat) ne zamanmış!" derler.[1]

Onlar tartışırlarken, kendilerini yakalayacak bir tek çığlıktan (beden sur'una üfleniş) başkasını beklemiyorlar?

Onlar, yalnızca tek bir çığlıktan başkasını gözetmezler, onlar birbirleriyle çekişip dururken o kendilerini yakalayıverir.

Onlar, birbirleriyle çekişip dururken kendilerini ansızın yakalayacak bir sesten başka bir şey beklemiyorlar.

Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar.

Başka değil, tek bir sayhaya bakıyorlar, bir sayha ki onlar çekişip dururlarken kendilerini yakalayıverir

Onlar, yalnızca tek bir çığlıktan başkasını gözetmezler, onlar birbirleriyle çekişip dururken o kendilerini yakalayıverir.

Onlar birbiriyle itişib dururlarken kendilerini yakalayacak bir tek sayhadan başkasını gözetmezler.

Onlar; sadece bir tek çığlığı beklerler ki çekişip dururlarken o, ansızın kendilerini yakalayıverir.

(Ve bilmezler ki) (yeniden dirilmeye) itiraz edip dururlarken, (ceza olarak) kendilerini sarsıp yok edecek bir tek patlama sesi onlara yeter!

Onlar, tek bir çığlıktan başka bir şey beklemiyorlar. Birbirleriyle çekişip dururlarken onları yakalayacak.

Onların beklediği: Sadece bir ses!..Çekişip dururlarken kendilerini çarpacak bir ses...

Onların işi sadece korkunç bir sese bakar. Çekişip dururlarken ansızın o, kendilerini yakalar.

Sadece korkunç titreşimli bir sesi bekliyorlar. Onlar çekişip dururlarken, o ses kendilerini enseleyecektir.

Onlar (bunu) tartışırken, kendilerini enselenecekleri bir tek bela çığlığından başka bir şey beklemeyecek:

All they see will be one blow that overwhelms them, while they dispute.

They will not realize it when one scream overwhelms them, while they dispute.

They will not realize it when one scream overwhelms them, while they dispute.

Çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak olan benzersiz bir gürlemeden başkasını beklemiyorlar.

Bekledikleri tek bir haykırıştır; onları, birbirleriyle çekişirken yakalar[1].

Çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak bir tek patlamayı beklemektedirler.

Onlar birbirleri ile çekişirlerken, onları yakalayacak tek bir çığlıktan başkasını gözlemiyorlar.

Birbirleriyle çekişip dururken kendilerini ansızın yakalayacak korkunç bir sesten başka bir şey beklemiyorlar.

O zamanda ne bir vasiyete güçleri yeter ve ne de ailelerine dönebilirler!

Artık ne bir tavsiyede bulunmağa güç yetirebilirler, ne ailelerine dönebilirler.

İşte o anda ne vasiyet edebilirler, ne de ailelerine dönebilirler.

Artık ne birbirlerine tavsiyede bulunabilirler, ne de ailelerine dönebilirler.

O zaman bir tavsıyeye bile kadir olamazlar, ailelerine de dönecek değillerdir

Artık ne bir tavsiyede bulunmağa güç yetirebilirler, ne ailelerine dönebilirler.

(İşte o zaman) bunlar bir vasıyyetde bile bulunamazlar. (Hatta o vakit) ailelerine dahi dönecek (halde) değildirler.

Artık ne vasiyet edebilirler, ne de ailelerine dönebilirler.

Ve (akibetleri öyle ani olacaktır ki) ne bir vasiyette bulunabilirler, ne de yakınlarına sığınabilirler.

(O zaman) Ne bir vasiyet edebilirler ne de ailelerine geri dönebilirler

İşte o zaman... Ne vasiyette bulunabilir, ne de evlerine dönebilirler...

Artık ne bir tavsiye yapabilirler, ne de ailelerine dönebilirler.

O zaman ne bir tavsiyede bulunmaya güçleri yetecek ne de ailelerine dönebilecekler.

her şey o kadar ani olacak ki; ne vasiyet edebilecekler, ne de yakınlarına dönebilecekler.

They will not even have time to make a will, nor will they be able to return to their people.

They will not even be able to leave a will, nor will they be able to return to their people.

They will not even be able to leave a will, nor will they be able to return to their people.

Son istekte bulunmaya artık güçleri yetmez; zaten ailelerine dönemezler.

Artık ne birine bir görev yükleyebilirler ne de ailelerine dönerler.

Ne bir vasiyet bırakmaya vakit bulurlar ne de ailelerine dönebilirler.

Artık vasiyette bulunmaya da ailelerine dönmeye de güçleri yetmez.

O durumda ne bir tavsiyede bulunabilir; ne de ailelerine dönebilirler.