Mealler
Mehmet Okuyan - Nur Suresi - Mealler
Takip | Sure Ayetler | Meal |
---|---|---|
Nur 36. Ayet
36. Ayet
Mehmet Okuyan
(Bu kandil) birtakım evlerdedir ki Allah (o evlerin) yücelmesine ve içlerinde isminin anılmasına izin vermiştir. Orada sabah akşam O'nu (şöyle kişiler) tesbih ederler (yüceltirler):
|
Mehmet Okuyan
(Bu kandil) birtakım evlerdedir ki Allah (o evlerin) yücelmesine ve içlerinde isminin anılmasına izin vermiştir. Orada sabah akşam O'nu (şöyle kişiler) tesbih ederler (yüceltirler): |
|
Nur 37. Ayet
37. Ayet
Mehmet Okuyan
O adamlar, ticaretin de alışverişin de kendilerini Allah'ı hatırlamaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı kişilerdir. Onlar, kalplerin ve gözlerin ters döneceği bir günden korkarlar.
|
Mehmet Okuyan
O adamlar, ticaretin de alışverişin de kendilerini Allah'ı hatırlamaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı kişilerdir. Onlar, kalplerin ve gözlerin ters döneceği bir günden korkarlar. |
|
Nur 38. Ayet
38. Ayet
Mehmet Okuyan
Sonunda Allah onları yaptıklarının en güzeli ile ödüllendirecek[1] ve lütfundan onlara fazlasıyla verecektir. Allah dilediğine (layık olana) hesapsız rızık verir.
|
Mehmet Okuyan
Sonunda Allah onları yaptıklarının en güzeli ile ödüllendirecek[1] ve lütfundan onlara fazlasıyla verecektir. Allah dilediğine (layık olana) hesapsız rızık verir. |
|
Nur 39. Ayet
39. Ayet
Mehmet Okuyan
Kâfir olanlara gelince, onların işleri, ıssız çöllerdeki serap gibidir ki susayan onu su sanır. Sonunda ona (su sandığı yere) vardığında herhangi bir şey bulamamış,[1] yanıbaşında Allah'ı bulmuş (olacak)tır ki O da onun hesabını tastamam görmüş (olacak)tır. Allah hesabı hızlı olandır.
|
Mehmet Okuyan
Kâfir olanlara gelince, onların işleri, ıssız çöllerdeki serap gibidir ki susayan onu su sanır. Sonunda ona (su sandığı yere) vardığında herhangi bir şey bulamamış,[1] yanıbaşında Allah'ı bulmuş (olacak)tır ki O da onun hesabını tastamam görmüş (olacak)tır. Allah hesabı hızlı olandır. |
|
Nur 40. Ayet
40. Ayet
Mehmet Okuyan
Veya (o kâfirlerin davranışları) derin bir denizdeki yoğun karanlıklar gibidir; (öyle) ki onu dalga üstüne dalga kuşatıyor; üzerinde de (bir) bulut; birbiri üstüne karanlıklar.[1] (İnsan), elini çıkar(ıp bak)sa, neredeyse onu bile göremez. Allah bir kimseye nûr (ışık) vermemişse, artık onun hiçbir nuru olmaz.
|
Mehmet Okuyan
Veya (o kâfirlerin davranışları) derin bir denizdeki yoğun karanlıklar gibidir; (öyle) ki onu dalga üstüne dalga kuşatıyor; üzerinde de (bir) bulut; birbiri üstüne karanlıklar.[1] (İnsan), elini çıkar(ıp bak)sa, neredeyse onu bile göremez. Allah bir kimseye nûr (ışık) vermemişse, artık onun hiçbir nuru olmaz. |
İletişime Geçin
Yardıma mı ihtiyacınız var? Hızlı bir şekilde yardım için destek ekibimizle iletişime geçin.
Henüz Üye Değil misiniz?
Kaydolun! Kendinize özel takip ve favori listeleri oluşturabilirsiniz.