Mealler

He said, "Grant me a respite, until the Day of Resurrection."

He said: "Grant me respite until the Day they are resurrected?"

He said, "Grant me respite until the day they are resurrected?"

"Yeniden yaşama döndürülecekleri güne dek bana süre ver!" dedi.

İblis: "Öyleyse tekrar dirilecekleri güne kadar beni yaşat." dedi.

"Dirilecekleri güne kadar bana süre tanı" dedi.

"Tekrar diriltilecekleri güne kadar beni gözle[1]" dedi.

(14, 15) (İblis) "Bana, (insanların) tekrar diriltilecekleri güne kadar zaman tanı." deyince, (Allah da) "(Tamam), sen zaman tanınanlardansın." demişti[1]

Buyurdu: "Muhakkak ki sen mühlet verilmişlerdensin. "

(Allah:) "Sen gözlenip ertelenenlerdensin" dedi.

Allah, "Haydi, sen mühlet verilenlerdensin" buyurdu.

Allah da, "Sen süre verilenlerdensin" dedi.

buyurdu ki: haydi mühlet verilenlerdensin

(Tanrı:) "Sen gözlenip ertelenenlerdensin" dedi.

(Allah) dedi ki: "Sen mühlet verilmişlerdensin".

Buyudu ki: Sen mühlet verilmişlerdensin.

(Ve Allah): "Tamam, sen artık mühlet verilen kimselerden oldun" diye buyurdu.

Allah: -Mühlet verilenlerdensin! dedi.

Allah: "Haydi, sen mühlet verilenlerdensin!" buyurdu.

(Allah) buyurdu: "Haydi sen süre verilmişlerdensin."

Buyurdu: "Süre verilenlerdensin."

(Allah) "Sen zaten süre tanınmışlardan biriydin!" buyurdu.

He said, "You are granted a respite."

He said: "You are granted."

He said, "You are granted respite."

Dedi ki: "Sana süre verilmiştir!"

Allah dedi ki "Sen de yaşatılacaklardansın."[1]

"Sana süre tanınmıştır" dedi.

"Sen gözlenenlerdensin."[1] dedi.

(14, 15) (İblis) "Bana, (insanların) tekrar diriltilecekleri güne kadar zaman tanı." deyince, (Allah da) "(Tamam), sen zaman tanınanlardansın." demişti[1]

"Yemin ederim ki, (yudillü men yeşau = dilediğine sapmayı yaşattırır; realitesince) beni sapıttırmanın sonucu olarak, onlara engel olmak için senin sırat-ı müstakimine oturacağım!"

Dedi ki: "Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım."

İblis, "Öyle ise beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım" dedi.

Şeytan dedi ki: "(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerinde elbette oturacağım."

Öyle ise dedi beni azdırmana karşılık yemin ederim ki ben de onları saptırmak için her halde senin doğru yoluna oturacağım,

Dedi ki: "Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı, insanları saptırmak) için mutlaka senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım."

"(İblis) öyleyse, dedi, (madem ki) Sen beni azgınlığa mahkum etdin, ben de bu sebeble, andolsun ki, onlar (ı sapdırmak) için senin doğru yolunda (pusu kurub) oturacağım".

Dedi ki: Öyleyse beni azgınlığa mahkum ettiğin için ben de andolsun ki; Senin dosdoğru yolun üzerinde onlara karşı duracağım.

(Bunun üzerine İblis): "Madem ki, benim yoldan çıkmamı istedin" dedi, "ben de, gidip senin doğru yolunun üzerinde onlar için pusuya yatacağım,

İblis: -Beni azdırmana karşılık, Ben de onlar için senin dosdoğru yolunun üzerinde oturacağım.

(16-17) "Öyle ise" dedi, "Sen beni azgınlığa mahkum ettiğin için, ben de onları gözetlemek üzere Senin doğru yolunun üzerinde pusu kurup oturacağım." "Sonra onların gah önlerinden, gah arkalarından, gah sağlarından, gah sollarından sokulacağım, vesvese verip pusu kuracağım, Sen de onların ekserisini şükreden kullar bulmayacaksın."

"Öyle ise, dedi, beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onlar(ı saptırmak) için senin doğru yolunun üstüne oturacağım."

Dedi: "Beni azdırmana yemin ederim ki, onları saptırmak için senin dosdoğru yolun üzerine kurulacağım."

(Ve İblis) şöyle dedi: "Madem ki sen beni saptırdın, yemin olsun ki ben de senin dosdoğru yolunun üzerine onlar için pusu kuracağım;

He said, "Since You have willed that I go astray, I will skulk for them on Your straight path.,

He said: "For that which You have caused me to be misled, I will stalk for them on Your straight path."

He said, "For You having me sent astray, I will stalk for them on Your Straight Path."

"Öyleyse beni azdırdığın için, dosdoğru yolunun üzerinde onlara karşı kesinlikle oturacağım!"

Şeytan dedi ki "Madem beni aşırılığa sen sevk ettin[1], ben de senin doğru yolunun üstüne onlar için oturacağıma yemin ederim.

"Beni saptırmana karşılık, onlar için senin dosdoğru yolun üzerine sinsice oturacağım."[1]