Mealler

/ Mealler / Liste

Araf Suresi - Mealler

Takip Sure Ayetler Meal
Araf 21. Ayet 21. Ayet Suat Yıldırım (20-21) Fakat şeytan onlara, gözlerinden gizlenmiş olan edep yerlerini açığa çıkarmak için vesvese verdi. Onlara şöyle telkinde bulundu: "Rabbinizin size bu ağacın meyvesini yasaklamasının tek sebebi, sizin meleklerden veya ölümsüz hayata kavuşanlardan olmanızı önlemektir" diyerek, kendisinin onların iyiliğini istediğine dair yemin üstüne yemin etti.
Suat Yıldırım

(20-21) Fakat şeytan onlara, gözlerinden gizlenmiş olan edep yerlerini açığa çıkarmak için vesvese verdi. Onlara şöyle telkinde bulundu: "Rabbinizin size bu ağacın meyvesini yasaklamasının tek sebebi, sizin meleklerden veya ölümsüz hayata kavuşanlardan olmanızı önlemektir" diyerek, kendisinin onların iyiliğini istediğine dair yemin üstüne yemin etti.

Araf 21. Ayet 21. Ayet Süleyman Ateş Ve onlara: "Elbette ben size öğüt verenlerdenim." diye de yemin etti.
Süleyman Ateş

Ve onlara: "Elbette ben size öğüt verenlerdenim." diye de yemin etti.

Araf 21. Ayet 21. Ayet Yaşar Nuri Öztürk Ve onlara, "ben size öğüt verenlerdenim" diye yemin de etti.
Yaşar Nuri Öztürk

Ve onlara, "ben size öğüt verenlerdenim" diye yemin de etti.

Araf 21. Ayet 21. Ayet Mustafa İslamoğlu Ve her ikisine yeminler etti: "İnanın ki ben ikinizin de iyiliğini istiyorum."
Mustafa İslamoğlu

Ve her ikisine yeminler etti: "İnanın ki ben ikinizin de iyiliğini istiyorum."

Araf 21. Ayet 21. Ayet Rashad Khalifa He swore to them, "I am giving you good advice."
Rashad Khalifa

He swore to them, "I am giving you good advice."

Araf 21. Ayet 21. Ayet The Monotheist Group And he swore to them: "I am giving good advice."
The Monotheist Group

And he swore to them: "I am giving good advice."

Araf 21. Ayet 21. Ayet Edip-Layth He swore to them: "I am giving good advice."
Edip-Layth

He swore to them: "I am giving good advice."

Araf 21. Ayet 21. Ayet Ali Rıza Safa Ve şöyle yemin etti: "Aslında, size gerçekten yol gösteriyorum!"
Ali Rıza Safa

Ve şöyle yemin etti: "Aslında, size gerçekten yol gösteriyorum!"

Araf 21. Ayet 21. Ayet Süleymaniye Vakfı Onlara yemin etti: "Ben ikinizin de iyiliğini istiyorum."
Süleymaniye Vakfı

Onlara yemin etti: "Ben ikinizin de iyiliğini istiyorum."

Araf 21. Ayet 21. Ayet Edip Yüksel Kendilerine yemin de etti: "Ben size öğüt veriyorum."
Edip Yüksel

Kendilerine yemin de etti: "Ben size öğüt veriyorum."

Araf 21. Ayet 21. Ayet Erhan Aktaş Ve ikisine: "Ben gerçekten ikinizin de iyiliğini istemekteyim." diye yemin etti.
Erhan Aktaş

Ve ikisine: "Ben gerçekten ikinizin de iyiliğini istemekteyim." diye yemin etti.

Araf 21. Ayet 21. Ayet Mehmet Okuyan "Doğrusu ben sizin için öğüt verenlerdenim!" diye yemin etmişti.
Mehmet Okuyan

"Doğrusu ben sizin için öğüt verenlerdenim!" diye yemin etmişti.

Araf 22. Ayet 22. Ayet Ahmed Hulusi Böylece onları (vehimlendirerek - kendilerini beden yapı olarak kabul ettirerek) aldattı (bedenselliği fark ettirdi)... O ikisi, o malum ağaçtan, (seks - üreme sisteminden) tadınca, bedenselliklerini hisseder oldular! Cennet yapraklarından üzerlerine örtmeye başladılar (nefslerindeki çeşitli Esma kuvveleri ile bedensellik hissini örtmeye çalıştılar)... Rableri onlara nida etti: "Ben size şu ağacı (bedenselliği yaşamayı) yasaklamadım mı; ben size demedim mi, kesinlikle şeytan sizin için apaçık düşmandır?"
Ahmed Hulusi

Böylece onları (vehimlendirerek - kendilerini beden yapı olarak kabul ettirerek) aldattı (bedenselliği fark ettirdi)... O ikisi, o malum ağaçtan, (seks - üreme sisteminden) tadınca, bedenselliklerini hisseder oldular! Cennet yapraklarından üzerlerine örtmeye başladılar (nefslerindeki çeşitli Esma kuvveleri ile bedensellik hissini örtmeye çalıştılar)... Rableri onlara nida etti: "Ben size şu ağacı (bedenselliği yaşamayı) yasaklamadım mı; ben size demedim mi, kesinlikle şeytan sizin için apaçık düşmandır?"

Araf 22. Ayet 22. Ayet Ali Bulaç Böylece onları aldatarak düşürdü. Ağacı tattıkları anda ise, ayıp yerleri kendilerine beliriverdi ve üzerlerini cennet yapraklarından örtmeye başladılar. (O zaman) Rableri kendilerine seslendi: "Ben sizi bu ağaçtan menetmemiş miydim? Ve şeytanın sizin gerçekten apaçık bir düşmanınız olduğunu söylememiş miydim?"
Ali Bulaç

Böylece onları aldatarak düşürdü. Ağacı tattıkları anda ise, ayıp yerleri kendilerine beliriverdi ve üzerlerini cennet yapraklarından örtmeye başladılar. (O zaman) Rableri kendilerine seslendi: "Ben sizi bu ağaçtan menetmemiş miydim? Ve şeytanın sizin gerçekten apaçık bir düşmanınız olduğunu söylememiş miydim?"

Araf 22. Ayet 22. Ayet Bayraktar Bayraklı Böylece onları hile ile aldattı. Ağacın meyvesini tattıklarında ayıp yerleri kendilerine göründü ve cennet yapraklarından üzerlerine örtmeye başladılar. Rableri onlara, "Ben size o ağacı yasaklamadım mı ve şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?" diye seslendi.
Bayraktar Bayraklı

Böylece onları hile ile aldattı. Ağacın meyvesini tattıklarında ayıp yerleri kendilerine göründü ve cennet yapraklarından üzerlerine örtmeye başladılar. Rableri onlara, "Ben size o ağacı yasaklamadım mı ve şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?" diye seslendi.

Araf 22. Ayet 22. Ayet Diyanet İşleri Bu suretle onları kandırarak yasağa sürükledi. Ağaçtan tattıklarında kendilerine avret yerleri göründü. Derhal üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rab'leri onlara, "Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?" diye seslendi.
Diyanet İşleri

Bu suretle onları kandırarak yasağa sürükledi. Ağaçtan tattıklarında kendilerine avret yerleri göründü. Derhal üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rab'leri onlara, "Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?" diye seslendi.

Araf 22. Ayet 22. Ayet Elmalılı Hamdi Yazır Bu suretle kandırarak ikisini de sarktırdı, onun üzerine vakta ki o ağacı tattılar, ikisine de çirkin yerleri açılıverdi ve başladılar Cennet yapraklarından üzerlerine üst üste yamayorlardı, rabları da kendilerine nida etti: ben sizi bu ağaçtan nehyetmedim mi? Ve size haberiniz olsun bu Şeytan açık bir düşmandır size demedim mi?
Elmalılı Hamdi Yazır

Bu suretle kandırarak ikisini de sarktırdı, onun üzerine vakta ki o ağacı tattılar, ikisine de çirkin yerleri açılıverdi ve başladılar Cennet yapraklarından üzerlerine üst üste yamayorlardı, rabları da kendilerine nida etti: ben sizi bu ağaçtan nehyetmedim mi? Ve size haberiniz olsun bu Şeytan açık bir düşmandır size demedim mi?

Araf 22. Ayet 22. Ayet Gültekin Onan Böylece onları aldatarak düşürdü. Ağacı tattıkları anda ise, ayıp yerleri kendilerine beliriverdi ve üzerlerini cennet yapraklarından örtmeye başladılar. (O zaman) rableri kendilerine seslendi: "Ben sizi bu ağaçtan menetmemiş miydim? Ve şeytanın sizin gerçekten apaçık bir düşmanınız olduğunu söylememiş miydim?"
Gültekin Onan

Böylece onları aldatarak düşürdü. Ağacı tattıkları anda ise, ayıp yerleri kendilerine beliriverdi ve üzerlerini cennet yapraklarından örtmeye başladılar. (O zaman) rableri kendilerine seslendi: "Ben sizi bu ağaçtan menetmemiş miydim? Ve şeytanın sizin gerçekten apaçık bir düşmanınız olduğunu söylememiş miydim?"

Araf 22. Ayet 22. Ayet Hasan Basri Çantay İşte bu suuretle ikisini de aldatarak (o ağacdan yemiye) tenezzül ettirdi Ağaç (in meyvesin) i tatdıkları anda ise o çirkin yerleri kendilerine açılıverdi ve üzerlerine cennet yaprağından üst üste yamayıb örtmiye başladılar. Rableri de: "Ben size bu ağacı yasak etmedim mi? Şeytan size muhakkak apaçık bir düşmandır demedim mi?" diye nida etdi.
Hasan Basri Çantay

İşte bu suuretle ikisini de aldatarak (o ağacdan yemiye) tenezzül ettirdi Ağaç (in meyvesin) i tatdıkları anda ise o çirkin yerleri kendilerine açılıverdi ve üzerlerine cennet yaprağından üst üste yamayıb örtmiye başladılar. Rableri de: "Ben size bu ağacı yasak etmedim mi? Şeytan size muhakkak apaçık bir düşmandır demedim mi?" diye nida etdi.

Araf 22. Ayet 22. Ayet İbni Kesir Böylece onların ikisini de baştan çıkarıp aldattı. Ağaçtan tadınca ayıp yerleri kendilerine göründü. İkisi de kendilerini cennetin yaprağıyla örtmeye başladılar. Rabbları da onlara: Ben sizi o ağaçtan men'etmedim mi? Ve şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi? diye nida etti.
İbni Kesir

Böylece onların ikisini de baştan çıkarıp aldattı. Ağaçtan tadınca ayıp yerleri kendilerine göründü. İkisi de kendilerini cennetin yaprağıyla örtmeye başladılar. Rabbları da onlara: Ben sizi o ağaçtan men'etmedim mi? Ve şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi? diye nida etti.

Araf 22. Ayet 22. Ayet Muhammed Esed Ve böylece onları yanıltıcı düşüncelerle yönlendirdi. Fakat o ikisi, sözü geçen ağacın meyvesinden tadar tatmaz birden çıplaklıklarının farkına vardılar; ve bahçeden topladıkları yapraklarla üzerlerini örtmeye koyuldular. Bunun üzerine Rableri onlara (şöyle) seslendi: "Ben sizi o ağaçtan menedip de, 'Şeytan sizin gerçekten apaçık düşmanınızdır dememiş miydim?".
Muhammed Esed

Ve böylece onları yanıltıcı düşüncelerle yönlendirdi. Fakat o ikisi, sözü geçen ağacın meyvesinden tadar tatmaz birden çıplaklıklarının farkına vardılar; ve bahçeden topladıkları yapraklarla üzerlerini örtmeye koyuldular. Bunun üzerine Rableri onlara (şöyle) seslendi: "Ben sizi o ağaçtan menedip de, 'Şeytan sizin gerçekten apaçık düşmanınızdır dememiş miydim?".

Araf 22. Ayet 22. Ayet Şaban Piriş Böylece onları hile ile aldattı. Ağacın meyvesinden tattıklarında, avret yerleri kendilerine göründü ve oraları cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rableri, O ikisine: -Size bu ağacı yasaklamadım mı, şeytan sizin apaçık düşmanınızdır demedim mi? diye seslendi.
Şaban Piriş

Böylece onları hile ile aldattı. Ağacın meyvesinden tattıklarında, avret yerleri kendilerine göründü ve oraları cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rableri, O ikisine: -Size bu ağacı yasaklamadım mı, şeytan sizin apaçık düşmanınızdır demedim mi? diye seslendi.

Araf 22. Ayet 22. Ayet Suat Yıldırım Böylece onları aldatarak mevkilerinden düşürdü. Şöyle ki: O ağacın meyvesini tadar tatmaz, edep yerlerinin açık olduğunu fark ettiler. Derhal, buldukları cennet yapraklarıyla edep yerlerini örtmeye başladılar. Onların Rabbi ise nida edip buyurdu: "Ben sizi o ağaçtan men etmedim mi? Ben şeytanın sizin besbelli düşmanınız olduğunu söylemedim mi? Niçin Beni dinlemediniz de bu perişan duruma düştünüz?"
Suat Yıldırım

Böylece onları aldatarak mevkilerinden düşürdü. Şöyle ki: O ağacın meyvesini tadar tatmaz, edep yerlerinin açık olduğunu fark ettiler. Derhal, buldukları cennet yapraklarıyla edep yerlerini örtmeye başladılar. Onların Rabbi ise nida edip buyurdu: "Ben sizi o ağaçtan men etmedim mi? Ben şeytanın sizin besbelli düşmanınız olduğunu söylemedim mi? Niçin Beni dinlemediniz de bu perişan duruma düştünüz?"

Araf 22. Ayet 22. Ayet Süleyman Ateş Böylece onları aldatarak aşağı sarkıttı, (önceki mevkilerinden indirdi). Ağac(ın meyvasın)ı tadınca çirkin yerleri kendilerine göründü ve cennet yapraklarını üst üste yamayıp üzerlerine örtmeğe başladılar. Rableri onlara ünledi: "Ben sizi o ağaçtan men'etmedim mi ve şeytan size apaçık düşmandır, demedim mi?"
Süleyman Ateş

Böylece onları aldatarak aşağı sarkıttı, (önceki mevkilerinden indirdi). Ağac(ın meyvasın)ı tadınca çirkin yerleri kendilerine göründü ve cennet yapraklarını üst üste yamayıp üzerlerine örtmeğe başladılar. Rableri onlara ünledi: "Ben sizi o ağaçtan men'etmedim mi ve şeytan size apaçık düşmandır, demedim mi?"

Araf 22. Ayet 22. Ayet Yaşar Nuri Öztürk Nihayet onları kandırarak aşağı çekti. O ikisi ağaçtan tadınca çirkin yerleri kendilerine açıldı. Bahçenin yapraklarından yamalar yapıp üzerlerine örtmeye başladılar. Rableri onlara seslendi: "Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Ben size, şeytan sizin için açık bir düşmandır demedim mi?"
Yaşar Nuri Öztürk

Nihayet onları kandırarak aşağı çekti. O ikisi ağaçtan tadınca çirkin yerleri kendilerine açıldı. Bahçenin yapraklarından yamalar yapıp üzerlerine örtmeye başladılar. Rableri onlara seslendi: "Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Ben size, şeytan sizin için açık bir düşmandır demedim mi?"

Araf 22. Ayet 22. Ayet Mustafa İslamoğlu İşte böylece onları aldanışa sürükleyecek telkinlerde bulundu. Bunun üzerine onlar o bitkiden tadar tatmaz cinselliklerinin farkına vardılar ve başladılar has bahçenin yapraklarından topladıklarıyla üzerlerini örtmeye. Rableri de ikisine birden şöyle seslendi: "Ben ikinizi de o ağaçtan men etmemiş miydim? Ve ben ikinize 'Kesinlikle Şeytan sizin için ayan açık bir düşmandır!' dememiş miydim?"
Mustafa İslamoğlu

İşte böylece onları aldanışa sürükleyecek telkinlerde bulundu. Bunun üzerine onlar o bitkiden tadar tatmaz cinselliklerinin farkına vardılar ve başladılar has bahçenin yapraklarından topladıklarıyla üzerlerini örtmeye. Rableri de ikisine birden şöyle seslendi: "Ben ikinizi de o ağaçtan men etmemiş miydim? Ve ben ikinize 'Kesinlikle Şeytan sizin için ayan açık bir düşmandır!' dememiş miydim?"

Araf 22. Ayet 22. Ayet Rashad Khalifa He thus duped them with lies. As soon as they tasted the tree, their bodies became visible to them, and they tried to cover themselves with the leaves of Paradise. Their Lord called upon them: "Did I not enjoin you from that tree, and warn you that the devil is your most ardent enemy?"
Rashad Khalifa

He thus duped them with lies. As soon as they tasted the tree, their bodies became visible to them, and they tried to cover themselves with the leaves of Paradise. Their Lord called upon them: "Did I not enjoin you from that tree, and warn you that the devil is your most ardent enemy?"

Araf 22. Ayet 22. Ayet The Monotheist Group So he misled them with deception; and when they tasted the tree, their bodies became apparent to them, and they rushed to cover themselves with the leaves of the paradise; and their Lord called to them: "Did I not prohibit you from that tree, and tell you that the devil is your clear enemy?"
The Monotheist Group

So he misled them with deception; and when they tasted the tree, their bodies became apparent to them, and they rushed to cover themselves with the leaves of the paradise; and their Lord called to them: "Did I not prohibit you from that tree, and tell you that the devil is your clear enemy?"

Araf 22. Ayet 22. Ayet Edip-Layth So he misled them with deception; and when they tasted the tree, their bodies became apparent to them, and they rushed to cover themselves with the leaves of the paradise; and their Lord called to them: "Did I not forbid you from that tree, and tell you that the devil is your clear enemy?"
Edip-Layth

So he misled them with deception; and when they tasted the tree, their bodies became apparent to them, and they rushed to cover themselves with the leaves of the paradise; and their Lord called to them: "Did I not forbid you from that tree, and tell you that the devil is your clear enemy?"

Araf 22. Ayet 22. Ayet Ali Rıza Safa Böylece, onları aldatarak sürükledi. Ağaçtan tadınca, çıplaklıkları kendilerine göründü ve cennetin yapraklarıyla üstlerini örtmeye çalıştılar. Efendileri, onlara seslendi: "Bu ağacı size yasaklamadım mı? Aslında, şeytanın apaçık düşmanınız olduğunu da söyledim!"
Ali Rıza Safa

Böylece, onları aldatarak sürükledi. Ağaçtan tadınca, çıplaklıkları kendilerine göründü ve cennetin yapraklarıyla üstlerini örtmeye çalıştılar. Efendileri, onlara seslendi: "Bu ağacı size yasaklamadım mı? Aslında, şeytanın apaçık düşmanınız olduğunu da söyledim!"

Araf 22. Ayet 22. Ayet Süleymaniye Vakfı Böylece ikisini de kandırıp değerlerini düşürdü. İkisi de o ağaçtan tadınca açılması hoş olmayacak yerleri gözüktü. Bahçedeki yaprakları üst üste koyup örtünmeye başladılar. Rableri onlara şöyle seslendi: "Size bu ağacı yasak etmedim mi? Demedim mi Şeytan sizin açık düşmanınızdır?"
Süleymaniye Vakfı

Böylece ikisini de kandırıp değerlerini düşürdü. İkisi de o ağaçtan tadınca açılması hoş olmayacak yerleri gözüktü. Bahçedeki yaprakları üst üste koyup örtünmeye başladılar. Rableri onlara şöyle seslendi: "Size bu ağacı yasak etmedim mi? Demedim mi Şeytan sizin açık düşmanınızdır?"

Araf 22. Ayet 22. Ayet Edip Yüksel Böylece onları yalanlarla aldattı. Ağacı tadınca bedenleri kendilerine göründü. Üzerlerini bahçe yapraklarıyla örtmeye başladılar. Efendi'leri kendilerini çağırdı: "O ağaçtan ikinizi menetmedim mi ve sapkının ikinize düşman olduğunu söylemedim mi?"[1]
Edip Yüksel

Böylece onları yalanlarla aldattı. Ağacı tadınca bedenleri kendilerine göründü. Üzerlerini bahçe yapraklarıyla örtmeye başladılar. Efendi'leri kendilerini çağırdı: "O ağaçtan ikinizi menetmedim mi ve sapkının ikinize düşman olduğunu söylemedim mi?"[1]

Dip Notlar
Araf 22. Ayet 22. Ayet Erhan Aktaş Böylece ikisini aldatıp baştan çıkardı. O ağaçtan tadınca[1], çirkinlikleri açığa çıktı.[2] Cennet yapraklarını[3] üst üste koyup örtünmeye başladılar.[4] Rabb'leri onlara: "Ben sizi o ağaçtan men etmedim mi? Bu şeytan size apaçık bir düşmandır demedim mi?" diye seslendi.
Erhan Aktaş

Böylece ikisini aldatıp baştan çıkardı. O ağaçtan tadınca[1], çirkinlikleri açığa çıktı.[2] Cennet yapraklarını[3] üst üste koyup örtünmeye başladılar.[4] Rabb'leri onlara: "Ben sizi o ağaçtan men etmedim mi? Bu şeytan size apaçık bir düşmandır demedim mi?" diye seslendi.

Dip Notlar
Araf 22. Ayet 22. Ayet Mehmet Okuyan Onları aldatarak (yasağı işlemeye) sarkıtmış (sevk etmiş)ti. (Yasak) ağacı tattıklarında edep yerleri kendilerine görünmüştü. (Ardından) bahçenin yapraklarından üzerlerine örtmeye başlamışlardı. Rableri onlara "Ben sizi o ağaçtan engellememiş miydim ve size ‘Şeytan, sizin apaçık düşmanınızdır' dememiş miydim?" diye seslenmişti.
Mehmet Okuyan

Onları aldatarak (yasağı işlemeye) sarkıtmış (sevk etmiş)ti. (Yasak) ağacı tattıklarında edep yerleri kendilerine görünmüştü. (Ardından) bahçenin yapraklarından üzerlerine örtmeye başlamışlardı. Rableri onlara "Ben sizi o ağaçtan engellememiş miydim ve size ‘Şeytan, sizin apaçık düşmanınızdır' dememiş miydim?" diye seslenmişti.

Araf 23. Ayet 23. Ayet Ahmed Hulusi Dediler ki: "Rabbimiz! Nefsimize zulmettik... Eğer bizi bağışlamaz ve bize rahmet etmez isen, biz kesinlikle hüsrana uğrayanlardan oluruz. "
Ahmed Hulusi

Dediler ki: "Rabbimiz! Nefsimize zulmettik... Eğer bizi bağışlamaz ve bize rahmet etmez isen, biz kesinlikle hüsrana uğrayanlardan oluruz. "

Araf 23. Ayet 23. Ayet Ali Bulaç Dediler ki: "Rabbimiz, biz nefislerimize zulmettik, eğer bizi bağışlamazsan ve esirgemezsen, gerçekten hüsrana uğrayanlardan olacağız."
Ali Bulaç

Dediler ki: "Rabbimiz, biz nefislerimize zulmettik, eğer bizi bağışlamazsan ve esirgemezsen, gerçekten hüsrana uğrayanlardan olacağız."

Araf 23. Ayet 23. Ayet Bayraktar Bayraklı Adem ile eşi dediler ki: "Ey Rabbimiz! Biz kendimize haksızlık ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, elbette ziyan edenlerden oluruz."
Bayraktar Bayraklı

Adem ile eşi dediler ki: "Ey Rabbimiz! Biz kendimize haksızlık ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, elbette ziyan edenlerden oluruz."

Araf 23. Ayet 23. Ayet Diyanet İşleri Dediler ki: "Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz."
Diyanet İşleri

Dediler ki: "Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz."

Araf 23. Ayet 23. Ayet Elmalılı Hamdi Yazır Rabbena, dediler, nefsilerimize zulmettik, eğer sen bize mağfiret etmez, merhamet buyurmazsan şüphe yok ki husrana düşenlerden oluruz
Elmalılı Hamdi Yazır

Rabbena, dediler, nefsilerimize zulmettik, eğer sen bize mağfiret etmez, merhamet buyurmazsan şüphe yok ki husrana düşenlerden oluruz

Araf 23. Ayet 23. Ayet Gültekin Onan Dediler ki: "Rabbimiz, biz nefslerimize zulmettik, eğer bizi bağışlamazsan ve esirgemezsen, gerçekten hüsrana uğrayanlardan olacağız."
Gültekin Onan

Dediler ki: "Rabbimiz, biz nefslerimize zulmettik, eğer bizi bağışlamazsan ve esirgemezsen, gerçekten hüsrana uğrayanlardan olacağız."

Araf 23. Ayet 23. Ayet Hasan Basri Çantay Dediler: "Ey Rabbimiz, kendimize yazık etdik. Eğer bizi bağışlamaz, bizi esirgemezsen her halde (maddi ve ma'nevi en büyük) zarara uğrayanlardan olacağız".
Hasan Basri Çantay

Dediler: "Ey Rabbimiz, kendimize yazık etdik. Eğer bizi bağışlamaz, bizi esirgemezsen her halde (maddi ve ma'nevi en büyük) zarara uğrayanlardan olacağız".

Araf 23. Ayet 23. Ayet İbni Kesir İkisi dediler ki: Rabbımız; kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamazsan ve bize merhamet etmezsen; muhakkak ki biz, hüsrana uğrayanlardan oluruz.
İbni Kesir

İkisi dediler ki: Rabbımız; kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamazsan ve bize merhamet etmezsen; muhakkak ki biz, hüsrana uğrayanlardan oluruz.

Araf 23. Ayet 23. Ayet Muhammed Esed O ikisi: "Ey Rabbimiz! Biz kendimize yazık ettik; bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, hiç şüphesiz, kaybedenlerden olacağız!" dediler.
Muhammed Esed

O ikisi: "Ey Rabbimiz! Biz kendimize yazık ettik; bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, hiç şüphesiz, kaybedenlerden olacağız!" dediler.

Araf 23. Ayet 23. Ayet Şaban Piriş -Rabbimiz, kendimize zulmettik, bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen elbette hüsrana uğrayanlardan oluruz, dediler.
Şaban Piriş

-Rabbimiz, kendimize zulmettik, bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen elbette hüsrana uğrayanlardan oluruz, dediler.

Araf 23. Ayet 23. Ayet Suat Yıldırım "Ey bizim Rabbimiz, kendimize yazık ettik. Şayet Sen kusurumuzu örtüp, bize merhamet buyurmazsan, en büyük kayba uğrayanlardan oluruz!" diye yalvarıp yakardılar.
Suat Yıldırım

"Ey bizim Rabbimiz, kendimize yazık ettik. Şayet Sen kusurumuzu örtüp, bize merhamet buyurmazsan, en büyük kayba uğrayanlardan oluruz!" diye yalvarıp yakardılar.

Araf 23. Ayet 23. Ayet Süleyman Ateş Dediler: "Rabbimiz, biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan, muhakkak ziyana uğrayanlardan oluruz!"
Süleyman Ateş

Dediler: "Rabbimiz, biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan, muhakkak ziyana uğrayanlardan oluruz!"

Araf 23. Ayet 23. Ayet Yaşar Nuri Öztürk "Ey Rabbimiz, dediler, öz benliklerimize zulmettik. Eğer bizi affetmez, bize acımazsan elbette ki hüsrana uğrayanlardan olacağız."
Yaşar Nuri Öztürk

"Ey Rabbimiz, dediler, öz benliklerimize zulmettik. Eğer bizi affetmez, bize acımazsan elbette ki hüsrana uğrayanlardan olacağız."

Araf 23. Ayet 23. Ayet Mustafa İslamoğlu Her ikisi de dediler ki: "Rabbimiz! Biz kendi kendimize zulmetmişiz; eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan, kesinlikle kaybedenler arasına gireriz!"
Mustafa İslamoğlu

Her ikisi de dediler ki: "Rabbimiz! Biz kendi kendimize zulmetmişiz; eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan, kesinlikle kaybedenler arasına gireriz!"

Araf 23. Ayet 23. Ayet Rashad Khalifa They said, "Our Lord, we have wronged our souls, and unless You forgive us and have mercy on us, we will be losers."
Rashad Khalifa

They said, "Our Lord, we have wronged our souls, and unless You forgive us and have mercy on us, we will be losers."

Araf 23. Ayet 23. Ayet The Monotheist Group They said: "Our Lord, we have wronged ourselves and if You do not forgive us and have mercy on us, then we will be of the losers!"
The Monotheist Group

They said: "Our Lord, we have wronged ourselves and if You do not forgive us and have mercy on us, then we will be of the losers!"

İletişime Geçin

Yardıma mı ihtiyacınız var? Hızlı bir şekilde yardım için destek ekibimizle iletişime geçin.

image image

Henüz Üye Değil misiniz?

Kaydolun! Kendinize özel takip ve favori listeleri oluşturabilirsiniz.

image image